Bronfenbrenner, tüm davranışların bir bağlam içerisinde ya da kesin olarak birbirlerine kenetli bağlamlar içerisinde gerçekleştiğini iddia eder. Bir anketi tasarlama süreci de muhakkak bu bağlamlardan etkilenir. Çeşitlilikleri ve karmaşıklıkları sebebiyle doğal bağlamların yeterince açıklanması zor olsa da birtakım girişimlerde bulunulmuştur.
Anket tasarım sürecinde anketin bağlanımın bireylerin belirli anket sorularını yorumlama ve bunlara yanıt verme şeklini etkilediği bilinmektedir. Ayrıca bu bağlamsal değişkenler kolektif olarak hareket ederek görüşmecilerin ve katılımcıların etkileşim biçiminde de büyük rol oynar. Görüşmecilerin ve katılımcıların davranışlarını ve anket verilerinin kalitesini etkilemektedir. Anket hazırlama sürecinde araştırmacının görüşme esnasındaki davranışları önemli olduğu gibi, öncesinde çalışmasını biçimlendiren soru sorma formatı ve cevaplan inşa etme süreci de önemli yer kaplar.Dosya çekmecesi problemi tam da bu hususta devreye gireri. Zira anketi hazırlama aşamasındaki bilimsel verilerin araştırmacının tüm sonuçları göz önünde bulundurmadan kasti bir yok sayısı, araştırmasına ilişkin kendi teziyle uyuşmayan bulguları kavramdaki tabiriyle, çekmecesinde bırakması, anket çalışmalarının problemlerindendir.
"Dosya çekmecesi problemi" terimi 1979 yılında psikolog Robert Rosenthal tarafından kullanılmıştır. Araştırmacıların olumsuz sonuçlan olan çalışmaları ortadan kaldırması anlamına gelir. Olumsuz sonuç, kişinin daha önce yaptığı araştırmaya aykırıdır ve bu doğrultuda araştırmacının yeni çalışmasını destekleyen bulgularla da çelişir. Sadece olumlu sonuç araştırmasını raporlama ve yayınlama pratiği, özellikle bir meta-analiz yapıldığında, soruşturma altındaki konunun yanlış bir sunumunu yaratır.
Türkiye’de anketlerin yüzde sekseni kota, yani olasılıksa olmayan anketleme yöntemi ile yapılır. Olasılıksa olmayan örneklemler sonuçları itibariyle eksik ve yanlıştır. Örneklemenin temsil noksandır. Kolay uygulanabilir ve az masraflı olmaları dolayısıyla, sadece marjinal, ulaşılması zor, kısıtlı temsiliyeti öngörerek yapılması gerekilen örneklemelerdir. Temsiliyeti arttırabilmek adına alternatif bir örneklemler metodu olan Rassal örnekler metodu kullanılmalıdır. Ama popülasyon çok geniş olacağından örneklem seçiminin şansa bırakılması mümkün değildir ve oldukça maliyetlidir. Dolayısıyla olasılıklı örneklem biçimlerinden farklı metodları deneyerek bu metodların düşük maliyette yüksek temsiliyet oranı sağlayabilme imkanı arttırılmalıdır. Mesela küme örneklemesi olasılıklı örneklemesi türüne örnektir. 50 milyon seçmeni olan bir ülkenin genel seçmen fikri hakkında rastgele örnekleme yöntemiyle belirlenen kümeler dolayısıyla bir fikir edilebilir.