CHP, genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kürt Sorununun çözümü konusundaHDP’nin meşruiyeti ile ilgili yaptığı açıklamalardan sonra konu kamuoyunda tartışılmaya başlandı, bu tartışmalar devam ediyor. İYİ Parti de bu tartışmaya katıldı ve partinin ağıt toplarından Musavvat Dervişoğlu, HDP’nin TBMM’de olmasını ölçüt alarak meşruiyeti ile ilgili Büyük Ortağı CHP’nin yaptığı açıklamalara destek verdi.

Biz önce meşru kelimesinin anlamının ne olduğuna bakarak konuya açıklık getirmek istiyoruz.

1-yasanın, dinin ve kamu vicdanının doğru bulduğu. 2-doğru, haklı, yasal olan şeklinde iki anlam yüklenmektedir.

Bu anlamlara bakılırsa kelime anlamlarından yasallık HDP için geçerli; haklılık ise görelidir. HDP’liler, kendilerini sonsuz derecede haklı görebilir ama başka bir kesim onu haklı bulamayabilir. Doğruluk ise HDP için her zaman geçerli değildir. O kadar mantık dışı açıklamaları var ki, bu da onları doğru çizgiden uzaklaştırmıştır. Örneğin yasadışı bir yapının kendine göre siyaseten doğruları yasal bir siyasi parti için geçerli değildir. HDP’nin mantıktan uzaklaştığı ve çıkmaza sürüklendiği nokta tam da burasıdır.

Peki Sayın Kılıçdaroğlu ne demişti? Kısaca bunu hatırlatalım.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gazeteci ve belgesel yapımcısı Günel Cantak'ın "Bay Kemal ve İttifakları" belgeseline konuştu. Kılıçdaroğlu, burada "Siyaset kurumunun 35-40 yıldır çözemediği bir Kürt sorunu var. Kürt sorunu çözmek için meşru bir organa ihtiyacımız var. Devlet dediğiniz kurum gayrimeşru bir organla muhatap olmaz. Meşru organ kimdir? Hdp'yi meşru organ olarak görebiliriz. Halkın desteği var. Parlamentoya gelmiş, dolayısıyla parlamentonun içinde bulunuyor görevini yapıyor. Dolayısıyla eğer bu sorun çözülecekse meşru bir organla da biz bu sorunu çözebiliriz; bu düşüncedeydim." ifadelerini kullanmıştı.

Şimdi de İYİ Parti açıklamasına bakalım.

İYİ Parti Grup Başkanvekili Musavat Dervişoğlu “HDP’li TBMM Başkanvekili oturumları yönetiyor ve hepimiz de onun yönetimine katılıyor muyuz? Bu meşru mu, gayrı-meşru mu tartışmasına en iyi cevaptır," demişti.

MHP lideri Bahçeli, Kılıçdaroğlu'nun HDP ile ilgili açıklamalarına "HDP'yi meşru organ görmek demek PKK'yı muhattab almak demektir. HDP meşru bir organ değil, terör örgütü PKK'nın mazbata almış maskeli halidir" sözleriyle tepki gösterdi.

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ise son noktayı koyarcasına “Biz bu sorunu çözdük, istismar edenlerin maskesini düşüreceğiz” şeklinde açıklama yaptı.

Özetle tartışmalar bu şekilde cereyan etmişti. Bu konuda HDP ile ilgili yapılan tartışmalar onun TBMM’deki varlığıyla ilgili değildir. Elbette HDP kendi başına bir siyasi partidir ve anayasaya göre kurulmuştur. Seçim yasasına göre de seçimlere girmektedir ve sandıktan aldığı halk desteğiyle TBMM’ye girmiştir. Buraya kadar hiç kimsenin itirazı olamaz. İtirazlar ve tepkiler HDP, meclise girdikten sonraki icraatları ya da seçimler öncesi propaganda dönemiyle ilgilidir.

HDP’ye İtirazların Nedeni

Şimdi bu itirazların neden yapıldığına biraz bakalım.

HDP aktörleri mitinglerinde, basın açıklamalarında ve meclis kürsülerinde PKK’yi öven faaliyetlerde bulunuyorlar. Kimi HDP’li vekiller “PKK sizi tükürüğü ile boğar”, eski genel başkanlardan Selahattin Demirtaş “Apo’nun heykelini dikeceğiz, heykelini!”, Figen Yüksekdağ ise “Biz sırtımızı YPJ’ye dayandırıyoruz” gibi açıklamalar ise HDP’nin üst düzeyinden gelmişti. Devletin PKK ile sürdürdüğü mücadelede verdiği şehitle dikkate alındığında, HDP cephesinden bu açıklamalar da gelince “HDP’ye terör uzantısı parti” şeklinde iktidar kanadından yaftalanma gelmeye ve bu bağlamda tepkiler ortaya koymaya başlandı.

“HDP Meşrudur” Tespiti Seçime Yönelik

HDP tarafı bütün bunları söylemek zorunda değildi. Daha sabırlı olabilirdi. Her şeyin bir zamanı vardır. Bu zaman da şu bize göre:

Silahların devreden çıkartıldığı, tek bir can kaybının artık olmadığı bir zamanda HDP kurmayları PKK ile ilgili fikirlerini açıklayabilirlerdi. Kan oluk oluk akarken ve askeri operasyonlar almış başını gidiyorken, bu açıklamalar ard arda gelirse partinin meşruiyeti tartışılır.

CHP ve İYİ Parti ise 2023 seçimlerine giden yolda, Erdoğan iktidarını sonlandırmak için ve HDP oylarını kurumsal olarak yanlarına çekebilmek için “HDP’nin meşrudur” savını ortaya attılar. Her iki partide bunu yaparken, elbette HDP’yi PKK’den soyut düşündüler. Bilinçsizce bunu yaptılar, Hayır elbette. Bu işi cinlikle yapıyorlar. Siyasi taktik her halde…

Saygıyla…