Diyarbekir’den gelen meyiller ve de bire bir karşılaştığımda yapılan sitemler;
“Abi; Diyarbekir yerel basın tarafından ihmal ediliyor. Biraz siz değiniyordunuz, bu ara siz de bu kervana katıldınız.” deniyor.
Evet Dostlar, gözüm Diyarbekir’in üstünde. Ancak olaylar sirkülasyonu o kadar şiddetli ki bazen Diyarbekir’i yazmayı ben dahi ihmal ediyorum. Ama sanmayın unuttum. Her gelişimde arıyor araştırıyorum. Notlar alıyorum.
Örneğin bu kez; Valiliğin, Büyükşehir Belediye Başkanlığının, yerel basının dikkatine sunmak istediklerim var.
Ben sorunları sıralayayım, lütfen ilgili makamlar da, yerel basın da arkasını bırakmasın. Takipçisi olsun.
İşte yazıyorum; Diyarbekir’i gezerken kendimce çalakalem saptadığım sorunlardan bazıları:
1. Dört ayaklı minare’ye giden yol ve cami çevresinin durumu,
2. Cemil Paşa Konağı’nın bulunduğu sokakların durumu,
3. Kiliselerin bulunduğu sokakların durumu
4. Gerek Sur İçi gerekse Yeni Şehir bölgelerindeki yollar
5. Melik Ahmet Caddesi neden tek yön yapıldı, bu sorunun cevabı,
6. Urfa Kapı’nın biri üç yıldır kapısı neden hala kapalı? Taş düşer diye mi?
7. Şehir 200 000 kişilik için dizayn edilmişken bir anda 1.5 milyon insan yaşamaya mahkûm edilince… Gerek belediye, gerek valilik ne gibi önlemler aldı bugüne değin?
9.Fis Kayası Şelalesi hala faaliyette değil, Neden?
10. Muradiye mah, Şehitlik mah, Ben u sun Mah, Dicle mah. Esrar alım satım ve içimin resmileştiği mahalleler haline gelmiş adeta deniyor, emniyet ne gibi önlemler aldı bugüne değin?
11. Kapkaç bilhassa sur içinde ayrıca parklarda devam ediyor…
Diyarbakır basını olarak bu sorulara cevap arayalım arkadaşlar lütfen.
&
Ayrıca:
1. Ulu Cami’nin önündeki o heyula alt çarşı kaldırılmalı, önü caminin seviyesine indirilip güzel bir bahçe yapılmalıdır.
2. Dağ Kapıdaki o yine heyula diyeceğim alt çarşı kaldırılmalı yerine eskiden olduğu gibi Emirgan Parkı yapılmalıdır.
3. Diyarbekir inanç turizmine ivedilikle hazırlanmalı,
4. Uyuşturucu ile mücadeleye hız kazandırılmalı,
5. Tarih turizmi hızla desteklenmeli,
6. Hattat Hamit Külliyatı,
7. Ali Emiri Müzesi,
8. Celal Güzelses konservatuarı hiç bir fedakârlıktan kaçınmadan ivedilikle yapılmalı.
9. Diyarbekir 5 nolu cezaevi müzeye dönüştürülmeli
Sonuç olarak; Sur İçi dünyanın en büyük açık hava müzesine dönüştürülmelidir.
&
Değerli Hemşerilerim; hasbel kader İtalya’nın dört beş şehrini gezdim, geçenlerde.
Her şeyden önce şunu söyleyeyim; gerçek Diyarbekir’e Sur İçi demenin yanlışlığını anladım.
Sur İçi değil, artık ESKİ DİYARBEKİR demek gerektiğine inandım.
Değerli okurlar artık Sur içi dediğimiz yerin ESKİ DİYARBEKİR olduğunu kabul edelim. Ben yazılarımda bundan böyle eski Diyarbekir diyeceğim. Hele Açık Hava Müzesine dönüştüğünde ANTİK DİYARBEKİR diyeceğim.
Bu böyle biline.
Tüm okurlarıma ve Diyarbekir severlere Sur İçine artık ESKİ DİYARBEKİR demelerini ısrarla öneriyorum.
NOT: Bu konulara ara ara değineceğim.
Takipçisi olacağım.
&
Kirveme öğütler
Kirvem;
Ne yazık ki
Fiyatlar artarken ne yazık ki,
İnsanlığın fiyatı düşüyor,
Ahlakın fiyatı düşüyor,
Edebin fiyatı düşüyor,
Emeğin fiyatı düşüyor,
Doğrunun fiyatı düşüyor,
&
Gelelim “Dilimde tüy bitinceye kadar” yazacaklarıma;
Anzele, büyük bir balıklı göl haline getirilip, turizme kazandırılsın.
Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi MÜZEYE dönüştürülsün.
SUR İÇİ; DÜNYANIN EN BÜYÜK AÇIK HAVA MÜZESİ OLSUN.
İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle.
Dostça kalın.