Suçluluk ve utanç üzerine yapılan araştırmalarda bir artış olmasından mütevellit, suçluluk ve utanç arasındaki ilişki akademik anlamda incelenmeyi hak eden bir bağlamdır. Günümüze kadar ele alınan önemli konular arasında çeşitli suçluluk ölçüleri, suçluluktaki cinsiyet farklılıkları ve suçluluk veya utanç ile ahlakı davranış arasındaki ilişki, suçluluk ve utançta düzenleyici kapasitelerin rolü vardır. Ayrıca, farklı olumsuz duyguların, empati temelli suçluluk veya utançla farklı şekilde ilişkili olup olmadığı; örneğin, kaygı ve öfkenin suçluluktan çok utanç ile ilişkili olup olmadığı tarzı konular üzerinde fikri bir zemin oluşturulmuştur. Suçluluk ve utanç duygularının gelişimi ve sosyalleşmesi de literatürde daima tartışılmıştır.
Duygular, ahlaki değerlerimizi ve kaygılarımızı başkalarına ve kendimize ifşa ederek iletişimsel bir rol oynayabilir (Ben-Ze'ev 1997. Blum 1980). Filozofların ahlaktaki duygu rolünü değiştiren görüşü, günümüz psikoloji bilimindeki duyguların hakim görüşüyle tutarlıdır. suçluluk gibi üst düzey duyguların ahlaki davranışı motive ettiği savunulur. ( Hoffmann 1998. Walker ve Pitts 1998).
Genel itibarda utancın ahlaki davranışlarda bir rol oynadığı konusunda fikir birliği vardır.
Sosyal psikolojide, suçluluk yanlış yapılanma üzerine pişmanlık anlamına gelir. Ahlaki bir duygu tartışmasıyla en alakalı olan duygu utançtır. Birçok araştırmacı ve kuramcı, suçluluk ve utancın iki farklı duygu olduğunu ve aralarındaki önemli farkın benlik üzerine odaklanma olduğunu kabul eder.
Son araştırmalar ahlakı gelişim ve davranış çalışmalarında duygusallık ve duyguyla ilgili düzenlemenin önemim vurgulamaktadır. Halihazırda, ilgili çalışmalar farklı edebiyat organları boyunca dağılmıştır ve genellikle entegre edilmemiştir. Duygu yapısı psikolojik teori ve araştırmaya nüfuz etmeye devam ettikçe, duyguların rolü ve ahlaktaki düzenlemesi hakkında bilgi artmaktadır.