Günaydın Türkiye. Günaydın sevgili okurlarım. Zemin sorunlarının kulübe farklı açılardan büyük zararlar verdiğini biliyoruz. Kulübün kendi evinde oynaması gereken maçları dışarıda oynamak zorunda kaldığını biliyoruz.

Özellikle Kulüp başkanı Sevgili Burç Baysal’ında belirttiği gibi maçlar için uzak mesafelere gitmenin ve artan otel, güvenlik gibi masrafların kulübü maddi olarak zorladığını biliyoruz.
Burç Baysal, "600 kilometre, 1000 kilometre uzaklıkta oynamak zorunda kaldık ve bununla birlikte milyonlarca liralık zararlar oluştu" dediğini biliyoruz.
Bütün bunların üstüne kendini bilmeyen bir takım seyircilerin yanlış davranışları yüzünde büyük maddi cezalara çarptırıldığını da biliyoruz.
Bu gidişle kısmi saha kapatma ya da saha kapatma cezası da alabileceğimizi de biliyoruz.
Bütün bunlara rağmen defalardır bazı seyirciler yüzünden bolca para cezası alıyoruz.
Bunu da biliyoruz.
Zaten birçoğu tripte. Cezalandırmak için can atıyor.
Bunu da biliyoruz.
Biliyoruz da taşkınlık yapan bu seyirciler, kulübü maddi zarara uğradığını ve kulübün spor dünyasında prestijinin sarsıldığı bilmiyorlar mı?
Bilin artık bilin kardeşim.
Farkında olarak ya da olmayarak bu güzide kulübe AmedSpor’a maddi ve manevi zarar veriyorsunuz.
Fatih Karagümrük maçında 84 000 TL daha ceza.
Bu nereye varacak?..
Vaz geçin bu zararlı davranışlardan.
Kulübün antipatik görünmesine neden oluyorsunuz.
Dilerim bir daha böyle bir yazı yazmama neden olmazsınız.
                                       …
TEKRAREN DİYORUM Kİ
MUHTARLIK KALDIRILSIN             
E-devlet sitesinden sonra MUHTARLIK hiçbir işe yaramıyor. 50 000 muhtarın 2023 yılında Devlete maliyeti 15 milyar TL
2025 yılında muhtarlar en düşük 23 500 TL alıyorlar.
Bazı muhtarlara soruluyor ne iş yaparsınız. Dalga geçiyorlar
Ne iş olsa yaparız abi diyorlar. Gerçekten yapacakları dişe dokunur iş yok.
Allah aşkına bir düşünün muhtarlığa ne zaman gittiniz.
Tasarruf tasarruf deniliyor.
İşte size buyurun tasarruf.
Nüfus müdürlükleri ne güne duruyor.
Benim muhtarların kişiliklerine diyecek asla bir sözüm yok.
Ben muhtarlık sistemine karşıyım.
Ha varsayalım eğer diyorsanız seçim zamanları verdiğimiz  yardımları bizim adamlarımıza dağıtıyorlar.
Kardeşim sizin il, ilçe teşkilatlarınız, belde temsilcilikleriniz ne iş yaparlar.
İnsana sormazlar mı?
 
                                       &
 
Bir söz de benden
Ucuz olan tek şey insan hayatıdır bu ülkede, diye düşünüyorum.
 
&
 
Kulağa hoş gelen sözler
“Mükemmel olmanıza gerek yok, sahte olmayın yeter.”
 
&
 
Kirveme öğütler
Bak kirvem Konfüçyüs ne diyor, kulak ver.
“İntikam almayı düşünüyorsan, zayıf insansın.
Affedip yoluna devam ediyorsan, güçlüsün.
Yok sayıyorsan, zeki insansın.”
 
                                        &
Ve yazıma bugün Nazım Hikmet’ten bir şiirle son vereceğim.
İçimden geldi.
KIZ ÇOCUĞU
Kapıları çalan benim, kapıları birer birer.
         Gözünüze görünemem, göze görünmez ölüler.
Hiroşima’da öleli oluyor bir on yıl kadar.
         Yedi yaşında bir kızım, büyümez ölü çocuklar.
Saçlarım tutuştu önce, gözlerim yandı kavruldu.
         Bir avuç kül oluverdim, külüm havaya savruldu.
Benim sizden kendim için hiçbir şey istediğim yok.
         Şeker bile yiyemez ki kâğıt gibi yanan çocuk.
Çalıyorum kapınızı, teyze, amca, bir imza ver.
         Çocuklar öldürülmesin, şeker de yiyebilsinler.
 
                                                    &
 
Gelelim “Dilimde tüy bitinceye kadar” yazacaklarıma;    
Anzele, büyük bir balıklı göl haline getirilip, turizme kazandırılsın.
Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi MÜZEYE dönüştürülsün.
Daha da önemlisi,
 Zerzevan Kalesi, Çayönü, Mitras Tapınağı, Kortik Tepe, Hilar Mağaralarını ve Bırkleyn Mağaralarını koruyalım, tanıtalım.
İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle. 
Dostça kalın.