Günaydın Türkiye. Günaydın sevgili okurlarım. Bilgiçlik taslamış demeyecekseniz eğer bu yazımda sizlere az bilinen bir şeyden bahsedeceğim.

Son zamanlarda gerek gazetelerde olsun gerek televizyonlarda tada sosyal medyada;
Amerika Birleşik Devletleri yeni Başkanı Trump;
Tehcir planı planını açıkladı,
Haritayı değiştireceğim dedi,
Gazze'yi almak istiyorum,
Ürdün ve Mısır Filistinli mültecileri almazsa yaptırım uygularım,
Dediklerimi yapmazlarsa ateş kesi iptal ederim.
Gazze'de istediklerim olmazsa ateşkes krizi devam eder, dedi.

Yani çoğumuz bütün bunları gözü kararmış Trump bireysel olarak, zalimliğinden, gaddarlığından dolayı yapmak istiyor, diye düşünüyoruz.
Evet bu kişi zalimdir, gaddardır, gözü dönmüş biridir.
Ama aslı Amerika adını gizleme politikasıdır. Kimse Amerika’ya kin duymasın, düşmanlık duyguları kabarmasın bu nedenle turizmi sekteye uğramasın, kimse

Amerika’ya kötü, zalim, gaddar demesin diye uygulanan Amerika’nın adını gizleme politikasıdır.
Bütün bunlar; Amerika Devletinin elli yıllık, yüz yıllık politikalarıdır.
Hiçbir başkan bu politikaların santim dışına çıkamaz. Çıkan birkaç başkanın sonunu google’dan okuyabilirsiniz.

Örneğin John F. Kennedy…
   Amerikan Devletin; ’Ülkeler arası dostluk ilişkisi yoktur, çıkar ilişkisi vardır.’ politikası üzerine kurulmuştur.
Amerika’ya bel bağlayarak yola çıkmış ülkelerin hiç biri iflah etmemiştir. Tarih bunların örnekleri ile doludur.
 Son söz;
Birçok ülkede olduğu gibi Amerikan Başkanları dünya derin devletinin piyonlarıdırlar. Olmak da zorundadırlar.
Bakmayın öyle esip gürlediklerine…
                                      …

MİLLETVEKİLLERİNİN TRAFİK CEZALARINDAN MUAF OLMASI

Olay şuymuş: Mevcut milletvekillerinin araçları, trafik cezalarından muafmış. Şimdi buna eski milletvekillerinin araçları da eklenmiş.
Milletimizin vekilleri, trafik kurallarına uymamayı bir ayrıcalık olarak yaşarken...
Milletimizin aslını trafik kurallarına uymaya zorlamak hiç de adil değil.
Öyleyse Milletimiz yani asılar da trafik cezalarından muaf tutulsun. Yani trafik kuralları hiçe sayılsın.
Kusura bakmayın.

Halk bunca fakr u zaruret içindeyken, %85’i açlık sınırındayken, baba torununa harçlık veremezken, karda kışta dondurucu soğuklarda bir kilo ucuz et alabilmek için saatlerce kuyruklarda beklerken, ucuz ekmek almak için sabahın köründe büfelerin önünde sıra beklerken
Eski, yeni milletvekillerini trafik cezalarından muaf tutma saçmalığı karşısında önerecek, söyleyecek, başka bir tavsiye bulamadım.
Söz sizde sevgili okuyucularım. 
Ayrıca hayret dedirtecek olay; AKP ve CHP milletvekilleri birlikte Meclis Başkanlığına önerge vermişler ve Meclis Başkanı hemen kabul etmiş deniliyor.
Sahi bunlar değil mi yeri geldiğinde birbirini dövenler…
 
                                       &
 
Bir söz de benden
Ben sözümü yukarıda söyledim…
 
&
 
Kulağa hoş gelen sözler
Bakın Sokrates ne diyor;
“Sizin istediğiniz gibi konuşup yaşamaktansa, kendi istediğim gibi konuşup ölmeyi tercih ederim.”
 
&
Kirveme öğütler
Kirvem, Bil ki; yaşadıklarınla değil, yaşattıklarınla anılırsın ve unutma; ne yaşattıysan elbet bir gün onu yaşarsın. Lev Tolstoy
 
                                        &
Ve yazıma çoğu kez olduğu gibi bir şiirimle son veriyorum.
Sevgililer gününe ithafen;
 
SEVGİLİ
Yedi Kardeş, Ben u Sen 
Ve ben,
Bir de sen olsaydın sen.
Dicle Nehri, On Gözlü Köprü 
Ve ben,
Bir de sen olsaydın sen. RY
                                                    &
Gelelim “Dilimde tüy bitinceye kadar” yazacaklarıma;    
Anzele, büyük bir balıklı göl haline getirilip, turizme kazandırılsın.
Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi MÜZEYE dönüştürülsün.
Daha da önemlisi,
 Zerzevan Kalesi, Çayönü, Mitras Tapınağı, Kortik Tepe, Hilar Mağaralarını ve Bırkleyn Mağaralarını koruyalım, tanıtalım.
İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle. 
Dostça kalın.