Tarih sayfaları, spor aktivitelerinin kitleler üzerindeki etkisine binlerce sayfa eklemiş. Kimi kitleleri uyutma, kimi ideolojisini yayma ve yönlendirme, kimi de sporda da var olabilme rüştüyle hareket etmiş. Tüm toplumlarda en çok kitle edinmiş spor aktivitesi futbolda vuku bulmuş.
Konum Türkiye, mevki Diyarbakır olunca sevinçler hep kursakta kalmış veya bırakılmış.
Geçmişte bu kent, Diyarbakırspor adı altına üç büyükler olarak adlandırılan Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin yer aldığı Süper Lig’e iki kez çıktı. Pek çok kez milyon euroluk takımlara boyun eğmedi.
Kimi zaman parasızlıktan, kimi zaman yeşil sahadaki ayak oyunlarından Süper Lig ömrü uzun sürmedi.
Stadyumlarda ırkçı söylemler, fiziki saldırılar, hakemlerin yanlı düdükleri hep aleyhte çaldı.
Aradan hayli zaman geçti ama sahadaki oyunlar, tribündeki kötü tezahüratlar, sahadaki yanlış kararlar değişmedi.
Tüm bunlara inat yaşamın her alanında var olma mücadelesi veren Kürtler, futboldaki sevdasını daha önce Melikahmetspor ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyespor, son olarak Amedspor olarak hayata geçirdi.
Kendisine Kürt takımı demese de haksızlığa uğrayan, kimliğinden dolayı ötekileştirilen sporcuların mekanı haline geldi.
Almanya’da doğmuş Dersimli bir ailenin çocuğu olan Deniz Naki’nin Kobanê olaylarından sonra çok da iyi yerlerde oynama imkanı olmasına rağmen Amedspor’u tercih etmesinin sebebi de buydu.
TFF 2. Lig’de son 7 yılda üst üste Play Off şansları, yukarıda örnekleri ile anlatmaya çalıştığım “sahadaki ayak oyunları, tribündeki ırkçı söylem ve saldırılar, masa başındaki PFDK cezaları” nedeniyle şampiyonluk umudunu her yıl bir sonraki seneye öteledi.
Yıl 2024’e geldi.
Yeni bir yönetim, daha çok STK desteği ve ortak akıl, ertelenen umutları bu yıl hayata geçirmek için “Bu sene o sene” sloganıyla yek vücut oldu. Taraftar kenetlendi, “En çok biz üzüldük, en çok biz sevineceğiz” karşılığını verdi.
“Zevkli, meşakkatli, büyük bir emek ve yol kazaları”yla nihayet maratonun sonuna geliyoruz.
15 gündür bu kent Amedspor’la yatıyor, Amedspor’la uyanıyor.
Sevinince bayram havasına giriyor, aksi bir durum olunca dünya başına yıkılmış gibi oluyor.
Geçen haftaki Iğdır FK mağlubiyeti de bu yol kazalarından biriydi.
Ne mevcut yönetimi ne sahada mücadele veren Amedspor’un aslanlarını ne de büyük umutlarla şampiyonluğa gün sayan milyonlarca taraftarı suçlamamak gerekir.
Yılgınlık yok, tırnaklarımızla geldiğimiz emekleri çöpe atmak yok!
Hele hele kimsenin veya hiçbir gücün bozamayacağı umutları yitirmenin de anlamı yok!
Şampiyonuz…
Soma’ya lider gittiler, şampiyon olarak dönecekler…
Kimsenin kuşkusu olmasın.