Günaydın Türkiye. Günaydın sevgili okurlarım. Yazmak zor zanaat. Hele bu ortamda. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Kim yurtsever, kim bilmem ne bilinmiyor.

Herkes bir kutsalın arkasına sığınmış, ne kadar samimi hiç ama hiç bilinmiyor.
Kimse kutsalı övmek yerine o kutsal gibi olmaya çaba göstermiyor.

İşin kolayı bulunmuş;
Her konuşmanın başında o kutsaldan söz etmek, o kutsalı göklere çıkarmakla ne halt olduğunu gizlemenin yolunu bulmuş.
Hele bazıları kutsalı da bir tarafa atmış, haklının yanında olmak yerine haklı mı haksız mı bakmadan güçlünün yanında olmayı, ona yalakalık etmeyi milli bir görev olarak kabul etmeyi yeğlemiş.
Bu tiplerin sağı solu yok; dindarlığı laikliği yok. Nerede bir boşluk gördülerse o çukura atlamayı marifet sanıyorlar.
Bunların vatanı, halkı, depremi, eşitliği, özgürlüğü düşündükleri yok. Varsa yoksa hangi kapıya kul olurum sevdası tavan yapmış.
Bir kapıda kul olmayı becerememişler, hemen diğer kapıya koşmayı adet edinmişler.
Yarın halk bana de der düşündükleri yok. Varsa yoksa bir koltuk ya da bir köşe kapmak.

Bu yüzden; ezilen, sömürülen, enflasyon altında inleyen, oğlu kızı, babası, anası hapislerde çürüyen halk çaresiz ortada kalmış.
Sahiplenen yok.
Varsa yoksa hele bir köşeyi kapayım, gerisi Allah kerim.
Ya her gün bir yerden fışkıran yurtsever deprem bilimcilerinin feryat ettiği, dikkat çektiği deprem ve önlemleri ile bir tedbir düşünen, alınabilecek önlemlerle ilgili bir çift söz söyleyen var mı?

Kimin umurunda?
İşte bu yüzden değil mi ki kararsızların oranı % 40’ aşmış.

Kimin umurunda.
Açlık, yoksulluk sefalet

Kimin umurunda.
Hak, adalet, hukukun yok sayılması, kadın cinayetleri, çocuk istismarları, vurgun, talan…
Daha sayayım mı?

Kimin umurunda.
Uzatmayayım, halkın dertleri, sorunları bunların umurunda değil.
Kaç milletvekili transfer yapacağız, kaç milletvekilini daha heybeye koyacağız?
Ve daha önemlisi var; kim cumhurbaşkanı olacak?

Yahu daha yıllar var.
Burnumuzun önünde; haritalar çiziliyor. Yeni yeni politikalar geliştiriliyor. İnsanları kitleler halinde sürgün ediyorlar. Yurtları ellerinden alınıyor.

Ortadoğu alev topuna dönmüş.
Ve alevler bugün olmazsa yarın bize doğru evrileceğe benziyor.
Kimin umurunda bilemiyorum.

Herkes kendinden olana sahip çıkıyor. 

Çözüm;
Herkes kendinden olan yerine haklıdan olana sahip çıksa, önce insan diyeni omuzlasa ki ne kadar var oda ayrı bir konu, o zaman sorunlar zaman içinde hal yoluna girer. 
Türkiye’yi bir deprem ülkesi.
Naci Görür Hoca gözleri yaşlı olarak anlatıyor.
Sağ olasın Naci G. Görür.
Kimin umurunda.
Namık Kemal’in;
         "Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini;
          Yok mudur kurtaracak baht-ı kara mâderini?" diyen beyit aklıma geldi.
İçimden geldi yazdım işte.
                                    &
 
SİZ NE YAPMAYA ÇALIŞIYORSUNUZ

Trendyol 1. Lig'in 21. haftasında 2 Şubat 2025 tarihinde oynanan Amedspor – Sakaryaspor karşılaşması sonrası Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK), Amedspor’a çeşitli cezalar verdi.
Haydi gözünüz aydın; güya AMEDSPOR’luyum diyen holiganlar;

         Kurul, taraftarların çirkin ve kötü tezahüratta bulunması nedeniyle Batı Tribün 112, Güney Alt Tribün 122-123 numaralı bloklarda yer alan seyircilerin elektronik bilet kapsamındaki kartlarını bir sonraki iç saha maçında bloke etti.
Gözünüz aydın;
         Ayrıca, taraftarların sebep olduğu saha olayları nedeniyle kulübe 168.000 TL para cezası verildi. Bu olaylara karışan taraftarların bulunduğu Güney Alt Tribün 123-124, Batı Tribün 111 ve Doğu Alt Tribün 135 numaralı bloklara giriş yapan seyircilerin de bir sonraki iç saha maçında stada girişleri yasaklandı.
         Gözünüz aydın;
         Öte yandan, Güney Alt Tribün 123 numaralı bloktaki taraftarlar hem çirkin tezahürat hem de saha olayları nedeniyle cezalandırıldığından, bu bloktaki seyircilerin elektronik biletleri toplamda iki iç saha maçında bloke edildi.
Gelmeyin kardeşim gelmeyin.
Siz kimden yanasınız?
Harbiden söyleyin.
 
&
 
Bir söz de benden
“Küba’da milletvekilleri hiç maaş almıyor. Bunu biliyor muydunuz?”
 
                                        &
Kulağa hoş gelen sözler
Birinin öldüğü yerde güvenli yaşamanın yolları vardır. Ama adalet fikrinin öldüğü yerde huzurlu yaşamak olası değildir.
 
 
                                        &
Kirveme öğütler
Kirvem;
“Niceleri geldi, neler istediler
Sonunda dünyayı bırakıp gittiler.
Sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi?
O gidenler de hep senin gibiydiler.” Ömer Hayyam
 
                                        &
Ve yazıma çoğu kez olduğu gibi bir şiirimle son veriyorum.
SEN YOK MUSUN SEN
Gel seni ağırlayayım sırça köşkümde,
Başın göğsümde, elin elimde.
Dilimde adın, sen kalbimde.
Gel seni ağırlayayım gönül bağımda
Saçın yüzümde, gözüm üstünde.
Yüreğimde bir türkü, sen bir kumrusun dalımda.
Gel seni ağırlayayım gökyüzünde
Göz bebeğimde
Bir yıldız, sen ondördünde bir aysın
Gecenin karanlığında, sen yüreğime akan aydınlıksın.
Daha çok şeysin anlatamam…
Sen ateşsin, kızgın akan bir lav ve ipek bir ten.
Kız sen yok musun sen...
 
                                          &
Gelelim “Dilimde tüy bitinceye kadar” yazacaklarıma;    
Anzele, büyük bir balıklı göl haline getirilip, turizme kazandırılsın.
Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi MÜZEYE dönüştürülsün.
Daha da önemlisi,
 Zerzevan Kalesi, Çayönü, Mitras Tapınağı, Kortik Tepe, Hilar Mağaralarını ve Bırkleyn Mağaralarını koruyalım, tanıtalım.
İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle. 
Dostça kalın.