Türkiye’de bu yıl ilk kez ilaç fiyatlarına %37 ve %25 olmak üzere, yılda iki kez zam yapıldı. Zamların ilaç firmalarını rahatlatması ve özellikle Ekim 2021’den beri etkisini hissettiren ilaç krizini hafifletmesi bekleniyordu. Fakat zamlar beklenen etkiyi yaratmadı çünkü hala devletin ilaç firmalarına belirlediği satış kuru, reel döviz kurunun altında kalıyor. Sağlık Bakanlığı her yıl ilaçları fiyatlandırırken sabit bir euro kuru belirliyor ve ilaçların fiyatı, bu sabit kur üzerinden hesaplanıyor. Geçen yıl ilaç fiyatlarındaki sabit Euro kuru 4,57 TL olarak belirlendiğinde reel Euro kuru 14,85 TL idi. Bu yıl zamlarla birlikte ilaçta Euro kuru 10,76 TL’ye yükseltildi ancak reel kur 27 TL seviyesinde olduğu için, aradaki fark hala kapanmadı. Özellikle tansiyon ve kalp ilaçlarında, göz ameliyatı öncesi tanıda kullanılan ilaçlarda, diyabet ilaçlarında, hormon ilaçlarında ve bazı kanser ilaçlarında sıkıntı devam ediyor.%25’lik zammın ardından piyasada bulunan ilaç sayısında belirli bir artış yaşanmasına rağmen, hala ilaç yokluğuna dair sorunlar devam ediyor. İlaç fiyatlandırmasında belirlenen sabit kur ve gerçek kur arasındaki makas açıldıkça, piyasada bulunmayan ilaç sayısı da giderek artıyor. Yerli firmalar bile olsa ham maddesini yurtdışından ithalat kaynaklı aldığı için, Euro dengesizliğinden dolayı maalesef zorlanıyor.
İlaçların bulunamıyor olması insan ve toplum sağlığı için ciddi bir sorun haline gelmiş durumda ,halk sağlığı geri dönülmez biçimde yara almak üzeredir. Dolayısıyla eczacılar, her sene fiyat güncellemesi sürecinde yaşanan ilaç sıkıntısının, artık tüm yıla yayılan "kronik" bir hal almasından endişe etmekte, ilacın bulunabilir ve ulaşılabilir olmasını istemektedirler .