Bir sonbahar yağmuru gibi yağıyor aşkın üzerime, bir sonbahar esintisi sanki sesin kulaklarımda. İlkbahar, yazı boş ver. Herkes Aşık olur o mevsimde, Seveceksen bir insanı sonbahar yağmurları üzerine yağarken seveceksin, her mevsimin ayrı bir güzelliği var. Ama benim için sonbaharın ayrı bir güzelliğe sahip, Mevsimlerden en güzeli hangisi deseler herkes farklı bir mevsimi söyler fakat pek az insan için sonbahar dört mevsim arasında en güzeli sayılır. Sonbahar mevsimi biraz hasret, biraz gözyaşı, biraz da yarım kalmışlık gibi nitelendirilir. Mevsim sonbahar ise demek ki, en güzel yaz günleri bitmiş ve önümüzde uzun bir kış var. Belki de bu yüzden sıcak, insanın içini ısıtan günlere vedayı simgelediği için sonbahar mevsimi biraz buruk duygular içeriyor.
Bu mevsimlerde duygular hazan yaşanır, tıpkı aşkları yarım kalmış aşıkların hazandır. Bir sonbahar yağmuru gibi yağıyor aşkın üzerime, bir sonbahar esintisi sanki sesin kulaklarımda, bahçenin kuytu köşesinde oturmuş şarap bardağını yudumlarken, dalında dökülen yapraklar gibi gözlerimde canlanıyor anılarım. Sonbaharda sararmış yapraklar solup gidiyorken hayatımdan, ben bir tek senin aşkınla ilkbahara inanıyorum hala. Sen gidersen ansızın sonbahar olurum, yağmurlar dökülür yanaklarıma. Islanır bedenim sonbahar yağmurları altında. Bir sonbahar esintisine kapılarak sürüklenen sararmış yaprak gibi, savruluyor gönlümde sevdalarım.
Bir hayatın, yeni bir yaşamın başlangıcındayken dudaklarım gülümserken, bu gözlerimdeki sonbahardan korkuyorum asıl ben. Kalbim bir sonbaharda her an yapraklarını dökecek bir ağaç misali, en ufak bir rüzgârla çırıl çıplak kalmaktan korkarak yaşıyorum. Bir sonbahar yağmuru gibi yağdın yüreğime, ellerin ellerimdeyken üşümedim hiç aslında. Bir kadını sonbaharda sevmeliyim, ellerim üşürken ısıtmak için, el ele tutuşmak için, yağmurlarda ıslanmasın diye aynı şemsiyenin altında sarılmak için. Sonbaharda yağan yağmurlardan saklanmak için tek kişilik şemsiyenin altına iki kişinin sığınması gibiydi seni sevmek. Birlikteyken sığmıyordu içim içime, senden uzakta kalbim sırılsıklam bir halde. Sonbahar denilince aklıma ilk gelen şey serin havalar, dökülen yapraklar ve şiddetli yağmurlar. Her ne kadar bu sonbahar resmi herkes tarafından sevilmese de aslında kendine has gizli bir güzelliği var bu mevsimin.
Sonbahar şiirleri genellikle ayrılıklarla, bitişlerle özdeşleştirilse de, çok az insan sonbaharı yeni başlangıçlardan önce son adım olarak görür. Sonbahar yeni bir başlangıçtan önce eski bir şeylerin bitmesini simgeliyor. Ağaçlardaki yapraklar dökülmese yenileri çıkmaz, yağmurlar yağmasa gökyüzü açılmaz. Doğa uzunca bir yorgunluktan sonra fazlalıklarından kurtulup derin bir dinlenme uykusuna dalıyor sanki. Bir süre mücadelesine, savaşına, çabalamaya ara veriyor ki, tekrar uyandığında daha güçlü olsun. Güneş yazın daha parlak olmak için dinlenmeye çekiliyor sanki. Yüreğimde sonbaharda sevinci yaşatmaya devam ediyorum. Ve yüreğimde kardelen çiçeklerinin filizlendiğini hissiyatıyla yaşıyorum sonbaharı, bir sonbahar yağmuru gibi üstüme yağıyorsun.
Sonbahar ile ilgili yazılan sözler, şiirler bitişleri üzüntülü bir şekilde aksettirse de, bir başka bakış açısından sonbahar sanki uzun bir koşu öncesi nefes almak gibi bir şey. Bu yüzden güz mevsiminde daha melankolik bir ruh haline bürünmek yerine ilerde yapacaklarımız için bir hazırlıklar yapıyoruz. Hayatımızın planını çiziyoruz, büromun cam kenarında kahvemi yudumlarken, hayaller kuruyorum. içimde tüm endişeleri terk ediyorum. Korkularımdan arınıyorum yağan yağmur tüm kötülükleri yıkayıp götürüyor ve ben sadece güzel umutlarla dolduruyorum kalbimi. Bir sonbahar esintisi bütün umutlarımın yeniden yeşermesine yetti. Sevgiler...