Geçen hafta deq motiflerinin anlamıyla ilgili yazdığım yazının devamı olarak, ikinci bölümü okuyabilirsiniz. Bu bölümde deq motiflerinin anlamlarını genel hatlarıyla aktarmaya çalışacağım. 

Deqte önemli bir motif olup çok sık karşılaştığımız güneş motifiyle başlayacağım. Güneş motifiyle ilgili detaylı yazıyı daha önce yazdığım köşe yazılarını okuyarak ulaşabilirsiniz. 

Güneş motifini Ezidilikten tutun da Mitra inancına kadar ve Paganizme uzanan, kutsallığı bu döneme kadar gelmiş bir simgedir.

Mitra inancında güneş

Mitraizm öğretisiyle ilgili hiçbir yazılı belge ele geçmemiş, fakat bunun yanında arkeolojik olarak antik dünyaya dair birçok dokümana sahiptir. Ancak, açıklayıcı antik belgeler olmadığı sürece bunların yorumlanması da karmaşık bir hâl almaktadır. Mitra'nın en belirgin tasvirleri şöyle görülmektedir:

*Mitra'nın kayadan doğması
*Mitra'nın hep başında Frigya tâcı olması
*Çoğu zaman Mitra'nın başından Güneş ışınlarını andıran çizgiler çıkması
*İki yardımcılarının biri aşağı, biri yukarı bakan birer meşale tutmaları
*Mitra'nın Ay ve Güneş'i temsil eden tanrılarla beraber ve dostluk içinde resimlenmesi
Bu bilgilere bakılarak, Diyarbakır’da bulunan Zerzevan Kalesi’ni ele alabiliriz. 2017 yılında Zerzevan Kalesi’nde yapılan kazılarda Mithras Tapınağı keşfedildi. Mithras güneş tanrısıdır ve kültü güneş tapınımına dayanır. Ayrıca lokasyon olarak da çok mistik bir yere sahip. Yani şöyle ki, güneş motifinin bu topraklardaki anlam ve önemine vurgu yapılabilir. Çünkü bu motifi analarımız ve atalarımız asırlardır tenlerinde taşıyor.

Ezidilik inancında ise güneş motifinin önemini şöyle anlatabiliriz. Güneş ve ay Ezidilikte kutsaldır. Şeh Şems güneşi, Şeh Assin ayı sembolize eder. Ezidilier bu iki doğal elementin tanrının ışığını oluşturduğuna inanır. Her Ezidi, dünyanın yaradılışına minnettarlığı göstermek, tanrıyı ve Ezidilik inancını anmak için üç gün (aralık ayında) oruç tutar. 
 

Güneşin mitolojik olarak anlamı şöyle;

Güneş öncelikle bir sıcaklık kaynağı olarak yaşamı, canlılığı ve enerjiyi simgeler. Sonrasında bir ışık kaynağı olmasıyla aydınlanmayı temsil eder. Başka önemli kavramlar da güneşle ilişkilendirilmiştir: Zaman, yaşam, doğum, ölüm, dirilme, tanrısallık, kraliyet, güç… Bu sebeple çoğu kültür, tarihinin herhangi bir döneminde, her şeyin gelişmesini ve büyümesini sağlayan bir güç olarak gördükleri Güneş’e tapmıştır. Genellikle güneşin doğması dirilişle, batması ise ölümle ilişkilendirilen bir kavram olmuştur. Bunlarla birlikte krallıkların ve imparatorlukların amblemi olarak da karşımıza çıkmıştır.
Birde güneşin deqteki anlamına değinecek olursak. Güneş motifi, yaşamın ve bilginin kaynağı, koruyucu olarak anlamlandırılmıştır. Vücutta yapıldığı yere göre de anlamı değişmekle birlikte bölgeden bölgeye insanların verdikleri anlamda değişiyor“

