FUTBOL takımlarını takip etmenin en güzel taraflarından biri de şüphesiz ki transfer dönemleridir. Takıma kim gelecek? Takımdan kimler ayrılacak? Yeni sezonda takımın başında kimi göreceğiz? Bu soruların başladığı an transfer döneminin başladığının göstergesidir. Futbolseverler olarak bu dönemler takımların hareketli geçirmesini bekleriz. Tabi planlı bir şekilde olması koşuluyla. Bazı kulüpler taraftara şirin gözükmek adına bu transfer aylarını fırsata çevirerek yanlış kararlara imza atabiliyor. Kulüpler pek çok takımdan profesyonel oyuncuları bünyesine kazandırmak için kıyasıya rekabete giriyorlar. Söz konusu transfer dönemiyken tarihe geçmiş bir transfer hikâyesinden bahsetmek istiyorum. Hikâyenin başkahramanı Carlos Kaiser. Bu kahramanımızın yeteneklerinden veya oyunu iyi okumasından bahsetmeyeceğiz.
Carlos Kaiser, 2 Nisan 1963’te Brezilya’nın Rio kentinde dünyaya geldi. Pek çok futbolcu gibi futbol topuyla sokakta tanışan CarlosKaiser, bir yetenek avcısının onu keşfetmesiyle kendini Botafogo kulübünün alt yapısından içeri girerken buldu. Henüz 10 yaşında olan kahramanımızın ailesi bunu bir fırsat olarak görüyor, oğullarının profesyonel olması durumunda hayatlarının kurtulacağına inanıyorlardı. Kaiser’de aynı fikirdedir ancak futbol oynamayı hiç istemiyordur. Botafogo’da 6 yıl kaldıktan sonra ilk transferini Meksika’nın Puebla takımına giderek gerçekleştirir. İlk başlarda takımda oynar, hazırlık maçlarında gol bile atar ancak kafasına bir kere futbol oynamam fikrini koymuştur ve bunun yolunu aramaya başlar. Aklına sakatlanma fikri gelir ve bir antrenman sırasında tam şut çekeceği sırada şutu çeker ve sonrasında acı içinde kendini yere bırakır. Kulübe sakatlandığını söyleyerek futbol oynayamayacağını söyler.
Kısa süren Meksika macerasının ardından Carlos Kaiser, Botafoga’ya ve ülkesine geri döner. Futbol oynamadan kariyerini devam ettirmeyi planlayan Kaiser, sakatlık dışında yeni bir formül bulmuştur. Sık sık telefon görüşmeleri gerçekleştiren Kaiser, rakip takım başkanlarıyla konuşur gibi yapıp kendini attırmak için uğraşır fakat bunu bir türlü beceremez. Botafogo’nun ardından Fluminense oradan da Vasco da Gama’ya transfer olan Carlos Kaiser, aynı bahanelerle burada da futbol oynamadan kariyerini devam ettirir.Bangu’ya transfer olduktan sonra takımı 2-0 gerideyken başkan teknik direktöre haber gönderir ve Kaiser’i oyuna olmasını söyler. Bitime sayılı dakikalar kala oyuna girmek için ısınan Kaiser, taraftarla girdiği münakaşa sonrası hakem tarafından oyundan atılır ve yine maça girmeden soyunma odasının yolunu tutar. Maçtan sonra soyunma odasına inen başkan ona bu hareketi neden yaptığını sorar. Kaiser ise “Başkanım ben sizi 13 yaşında kaybettiğim babam gibi görüyorum. Tribündekiler size küfür etti ve bende dayanamadım” der ve yeni sözleşmeyi kapar.
Kulüpten ayrıldıktan sonra Fransa’nın yolunu tutan Carlos Kaiser, Fransa 2. Lig takımlarından Gazalec takımına transfer olur. 8 yıl burada kalan Kaiser, bir kere bile futbol oynamadan burada kalmayı başarmıştır. İşte 24 yıllık kariyeri boyunca sadece 61 maça çıkıp 6 gol atan Kaiser’in ilginç transfer hikâyesi tam olarak böyle. Kendisi hiç futbol oynamayan en büyük futbolcu olarak adlandırılıyor.