Günaydın Türkiye.
Günaydın sevgili Okurlarım.
CHP’de düşünsel değişim olur mu olmaz mı bilemem.
Bence olmalıdır.
CHP'de Düşünsel değişim ön almalıdır.
Kişisel değişimler ne CHP'ye ne de Türkiye'ye bir katkısı olmaz. Yerinde saymak, hatta geriye gitmek olur.
Bu güne kadar onca lider değişikliği yapıldı.
Değişen ne oldu.
Söyler misinlz?
Her şey gün gibi ortada değil mi?
Kılıçdaroğlu gitse, İmamoğlu gelse değişen ne olur.
Kanımca CHP, İyi Partiye biraz daha yaklaşmış olur.
Hepsi bu kadar.
Değişim, değişim deniyor da neyi değiştireceksiniz, nasıl değiştireceksiniz; bilen yok, söyleyen yok.
Yoksa “Sen git ben geleyim.” Kavgasımı?
Düşünsel değişim olmadıktan sonra…
Değişim bir zihniyet meselesi olursa bir yere varılabilir.
Kimsenin işine karışmak gibi bir hadsızlığım olamaz. Ancak bu kafa ile bir yere varılamayacağını düşünüyorum.
Varılamaz da…
Sonuç; herkes yerli yerinde oturmalı, otursun da... Ancak hızla bir zihniyet değişikliğine gidilmeli diye düşünüyorum.
Cumhuriyetin ana omurgası olmakla övünmek yerine; Türkiye Halklarına bakış açınızı sorgulayın.
Zihniyetinizi, düşünsel yapınızı sorgularsanız, işte o zaman değişimin yolunu açmış olursunuz.
Son söz;
Başka kişi ve kurumlarla uğraşarak kendi gözünüzdeki çapaklanmayı görmediniz. Seçimlerde kendi içinizde bile yekvücut olmayı başaramadınız.
Nokta
&
DİYAV Diyarbekir şubesinde neler oluyor
Kaç zamandır; kendi iddiasına göre resmen 20 yıldır DİTAV Diyarbekir Şubesi müdürlüğünü yapmış olan Edip Sevgican’ın suçlamaları Facebook’ta dolaşıyor.
Yenilir yutulur iddialar da değil.
Ancak bugüne kadar hiçbir yetkili hiçbir yalanlama ya da benzeri bir açıklamada bulunmadı.
Neden?
Bu ne böyle, bunca suçlamalara karşı, çıkıp da iki kelam edilmez mi?
Diyarbekir kamuoyuna söyleyecek bir şeyleriniz yok mu?
Yetkili ve etkililer; ithamlar oldukça ağır.
Çıkın bir şeyler söyleyin.
Yoksa sükut ikrardan mı geliyor?
Öyleyse çok yazık,
Öyleyse tabi, çok ayıp…
Devam edeceğim…
&
Dünyada neler oluyor
Fransa Parlamentosu, 15 yaş altındakilere; sosyal medyayı ve internet kullanımını kısıtlayan tasarıyı onayladı.
Bence ülkemizde de aynı yola başvurulmalı.
&
Bir bakalım kimler ne demiş.
Silah satan; barış istemez,
İlaç satan, sağlık istemez,
Din satan ilim istemez,
Hırsız olan hukuk istemez.
Süleyman Demirel
Boşuna dememişler; bir bilene soralım…
…
&
Bir söz de benden
Evrensel inançları olan biriyim, ancak Diyarbekir’i çok seviyorum.
Diyarbekirimin kara sevdalısıyım, ben.
Sayın Valim; Diyarbekir köşklerine sahip çıkalım.
Kimisi bakımsızlıktan, kimisi kiralayanlar tarafından hor kullanılarak, kimileri bakılıyor süsü verilerek bakımsızlığa terk edilmişlerdir.
Lütfen el atınız.
Turizme kazandıralım…
&
Türkiye Ne Zaman düzelir?
Yolsuzluktan, yoksulluktan ve de ahlaksızlıktan tamamen arındığı zaman Türkiye düzelir.
&
Şimdi de sıra haftanın öğüdünde
Kirveme öğütler
Bak kirvem;
HAKTAN VE HAKLIDAN YANA OLMAYI YARINA BIRAKMAK,
KARŞIYA GEÇMEK, İÇİN NEHRİN DURMASINI BEKLEMEYE BENZER.
Bilesin ki o nehir asla durmaz.
&
Gelelim “Dilimde tüy bitinceye kadar” yazacaklarıma;
Anzele, büyük bir balıklı göl haline getirilip, turizme kazandırılsın.
Sur içi DÜNYANIN EN BÜYÜK AÇIK HAVA MÜZESİ haline getirilsin.
Eski stadyumun yeri ŞEHRİN, ÖZGÜRLÜK MEYDANI olsun.
Daha da önemlisi,
Sur içinde, yakılıp yıkılan bölgelerde evler, aslına uygun ve Diyarbekir evlerinin aynısı/tıpkısı bir biçimde yapılsın.
Ve sevgili meslektaşlarım, dernek yöneticileri, STK Yöneticileri; Zerzevan Kalesi, Çayönü, Mitras Tapınağı, Kortik Tepe, Hilar Mağaralarını ve Bırkleyn Mağaralarını koruyalım, tanıtalım, gün yüzüne çıkaranları sahiplenelim.
İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle.
Dostça kalın.