Diyarbakır son günlerde oldukça kalabalık.
Özellikle tarihi Sur ilçesi, “iğne atsan yere düşmez” misali.
Hafta sonları Dağkapı’danMardinkapı’ya uzanan ana cadde, Perşembe ve Cuma günleri de Hz. Süleyman’a açılan Saraykapı, ziyaretçilerle dolup taşıyor.
Tüm bunlar gösteriyor ki on yılların kente dair önyargıları kırılmış.
Bu konuda başta STK’lar ve yerel yöneticiler olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür etmek gerek.
Yıllardan beri söylenir; Diyarbakır’ı kalkındıracak 3T formülü var.
Turizm, Tarım ve Tekstil.
Barındırdığı kültürel değerler, doğru tanıtımla Diyarbakır’ı turizm cenneti yapar.
Bir diğer konu ise Tarım.
Mezopotamya’nın en bereketli toprakları burada.
Yer yüzünde tohumun toprakla ilk buluştuğu yer Diyarbakır.
Pamukta, mercimekte, buğdayda ilk 5’lerdeyiz.
Yılan hikayesine dönen GAP’ın devreye alınması ile bu topraklar Tarım Cenneti olur.
Bir diğeri ise Tekstil.
Sektör tarihinde köklü bir yeri olan Diyarbakır, son yıllardaki yatırımlar ve de özellikle Tekstil İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nin kurulmasıyla bir ivme kazanmış durumda.
Alt yapısı, boyahanesi, elektrik aksamlarının tamamlanmasıyla tam bir entegre halinde çalışıyor.
Şu an 10 binin üzerinde istihdam var bu alanda.
Fason üretimden kendi markalarını yaratıp dünya pazarına sunuyor.
Tekstil İhtisas OSB’de alınan 2. Etap’ın kurulmasıyla Diyarbakır, hazır giyim ve tekstilin de ana üssü olma yolunda.
“3T” diye tanımlanan bu formüle yönelik yatırımlar, bu kenti bölgenin bir numarası yapar.
Saygılarımla