Halk arasında veya Mali Müşavirler camiasında Enflasyon Muhasebesi olarak adlandırılan kavram;
Esas itibarıyla;
* İşletme Mali tabloların uzun yıllar süren yüksek enflasyonun etkisinden arındırılması, işletme varlık ve kaynaklarının belirlenmiş katsayılar ile günün koşullarına göre yeniden düzenlenmesi veya değerlemesi olarak ifade etmek mümkündür.
* Daha basit ifade etmek veya örneklemek gerekirse; 15 yıl önce 100 bin TL ye alıp işletme aktifine kayıt etmiş olduğunuz bir vasıtanın, yıllar itibarıyla enflasyon verileri dikkate alınarak bugünkü rakamlara göre revize etmek demektir. (Düzeltilmiş değer yaklaşık = 1.700 Bin TL’dir)
* Yine bu varlığa sahip olurken öden parasal tutarında öz kaynak olarak tanımladığımız sermayeden harcanmış ise sermayenin edinim tarihinden bu güne kadar değerlenmesi gerekmektedir.
* Kısadan hisse ile ilk bakışta gayet güzel bir uygulama olarak görülmektedir,
* Faydaları ;
• Mali Verileri enflasyondan arındırılarak gerçek durumuna yakın hale getirmektedir.
* İşletme ortakları, finansal tablo kullanıcıları ve finans kuruluşlarına daha doğru bir projeksiyon hazırlamaktadır,
* Yapılan bu düzeltmeler ile; işletmelerin gerçek değerlerine yakın verilere ulaşabilme imkanı sunmaktadır.
Ancak; asıl mesele bu anlatmaya çalıştığım güzelliklerin zararları var mıdır sorusunu akla getirmektedir,
İşletme; finansal mali verilerinde varlık ve kaynak dengesi iyi sağlanmamış ise, sahip olunan varlıkların değerlendirmesinden kaynaklı olarak vergi yükü ile karşılaşılması muhtemeldir, bu yasal düzenleme ile geçmişten 2023 yıllı sonuna kadar yapılan düzeltmeler vergiye tabi değildir, ancak 2024 yılı ve sonrasında (yüksek enflasyon devam edeceğinden), birinci örneğimizde alınan arabanın değerlenmesinden kaynaklı oluşan olumlu fark, sizlere ekstra vergi yükü yükleye bilmektedir.
Yani 2024 yılında hiç bir ticari faaliyetiniz olmazsa dahi, işletme aktifinde bulunan varlıkların değerlendirmesinden kaynaklı vergi yükü doğabilmektedir,
Elbette ki “vergi vermek Anayasal bir yükümlülük ve vatandaşlık görevidir” lakin anayasal tanımlama ile vatandaşlar veya vergi mükellefleri kazançları üzerinden vergilendirilirler, ortada olmayan bir kazanç üzerinde vergilendirilmek anayasaya aykırılık teşkil ettiği gibi, hukuk devleti ilkeleri ile de bağdaşmamaktadır.
“Deve hörgüç” misali her şeyin doğru olduğu bir ülkede tek yanlışımız enflasyon muhasebesi ve vergi yükü olsaydı keşke..!
* Vergi mükellefinin bilinçsiz olduğu,
* İşletme Mali verileri işletmelerin gerçek durumunu yansıtmadığı,
* Vergi Kanunları günün koşullarına uygun olmadığı,
* Kayıt altında olmamın kayıt dışılığa göre dezavantajlı olduğu,
* Günün ekonomik koşullarında kaynaklı varlıklarının bir bölümünü ve tamamını kaybetmiş işletmelerin olduğu,
•Finansa erişim kapılarının kapalı olduğu,
* Yüksek enflasyonist ortamdan kaynaklı olarak dün sattığı mallı bu gün geri alamayan tacirin olduğu, Ve daha sayabileceğimiz onlarca olumsuz tablo ve koşullar altında;
Enflasyon üzerinden vergi talebi hiç de adil olmadığı gibi gerek işletmelere yeni yükler yüklerken, bu işin hamaliyesini de Mali Müşavirler çekmektedir,
Öyle anlatıldığı gibi; bu işlerin yazılımlar programlar üzerinden çok kolay olduğu, bir kaç tuş ile çözüldüğünü yalanlarına da kimse inanmasın, vergi hukukunda zaman aşımı süreci 5 yıl iken, geriye doğru 20 yıllık verileri bugüne taşımak, bugüne endekslemek hiç de kolay değildir,
Kötü giden ekonomik tabloların faturasını vatandaş ve Mali Müşavirler ödememelidir.
Bir sonraki yazımızda tekrar görüşmek dileği ile…