Tarihin yoz ve bağnaz etkisinden çıkmaya çalışan Kürtler, yaşamlarını sürdürdüğü coğrafyalarda baskıcı politikalarla frenlenmeye çalışılıyor. Bu nedenle tarihsel ve kültürel zenginliklerin açığa çıkaracak politikaların yaşam bulması engellenmek isteniyor. Ve bunun için ülkelerin ekonomik kaynakları sınırsız kullanılıyor.
Ama nafile. Kürtlerin tarihte bıraktığı izler, direngen ve mücadeleci ruhu, her defasında bu yaklaşımları boşa çıkarıyor. Aksine, her bir baskı Kürtlerin var olma mücadelesini daha da kamçılıyor.
Ancak mevcut duruma bakıldığına kazanımlar yeterli değil.
Bizim halkımız treni kaçırmış bir millet değil. Trenin varlığını dahi bilmeyen ve yeni yeni öğrenen bir millet.
Başlangıç olarak Kürt burjuvası şekillendirilmeli ve geliştirilmeli. Bu sınıf aydın, sorgulayıcı ve halkını geliştiren bir sınıf olmalı, sömüren değil.
Soyadı, unvan, sıfat, aşiret gibi küçük gruplaştırıcı birlikler bir halkı sömürüye götürmenin en menfi yoludur. Bir lider kendi ailesi için ülke lideri ise, ülke içerisinde diğer yurttaşlar halk kendinden gibi görünen bu kişilerce sömürülecektir. Ya da sömürtülecektir. Bu gibi icraatların sonuçlarını tarihe bakarsak acımasızca bitmiştir.
Örneğin Ramanov ailesi, zamanında kral olan o Nikolai ne kadar aciz ve acınası durumda öldürüldü. Maalesef Kürt halkının birden fazla Ramanov Ailesi var.
Ortadoğu’nun bu karanlığında Kürt halkının aydın yarınlarına umutla. Saygılarımla...