İlginç bir seçim süreci yaşıyoruz. Seçimlerin olmazsa olması elbette ki vaattir. Yerel seçimlerde vaatler belirlenirken o kentin sorunları göz önüne alınır. Fakat bu seçimde özellikle büyükşehir adaylarının vaatleri yereli aşarak geneli kapsıyor. Yani seçim yerel, vaatler genel.
31 Mart’a çok az bir süre kaldı. Parti genel başkanları, adaylar ve parti yöneticileri seçmeni ikna etmek için var güçleri ile çalışıyor. Bunun için vaat üstüne vaat sıralıyor. Bu vaatlerin yerel yöneticiler tarafından gerçekleşebilir olup olmadığına, ya da iktidarda olanların bu vaatleri neden yerine getirmediğine kimse bakmıyor, sorgulamıyor, hesap sormuyor.
Sayıştay raporlarının da gösterdiği gibi maalesef ülkemizde yerel iktidarı elinde bulundurmak, hizmetten çok yandaşlara kaynak aktarım mekanizması haline dönüştü. Bunun en bariz örneğini Doğu ve Güneydoğu’daki kayyım yönetimleri için söylemek yanlış olmazsa gerek. Ayrıca başta İstanbul olmak üzere batıdaki yerel yönetimlerin kaynak bakımından zengin olması ister iktidarda olsun, ister muhalefette olsun siyasi partilerin güçlerini sürdürmelerine büyük destek sağlamaktadır.
Yerel seçime girme hakkı bulunan tüm siyasi partiler, seçimi o kadar çok önemsiyor ki elindeki en güçlü adaylar ile yarışa katılıyor. Bu durum bazı istisnalar hariç batıda kimin kazanacağını kestirmeyi zorlaştırıyor. Dolayısı ile batıdaki adayların vaatleri de buna paralel gidiyor. Yani yereli aşıp genelleşiyor.
Örnek mi?
Emekliye zam
Öğrencilere yemek
Toplu Konut
Terör
Ekonomi
Göç sorunu
Bu başlıkları içinde genişletebiliriz. Durum böyle olunca da muhalefet iktidara; ‘Bugüne kadar neden yapmadınız' diye sorarken, iktidarda muhalefete; ‘Merkezi yönetim ile yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez’ diye cevap veriyor.
Vaat vaat vaat. Uzayıp gidiyor. Aslında öyle bir bağlayıcı kanun getirilmeli ki boş keseden vaat etmek kolay olmamalı. Halkı aldatma, kandırma kapsamına alınmalı. Bunun yapanlar cezalandırılmalı. Burada hukuk devreye giriyor. Diyeceksiniz ki ‘Bizde hukuk mu kaldı’ doğru hukuk da kalmadı. O zaman ne yapacağız, bu sorumluluğu halk yerine getirecek. Boş vaatte bulunanları sandıkta cezalandıracak. Cezalandıracak ki bir daha boş vaatlerde bulunmasınlar.
Biraz da Diyarbakır özelinde bölgeye bakalım. 2016’dan bu yana bölgenin birçok yerinde seçilmişler görevden alınarak, yerine kayyımlar yani devlet memurları atandı. Bu memurlar halkın talepleri yerine iktidarın taliplerini yerine getirdi. Yerel dinamikleri yok sayarak bir nevi ötekileştirme gerçekleştirdi. Haklarında onlarca yolsuzluk, vurgun, talan Sayıştay raporlarına yansıdı. Bazıları sessiz sedasız görevden uzaklaştırıldı.
Bölgede bazı istisnalar hariç yarış AK Parti ile DEM Parti arasında geçecek. Durum böyle olunca seçmen ‘Acaba yine kayyım atanır mı’ diye soruyor. Seçmen kendi iradesinin kentlerini yönetmesini istiyor. AK Parti Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mehmet Halis Bilden, ‘Kayyım, gönülden benimsediğim bir yöntem değildir’ diyor ve ekliyor, ‘Lakin hatırlayın lütfen; birileri burada barikat kurdu ve özerklik ilan etti. Belli bir zorunluluktan dolayı kayyım atandı buralara’ dedi. Suçu var ise seçilen başkanın yerine tahammüller gereği yeni başkanın seçilme şeklini teğet geçti.
Adı yolsuzluklarla anılan ve yurtdışı yasağı getirilen yüzde 70,5 oy ile seçilen HDP’li Zeyyat Ceylan’ın yerine, yüzde 25.5 oy ile atanan AK Partili Bağlar Belediye Başkanı Hüseyin Beyoğlu hakkındaki düşüncelerini aktarmadı. Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya’nın belgeler ile ortaya koyduğu hafif raylı sistem için gönderilen 642 milyon lira ödeneğin kayyım tarafından geri gönderildiğini ve partisinin 22 yıldır iktidarda olduğunu unutarak raylı sistem vaadinde bulundu.
Son bir not: Eskiden seçim öncesi hizmetlere hız verilirdi. Ancak bu seçim öncesi bunu göremiyoruz. Yollar köstebek yuvasına döndü, yeni yapılan kaldırımlar çöktü, çöp sorunu aldı başını gitti, depremde hasar gören binaların yıkımı bir yılı geçmesine rağmen tamamlanmadı. Yeraltına çekilen elektrik hatları nedeniyle kaldırılan beton direkler sağa sola terk edildi, yeni direkler ise iyi monte edilemediği için çirkin görüntü arz etti, aydınlatmaların bazıları arızalı çıktı.
Sevgiyle kalın.