Türk tarihçilerin profiline baktığımız zaman her açıdan taraflı, mantık dışı ve seviyesizce açıklamalar yapmaktalar. Havada duran cümleler ile karşısında bulunan insan topluluğuna kendi sığ zihniyeti ile etkilemeye çalıştığını görüyoruz. Bu yazımda alt seviye tarih bilimcilerin attığı yalanları ve bunlar üzerinden kendi hastalıklı beyinlerini tatmin etme üzerinde duracağım.
Dünya tarihi, dinler tarihi ve askeri tarih alanlarında okuduğum bazı kitaplarda çok iyi olmasa da diğer halkları tanımlama ve olaylara bakış açılarını çözme yolunda biraz fikir edine bildim.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içerisinde “çok iyi tarihçi”, “çok iyi arkeolog” gibi sıfatlar ile tanımlandırılan bazı kişilerin söylemlerine baktığımızda çok da iyi olmadıklarını görüyoruz. İyi bir tarihçi kendi menfi ve milli bilincinden tarafsız durup olayları olduğu gibi aktarabilendir. Ama maalesef bu Türk tarihçileri içerisinde neredeyse yok diyebileceğimiz bir özellik. Olaylar silsilesi ile şoklar geçirdiğim bu zamanlarda örnekler ile aktaracağım.
Bir Televizyon kanalında üç saat tarih konuşmak için toplamam bir grup tarih bilimini sürekli kişiler üzerinden aktarmaya özen gösterdi üstüne kendi milletini övmediği ya da taraf olmayan bir cümle kullanmadıklarını gözlemledim. Bu yaptıkları olaylar silsilesinde sürekli dünya ile kendi halklarını kıyaslama ve “biz daha iyiyiz”, “onlar iyi biz de iyiyiz”, “en iyi biziz” gibi izleyicileri milli güç ile uyuşturup kendi benlik hastalıklarını kabul ettirme peşindeydiler. Konuşma aynen şöyle geçiyor,
- Dünyanın En iyi Askeri liderleri kimdir?
-1. İskender 2. Cengiz HAN 3. Timur
Direk bu cevap veriliyor Timur dedikten sonra ise gözlerinin içi parlayarak şu cümleyi kuruyor Çok bilen tarihçimiz; “Orta Asya’da Arap alfabesini kaldırıp Uygur alfabesini getiriyor” diyor.
Büyük bir gurur ve özgüvenle. Hasta bunlar Türk tarihinden yola çıksan daha etkili güçlü liderler var. Dünya tarihine baksan çok çok daha iyileri mevcut, mesela Hanibal Barca, Dünya askeri stratejist alanında askeri okullarda ders olarak okutulur bunu demez. Ya da Çin Askeri ve Strateji Uzmanı Cao Cao gibi adamlar mevcut bunları katarsak o özgüvenle isimlerini zikrettiği kişiler ancak getir götür işleri yaparlar.
Tarihçi olarak kendilerini sıfatlandıran bu insanları dinlerken sadece acıyarak gülümsüyorum. Tarih bilgisi aktarırken sürekli kişiler üzerinden aktarılması da beyinlerinin monarşist sistemin tam oturmasıdan kaynaklı çok az da faşistlik var tabiî ki ikisinin karşımı ve kendi tatmikar cümleleri de eklenince tam tamına yığıntı bir bilgi verme işlemi oluyor. Kendi aciz beynindeki bilgileri karşıdakine aktarmak için koşullu yönlendirme yapıyor.
Herkesin bildiği kişileri öne sürüp kendi beynindekini de aradan verip oda böyle deyip işin içinden çıkıyor. Eski çağlarda saray soytarıları olurmuş kralı eğlendirmek ve güldürmek için her şeyi yaparlarmış, şiirler şarkılar söyleyip oynarlarmış; sadece kralın küçük bir tebessümü bile onların işinin yaptığının göstergesi olarak kabul edilirmiş. Şimdilerde ise bunlar var. Kürt halkının temsilcilerini güldürmek için uğraşıyorlar sanırım.