2022 Kötü bir yıl olmuştu. Her zaman ‘umut var’ diyerek beklentilerimizi 2023’e bağlamıştık. Fakat olmadı. ‘Gelen gideni aratır’ atasözü 2023 kendisini fazlası ile gösterdi. 2023’de yaşlı Dünya siyasi çalkantılarla birlikte savaş, kan, gözyaşı, sokak eylemleri, açlık, yoksulluk, hırsızlık, kanun tanımazlık, doğal afetler, doğa katliamları vs. vs. ile daha fazla anıldı. Ama yine de biz umudumuzu koruyarak gelen yıla taşıyalım, taşıyalım ki Dünyayı yaşanmaz hale getirenlere karşı direncimiz olsun.
Hiçbir canlı Dünyaya insanlar kadar zarar vermedi. İnsanlar sevgi-saygı yerine ego ve hırsları için yapmadığını bırakmadı. Bitmek tükenmez bilmeyen istek ve arzuları nedeniyle sadece kendilerinin rahatını düşünüp gerektiğinde her şeyi feda etti. Ama şunu unuttular tarih onları paraları, şan ve şöhretleri ile değil yaptıklarıyla anacak. Kötüleri lanetleyecek, iyileri saygı ve minnetle hatırlayacak.
Siyasetçiler için de bu böyle değil midir?
Dünyada bunun onlarca örneği var. Tarih iyi siyasetçiyi iyi, kötü siyasetçiyi kötü anmıyor mu?
Bundan sonra da böyle olmayacak mı?
Bugün siyaset yapanlar, bunun bilmiyor mu?
Bilmez olurlar mı? Elbette biliyorlar. Hem de hepimizden dahi iyi biliyorlar. Ama işte o ego yok mu o ego, o bitmek tükenmek bilmeyen hırsları yok mu o hırsları, onları kör ettiği gibi aslında hem dünyalıklarını, hem ahretlerini, hem de tarih sayfalarındaki en kötü yerde bulunmalarına neden oluyor.
Dünyadaki ülkelerde çeşitli yönetim şekilleri bulunuyor. İyisi ile kötüsü ile hepsinde göstermelikte olsa, danışıklı da yapılsa bir seçim var. Bizde de siyasetçiler seçimle iş başına geliyor, seçimle gidiyor. Kimi iyi yönetiyor, kimi kötü. Kimisi egosuna, hırsına yeniliyor, kimisi yaptığı dürüst hizmet ile saygı ve minnetle anılıyor.
Maalesef ülkemizdeki siyasetteki kirlilik her geçen gün ‘Bu kadar da olmaz’ dedirtiyor. Daha birkaç ay öncesine kadar aynı masada oturup yemek yiyenler, ülkenin geleceği için kafa yoranlar, baba-oğul, abla-kardeş veya anne-oğul olduklarını iddia edenler ego ve hırsları söz konusu olunca birbirlerine ‘savaş’ ilan edebiliyor, partinin halef ve selefleri olası başarısızlık için pusuya yatmış bekliyor. Bu durumda pek çok aktör var. Ama başrolde İYİ Parti ve siyasi arka planı tartışmalı olan Meral Akşener yer alıyor.
Meral Akşener siyasete Doğru Yol Partisi’nde başladı. Akşener, 1996-1997 yılları arasında Necmettin Erbakan liderliğinde kurulan koalisyon hükümetinde o çok tartışılan İçişleri Bakanı görevinde bulundu. Daha sonra MHP’de siyaset yapan Akşener, 2017’de İYİ Partiyi kurdu.
İYİ Parti ve Meral Akşener siyasete hızlı bir giriş yapmış, merkez sağın lider partisi olma yolunda adım adım ilerlemiş, 21 yıllık AK Parti ve sonradan ortağı olan MHP için büyük tehdit oluşturmaya başlamıştı. MHP ve AK Parti’nin içini çok iyi bilen Akşener kolları sıvayıp sokağa inmiş, halkla iç içe geçmiş, sorunları yerinde tespit etmiş, CHP’nin verdiği destekle girdiği ilk seçimde bunun semeresini fazlasıyla görerek yüzde 10 barajına kadar yükselmişti.
İYİ Parti ve Meral Akşener'in bu çıkışı ve sürekli yükselişine parlamenter sisteme dönüş vaadi nedeniyle kredi açanlardan biriydim. Geldiğimiz nokta baktığımda yanıldığımı görüyorum. Aslında Akşener'in geçmişi nedeniyle şüphelerim hep vardı. Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçiminde masayı dağıtması, Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçilmemesi için her türlü danışıklı dövüşü yapması, CHP’li belediye başkanlarını ayartmaya çalışması benim gibi şüphesi olanları haklı çıkardı.
Şimdi ise İYİ Parti ve Meral Akşener’in ‘Muhalefete muhalefet’ yaptığını, hatta en uç noktaya kadar giderek ‘Savaş’ ilan ettiğini görüyoruz. Bu tutum nedeniyle İYİ Parti’nin içindeki demokrat ve nispeten ılımlı milletvekilleri ve parti yöneticileri bir bir istifa ediyor, örgütler dağılıyor, büyümesi gereken parti, milliyetçi isimler nedeniyle dar bir çerçeveye hapsediliyor ve yerel seçim öncesi sürekli küçülüyor.
Meral Akşener ve İYİ Parti’nin kurulduğu günden bugüne izlediği politikalara baktığımız da acaba diyoruz… Acaba; ‘İYİ Parti, aslında AK Parti ve MHP’yi iktidarda tutmak, muhalefeti dağıtmak için mi kuruldu? Ne dersiniz?
Sevgiyle kalın.