Ülke siyasetindeki baş döndürücü gelişmeler nedeniyle içerideki gelişmelerden bir hayli uzak kaldık. Geçtiğimiz gün bir grup okurumun, sorunlarını dinlemem için yaptığı kahve davetine icabet ettim. Ülke gündemindeki gelişmelerin ağırlığı ne olursa olsun, hiçbir zaman okurlarımızın sorunlarını ihmal etmemeliyiz. Bende öyle yaptım.

Okurlarımın sorunlarına girmeden önce şun belirtmem gerekiyor. Diyarbakır Su ve Kanalizasyon İdaresi (DİSKİ) Genel Müdürlüğü, Yönetim Kurulu Başkanı Vali Münir Karaloğlu ve Genel Müdür Mehmet Fırat Tutşi ile güzel bir ivme yakaladı. Gazeteci olarak bu ikilinin kent merkezinin dışında başta Ergani ve Silvan gibi büyük ilçeler olmak üzere, tüm ilçelerde içme suyundan kanalizasyona kadar birçok öncelikli soruna el attığını görüyor ve takdir ediyorum.

Ancak bu kadar güzel işler yapılırken, ne yazık ki küçük şeyler halk nezdinde bu güzel işleri alıp götürüyor ya da gölgeliyor. Neden mi? Hemen konuya geleyim.

Mezopotamya Mahallesi’nde bulunan 4 bloklu Taşkıran Sitesi’ndeki bir grup okurum, DİSKİ’nin kendilerine hiçbir tebligat veya sözlü bildirimde bulunmadan binaların alt katında bulunan sularını kestiğini söylediler. Bina sakinleri; hafta sonuna denk gelmesi, suyun temizlikte bu kadar önemli olduğu pandemi döneminde birkaç gün susuz kalmaya isyan etmişler.

Bina sakini okurlarıma; gazetecilik gereği sorunun kaynağını sordum. Aslında onlar kızgınlığı ve isyanı DİSKİ’nin sularını kesmelerine değil, kendilerine yol gösterilmeden ve hiçbir tebligat yapılmadan sularının kesilmesineydi.

-Çünkü binalarının bireysel abonelikleri yapılmamıştı.

-Faturalar isimsiz geliyordu.

-Borçları da yoktu.

Anladığım kadarıyla burada bir koordinasyonsuzluk veya sahadaki DİSKİ görevlilerinin işgüzarlığı bulunuyor. Sonuç itibariyle site sakinleri istenilen evraklarla gidip aboneliklerini yaptırarak sularını açtırdılar. Fakat olan pandemi sürecinde temizlikten mahrum kalan ailelere oldu. Bir elçi olarak ben görevimi yaptım ve bu köşeden durumu hem Vali Münir Karaloğlu’na hem de Genel Müdür Mehmet Fırat Tutşi’ye ilettim. Umarım en kısa sürede Taşkıran Sitesi sakinlerinin şikayetleri dinlenilir ve kendilerinden özür dilenir.

JİYAN SEMT PAZARI

Gelelim diyer konuya; 2013’de dönemin Barış ve Demokrasi Partili Bağlar Belediye Başkanı Yüksel Baran, Türkiye'de bir ilk gerçekleştirerek sadece kadınların bulunduğu bir semt pazarı açılmasını sağladı. Jiyan yani hayat semt pazarında yüzlerce kadın 8 yıldan bu yana tezgah açarak, kimseye muhtaç olmadan ekmek kavgası veriyor.

-Bu pazarda eşinden şiddet gören ve ayrılan kadınlar var.

-Bu pazarda eşini kaybetmiş ve ailesine bakmakla yükümlü olan kadınlar var.

-Bu pazarda çocuklarını okutan kadınlar var.

-Bu pazarda dilencilik yapmak yerine, alın teriyle ekmeğini kazanan kadınlar var.

-Bu pazarda kadının onurlu duruşu var.

-Bu pazarda kadın dayanışması var.

Şimdi bu pazarın yavaş yavaş kadınların elinden alınmak istendiği yönünde basına bilgiler yansıyor. Bunun içinde önce erkek pazarcılar yerleştirilmek isteniyor. Pazar, Barış ve Demokrasi Partili Belediye tarafından kurulduğu için hedefte olduğu öne sürülüyor.

Tüm bu soruların cevabı bizde değil, Bağlar’ın AK Partili Belediye Başkanı Hüseyin Beyoğlu’nda elbette. Bağlar Belediye Başkanı Hüseyin Beyoğlu'nun, bu kadınları pazardan çıkartmak isteyip-istemediği veya partisinden bu yönlü bir baskı görüp-görmediğini kamuoyuna açıklaması gerekiyor.

Çünkü bildiğim tanıdığım Beyoğlu’nun, mağdur kadınların ekmeğiyle oynayacağını sanmıyorum, sanmak istemiyorum. Konunun takipçisi olarak sonucu hep beraber göreceğiz.

Sevgiyle kalın.