Kürt siyasal hareketinin önemli aktörlerinden biri olan Ahmet Türk, siyasetten çekildiğini açıkladı. Ahmet Türk’ün siyaset içinde oluşu da olmayışı da hiç şüphesiz dikkat çeken bir konu olarak gündeme farklı bir anlam yükler. Dün itibarıyla (15 Ocak) siyasetten çekilişini açıkladıktan sonra bu haberi duyan herkes işin aslını birbirine sormaya başladı. Ahmet Türk neden siyasetten çekildi?
Evet bu soru her zaman yanıtını araya dursun gerçek olan bir şey Ahmet Bey’in bu hamlesini hem sıradan bir Kürt köylüsünü, emekçisini ilgilendirdiği gibi hem de Kürt aydınlarını da kuşkusuz ilgilendirmiştir. Kürt köylüsü ve emekçisi için namı diğer AhmedêHeci Sinan neden politikayı bıraktı ve onun yerini doldurabilecek biri çıkar mı? Bu gibi sorular cevabını belki de tam olarak bulamayacaktır, ama gerçek olan bir durum var ki Ahmet Türk siyasetten çekilmiş görünüyor, eğer ikna edilip döndüren olmazsa tabi.
Kamuoyu ikiye bölünmüş durumda
Ahmet Türk’ün verdiği bu karar daha şimdiden kamuoyunu özellikle kendisine oy veren seçmenleri ikiye bölmüş durumda.
Kararı doğru bulanlar var, Ahmet Türk’ün vermiş olduğu kararın isabetli ve de gerekli olduğunu düşünen bir kesim var. Evet, Ahmet Bey, artık yaşlandı; sağlık sorunları var. Yeterince hizmet de etti. Artık köşeye çekilmesinin zamanını geldiğini düşünüyor bu kesim.
Kararı doğru bulmayan bir kesim de var. Bu kesime göre Ahmet Türk hâlâ aktif siyasetin içinde olabilme potansiyel ve enerjisine sahip. Siyasetten ayrılması Kürt siyasi hareketinin önemli bir denge unsurunu kaybedeceği ve bu nedenle burada doğan bir boşluğu kolay kolay doldurulamayacağı düşüncesi bu kesime hâkim.
Zor zamanların politikacısı
Dünden bugüne bakıldığında Ahmet Türk’ün sıkıntılı zamanlarda herkesin gözü üzerinde olmuştur. Bu gibi durumlarda yaptığı itidalli açıklamalarla dikkat çekmiş ve bu durum kendisine şiddet yanlısı olmayan bir politikanın temsilcisi hüviyetini vermiştir. Bu çerçevede Ahmet Türk, hep toplumda barış yanlısı bir insan olarak algılanmıştır.
Örneğin, 2007’de TBMM’de Genel Kurul salonuna girerken MHP Lideri Devlet Bahçeli ile arkadaşları ile beraber tokalaşması barışa dair ve şiddete karşı mesaj verirken tarihe yazılan not olarak da bir değere kavuşmuştur.
Yine, Bulanık'taki olaylı gösteriyle ilgili Nisan 2010’da Samsun'daki duruşmayı izleyen Türk'e çıkışta bir kişi yumruk attı. Türk'ün burnu ve iki dişi kırıldı. Türk tedavisinin ardında ise yaptığı açıklamada Türk hastane çıkışında şunları söyledi: "Irkçı, faşist bir insanın saldırısına uğradık. Ben herkesi aklı selime davet ediyorum. Umut ediyorum ki bu tür şeyler topumda bir gerginlik yaratmaz." açıklamasında bulunmuştu.
En zor zamanda bile Ahmet Türk barış yanlısı çizgisinden taviz vermemiş, konuyla ilgili sükunete dayalı açıklamalarda bulunmaktan geri kalmamıştır.
Hendek sürecinde iyi sınav veremedi
Bugün itibarıyla bakıldığı zaman2014-15’te birçok Kürt şehrinde yaşanan Hendek sürecinin yanlış olduğunu, Kürt siyasetine pahalıya mal olduğunu söyleyenler çıkacak. Bunlardan biri de sayın Ahmet Türk’tür.
2015’te yaptığı açıklamada Mardin'in Nusaybin ilçesindeki sokağa çıkma yasağı 13’üncü gününde. Kürt siyasetinin önemli isimlerinden, Mardin Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Türk, "Bırakın Nusaybin'i, Irak'a giden yollar güzergâhlar bile TIR'lara ve araçlara kapalı. Burada güvenliği sağlamaya yönelik değil, halkı sindirmeye yönelik, devletin gücünü göstermeye yönelik, korku yaratmak anlayışla hareket ediliyor. Zaten duvarlara 'Türk'ün gücünü göreceksiniz' yazılması bu davranış biçimini gösteriyor. Bir kadın, bir çocuk hedef olabiliyorsa güvenlik sağlamanın ötesinde, terbiye etmek amacıyla böyle bir kuşatmayı yaptıklarını gösteriyor. Size nefes aldırmayacağız, sizi terbiye edeceği düşüncesi egemen.”(https://sputniknews.com.tr/20151125/mardin-ahmet-turk-1019265789.html)
2019’da yaptığı açıklamada Sayın Türk, “Hendekler olayının içinde biri değilim. İlk günden de bunun doğru olmadığını, belki ilk defa Kürt siyaset içinde dile getiren bir insanım. Büyük tahribatlar meydana geldi. O tahribatların sürece önemli etkisi olmuştur. Siyasetin bu kadar acımasızca yürütülmesinde etkili olmuştur" ifadelerini kullanmıştı. ()
Hem 2015 hem 2019 yıllarında Sayın Türk’ün yaptığı açıklamalar birbiriyle tutarlı gözükmemektedir. 2015’te sadece devletin hendek bölgelerinde uygulamalarını eleştiren Sayın Türk, hendekçi zihniyetin uygulamalarını görmek istemiyordu. Elbette hem devletin aşırıya kaçan güvenlik uygulamaları hem de ‘Hendekçi Zihniyet’ bölge halkına zarar verdi. Ancak bu ‘Hendekçi Anlayış’ Kürt siyasi hareketinin kazanımlarına fazlasıyla zarar verdi. Ne yazık ki o dönem başta Sayın Ahmet Türk gibi etkili olan politik aktörler hendekçianlayışa ‘DUR’ demedi, diyemedi. Oysa yanlış giden süreç 6-7 ay devam etti, herkes kör-sağır politikasını benimsedi. Ve bugün de hala hendek süreci ile ilgili, deyim yerindeyse, bir silkelenme hatta bir özeleştiri yapılmamış. Umarım bundan sonra Sayın Ahmet Türk anılarını yazarsa, ki yazmalı, bu konuya dair kapsamlı bir açıklama ile süreci aydınlatır.
Evet Ahmet Türk yaptığı açıklama ile aktif siyasetten çekildiğini açıkladı. Tabi birileri onu ikna etmek için çabalar içine girebilir. Bana kalırsa Ahmet Bey, kararının arkasında durmalı ve bu konuda duygusal davranmamalı. Unutulmamalıdır ki, iknaya müsait bir Ahmet Türk duruşu siyaseten daha da ağırlığını kaybeder. Zira o zaman ‘Sanki küsmüş ama kendisine siyaseten bazı şeyler sunuldu ve o da ikna oldu’ algısı ortaya çıkar.
Sayın Türk’e bundan sonraki sivil hayatında huzur ve sağlık diliyorum.