Tarihteki çıkış noktası bilinmeyen deq sanatı, Kürt kadınları başta olmak üzere kadınlar için bir iletişim dili, bir inanış olmuştur. Her motifin bir anlamı ve yapılış amacı vardır. Uzak geçmişte kadınlara ait olan deq sanatını yakın geçmişte erkekler de kullanmıştır.
Tam olarak kimler tarafından yapıldığı ve çıkış tarihi bilinmemekle birlikte deq sanatının Kürtlere, Êzidilik inanışından geldiği biliniyor. Yapımında kullanılan malzemelerin birçok çeşidi vardır. Örnek olarak; anne sütü-is, kedi sütü-is, ot özü-is gibi birçok teknik vardır. Bu teknikler arasında en çok kullanılan ve mitolojik olarak altyapısına ulaşabildiğim teknik, anne sütü ve istir (kandil isi) Ramazan Çeper’in Kürt Mitoloji Sözlüğü’nde:
“Klasik Kürt kültüründe deqler kandil isinden ve yeni doğum yapmış kadının sütünden yapılır. Kandil isinden yapılmasının sebebi, kandilin Mazdaizim'den günümüze kutsal ateşi temsil etmesindendir. Özgün olarak Êzidilik inancında sönmeyen ateşi temsil eder.
Yine Êzidilik inancı gereği Laleş’te 365 kandil yakılır ve her bir kandil bir günü temsil eder. Yeni doğum yapmış annenin sütünü de Tanrıça Anahita’nın verdiğine inanılır ve eğer kız çocuğu dünyaya getirmişse, tanrıça Anahita tarafından esirgenir ve korunur" diye yazılıyor.
Bunun yanı sıra yaptığım saha araştırmalarında kız çocuğu doğurmuş anne sütünün kullanılması bereketi temsil etmesidir. Kız çocuğu sütünün yaraları çabuk iyileştirdiği için ve yapılan deqın daha güzel ve estetik durması için de kullanılmıştır.
Ayrıca eskiden deqler kadınların yaptığı bir sanat olarak biliniyordu. Acılarını, sevinçlerini, sırlarını, isyanlarını ve daha birçok şey için kadınlar deq motiflerini kullanmışlardır. Bunun yanı sıra deq motiflerine anlam yüklenerek yapılıyor. Yapılan motifin enerjisine inanlılardı.
Geçen yıl haziran ayında Urfa ve Mardin’de yaptığım saha araştırmasında görüştüğüm kadınlar deq motiflerinin bir amacı olduğunu ve bir anlam taşıdığını, deqleri de o anlamlara göre yaptıklarını belirttiler.
Urfa’nın Viranşehir ilçesindeki kadınların alınlarından tutun ayaklarına kadar yaptıkları deq motifleri büyüleyiciydi. Kimi üstüne kuma gelmesin diye yapmış, kimi el lezzeti için yapmış, kimi bereket için.
Bu arada bazı kesimler deqın haram olduğunu düşünüyor. Bununla ilgili Urfa’daki kadınlara konuştum. Kadınlar bu geleneğin büyük nenelerinden geldiğini ve onlar yaptığında haram olduğuyla ilgili bir her hangi bir şey söylemediklerini dile getirdiler. Hatta bazı kadınlar Hz. Fatma’nın çene ve dudaklarına deq yaptığını ve bunun için haram olmadığını düşündüklerini söyledi.
Mardin’in Derik ilçesinde yaptığım araştırmalarda ise kadınların çoğu daha çok sağlık için deq yaptıklarını gözlemledim. Şakaklarda, dizde ve eklem bölgelerinde deq motifine rastladığım kadınlar, göz ağrıları, baş ağrıları ve eklem ağrıları için yaptıklarını dile getirdiler.
Deqlerin anlamları bölgesel olarak değişmesinin yanı sıra vücudun hangi bölgesine yapıldığı da büyük önem taşır.
Ramazan Çeper’in Kürt Mitoloji Sözlüğü’ne göre;
“Zerdüştlüğe göre çene ve avurtlar üzerinde yapılan deqler Ameratat'ı temsil ederler. Ameratat veya AmertatAltîmsaspend’den biri olup ölümsüzlüğü ve Ahura Mazda’nın sonsuzluğunu temsil eder. Yanaklara yapılan deqlerÊzidilik'teMishefaReş'ı temsilen yapılır. Bu dövmeler Êzidiliğin kutsal kitabı MishefaReş'in yazıları olarak görülür ve her biri MishefaReş'ın bir ayetini ifade eder. Alna yapılan ay biçimli deqler de ay tanrıçası Zîn'i temsil eder. Boğa boynuzu biçiminde yapılan deqler ay ile güneşin savaşını, karanlık ile aydınlığın çatışmasını sembolize eder. M. Mokri, alna yapılan deqlerin Pervin Yıldızı'nı temsil ettiğini ifade eder. Dudaklara veya burnun üzerine yapılanlar Anahita'yı temsil eder.”