Depremler, yer kabuğundaki ani kırılmalar sonucu oluşan ve yeryüzünde sarsıntılara neden olan doğal afetlerdir. Ne zaman ve nerede olacağı kesin olarak bilinemeyen depremler, can ve mal kayıplarına yol açabilir.

Bu yüzden depreme karşı hazırlıklı olmak ve gerekli önlemleri önceden almak son derece önemlidir. Zira, hepimizin bildiği üzere, coğrafyamız net bir ‘deprem bölgesidir’. 

En son Çarşamba günü İstanbul’da meydana gelen 6.2 şiddetindeki deprem, yine kendimizle yüzleşmemizi gerektirdi. Allah’a şükür bir zarar ziyan olmadı ama bu deprem gerçeğini ciddiye almamamızı gerektirmez. Bunun bilincinde olarak hayatımızı yaşamak ve yaşamımızı şekillendirmek durumundayız. 

Deprem anında, deprem sonrasında ve deprem olmadan hem kendimiz hem de kentlerimizi koruma altına almak elimizde. Bunun için en basit tabirle ‘bilinçlenmek, panik yapmamak ve yaşadığımız alanların dayanıklı’ olması için çaba ve takipte olmak hayatidir. Mesela depremden önce, deprem riski yüksek bölgelerde yapılan yapıların depreme dayanıklı olarak inşa edilmesi şarttır. Bunun için masraf ve malzemeden kaçınmamak gerekir. Eski ya da riskli binalar vakit kaybetmeden güçlendirme ya da yenileri yapılmalıdır.

Evimizin içinde bulunan dolap, raf ve televizyon gibi devrilebilecek eşyalar mutlaka duvara sabitlenmelidir.

İçinde su, yiyecek, ilk yardım malzemeleri, el feneri, pil, radyo ve önemli belgelerin bulunduğu bir acil durum çantasını her zaman hazırda bulundurmalıyız.

Yaşadığımız bölgede bulunan toplanma alanlarını öğrenmeli ve bunu hem aile bireyleriyle hem de çevremizle paylaşmalıyız.

Deprem anında ise, panik yapmak yerine hızlı ve kontrollü hareket etmeliyiz.

Sağlam bir eşyanın yanına çökerek, baş ve ense korunmalı ve eşyaya tutunarak beklemeliyiz ki bu; Çök-Kapan-Tutun olarak formüle edilmektedir.

Camlar kırılabilir, merdivenler ise çökmenin en tehlikeli yerler olduğu için muhakkak surette uzak durmalıyız.

Deprem anında ya da hemen sonrasında asansör kullanmanın çok tehlikeli olduğu bilinmeli ve ona göre hareket edilmelidir. 

Bir de deprem sonrası yapılması gerekenler var ki oldukça hayati bir durumdur.

Binayı Kontrollü Şekilde Terk Etmek: Artçı sarsıntıların tehlikeli olabilme riski yüksektir. Bu yüzden bina dikkatlice, kontrollü ve hızlıca boşaltılmalıdır.

Yangın riskine karşı gaz vanası kapatılmalı, elektrik sigortası indirilmelidir. Zira, depremin zararlarından korunalım derken bir de yangın ve patlamalara neden olmamalıyız.

Depremlerin yıkıcı etkilerin çoğu, depremin kendisinden değil, dayanıksız binalardan kaynaklanmaktadır. O yüzden depreme dayanıklı bina yapımı, can güvenliği açısından büyük önem taşır. Aklımıza ‘bir binanın depreme dayanıklı olması için nasıl tasarlanmalı ve inşa edilmelidir’ sorusu gelecektir.

Onun için de yapılması gereken olmazsa olmaz şeyler vardır.

Depreme dayanıklı binalar, mutlaka sağlam ve uygun zemin üzerine inşa edilmelidir. Gevşek ve suya doygun zeminler, depremin şiddetini artırabilir. Bu nedenle zemin etüdü yapılmadan bina inşaatına başlanmamalıdır.

Binada kullanılan betonun kalitesi ve demir donatılarının dayanıklılığı çok önemlidir. Kalitesiz ve eksik malzeme kullanmak, binanın ömrünü kısalttığı dayanıklılığını azaltır. Deprem yönetmeliğine uygun malzemeler kullanılmalıdır.

Binanın planı, alanında uzman mühendisler tarafından hazırlanmalı ve tüm taşıyıcı sistemler (kolon, kiriş, perde duvarlar) dengeli bir şekilde yerleştirilmelidir. Hesaplamalar, olası bir depreme göre yapılmalıdır. Bu anlamda mühendislik hesaplamaları çok iyi yapılmalıdır.

Çok önemli durumlardan biri de, depreme dayanıklı bir bina inşa etmek isteniyorsa, kesinlikle ‘Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği'ne uygun hareket edilmelidir. Bu yönetmelikte, her bölge için gerekli teknik detaylar belirtilmiştir.

Ve elbette ki, binanın inşasından sonra da düzenli bakım ve denetim yapılmalıdır. Taşıyıcı sistemlerde oluşan çatlaklar ya da hasarlar uzman kişilerce kontrol edilmelidir.

Evet, depremi engelleyemeyiz. Ancak güvenli yapılar inşa ederek depremin olası zararlarını en aza indirebiliriz. Unutmayalım, güvenli yapılar, güvenli bir gelecek demektir. Ve yine unutmayalım ki, deprem öldürmez ihmalkârlık öldürür.