Deq kültüründe vücuda en çok işlenen motiflerden olan ayna motifinin tarihsel sürecine şöyle değindim; “Deqte en çok kullanılan ve birçok çeşidi olan ayna motifini bugün birlikte inceleyeceğiz. Aynanın çıkış tarihine baktığımızda, insanlık aynayı elle tutulur bir nesne olarak kullanmadan önce su yüzeyleri, parlak taşlar ve ağaç gövdelerinin görüntüyü yansıtma özelliğiyle ayna tarihinin başlangıcını sağlamıştır. Bu başlangıcın ardından ilk insan yapımı aynaların tarihi M.Ö. 7 bin yılıdır. Yapılan arkeolojik kazılarda insanlığın kullandığı ilk ayna; Çatalhöyük’te bulunan parlak obsidyenden yapılmış olan aynadır. Aynaya dair diğer eski kalıntılar ise Mısır’da bulunmuştur. Bu kalıntılar, bir ayna çerçevesine ait olan alçıtaşı ve kayağantaş levhalarıdır. Her ikisi de yaklaşık olarak M.Ö. 4 bin 500 yıllarına ait olan bu parçalar, Mısır’da ElBadari’de bulundu. Aynı zamana ait büyük olasılıkla duvara asmak için delinmiş, yansıtıcı bir taş olan mika da yine Mısır’da bulunmuştur. Mezopotamya topraklarındaki benzer buluntuların bir örneği MS 1. yüzyıla kadar uzanmaktadır.

Aynanın tarihiyle ilgili ulaşabildiğimiz bilgiler bu yöndedir. Deqteki ayna tabi ki biraz daha mistiktir. Toplumların aynaya yüklediği anlamla ilgili biraz araştırma yapacak olursak; her kültürde farklı anlamlar yüklenen ayna, Sümerlerin Gılgamış Destanı’nda kurtarıcılık özelliğiyle ön plana çıkan bir motiftir. Bu destana göre Gılgamış ölümsüzlük iksirini bulmak için yola çıktığında Gemici Urşanabi’ye rastlar. Yanlış yolda olduğunu söyleyen Urşanabi, Gılgamış’a ormana geri dönmesini ve orada yüz yirmi küreği kesip meme şeklinde bir ayna yaparak, kendisine geri getirmesini ister. Bunun üzerine Gılgamış ormana gider ve Urşanabi’nin dediği şekilde aynayı yaparak ona verir. Böylece ikisi gemide bu aynayı kullanarak fırtınalı sularla boğuşurlar. Gemide kullanılan bu kürekler, meme biçimindeki aynalar olarak tasvir edilir. Bunlar güçlü kürekler olduğu için geminin suda yürütülmesinde işlevseldir. Dolayısıyla Sümer mitolojisinde ayna, Gılgamış’ın doğru yola koyulmasında önemli rol oynayan bir araç olarak betimlenir. Ayna Mısır’da sadece ölümsüzlüğü ifade etmez, o aynı zamanda güzelliği yansıtan bir araçtır. İnsanlar gündelik hayatlarında onu yanlarından ayırmazlar. Bu çerçevede antik Mısır’da eski tanrıçalardan biri olan Hathor ayna ile özdeşleşmiştir. Hathor’a “Altın Bir” ifadesi de yakıştırılır. Altın, nasıl değerli bir madense ayna da o kadar önemlidir. Bu yüzden Tanrıça Hathor için altın veya bronzdan aynalar yaptırılmıştır. Bugün bile Mısır’da aynaların arkasında genellikle Hathor’un resmi vardır. Hathor’un simgesinin bulunduğu aynalar, O’nun Güneş Tanrısı Re ile arasındaki ilişkiyi de yansıtır. Ayna birçok kültürde farklı anlam ve mitlere sahiptir. Ayna Şamanlarda, bu dünya ile öte taraf arasındaki sınırı ifade eden bir semboldür. Ayrıca o, baktığında şamanın kendi ruhunu görebildiği, gelecekten haber verdiği ruhlar âlemine açılan bir penceredir. Ayna ayrıca bu dünya hakkında bilgiler veren esrarlı bir nesnedir. O, iblisleri veya kötü ruhları ışık saçarak korkutan ve kovan bir araçtır. Deqte de ayna kendini bilmek ve bulmak anlamına gelmektedir. İnsanın kendisiyle yüzleşmesi, aynadan bakınca kendini görmesi ve aynı zamanda da kendine yabancılaşmasıdır. Birçok çeşidi olan ayna Kürt ve Arap kadınlarının en çok yaptığı motifler arasındadır.”