Türkiye’nin siyasi seçim takvimine göre Genel Seçimlerin 2023’te, Yerel Seçimlerin de 2024’te olması gerekiyor. Geçmiş dönemlere baktığımızda bu takvim bazen yine TBMM’nin kararıyla erkene çekilebiliyor.
Ankara’da “Millet İttifakı”nı oluşturan muhalefet partilerinin temel arzusu bu yönde iken TBMM’nin tatil sürecini uzatması, kent sayısının 100’e çıkarılmasına dair bilinçli açıklamalar ve siyasilerden sızan bilgiler, Temmuz ayı ortalarında veya sonlarına doğru bu yılın Ekim-Kasım aylarında erken seçim kararının alınacağı iddiası yönünde.
Son seçimden bu yana köprünün altından çok sular geçti. 2002’den bu yana iktidarda olan AK Parti’nin, özellikle yerel seçimlerde Ankara, İstanbul ve İzmir gibi büyükşehirleri kaybetmesi, kan kaybının da bir göstergesiydi.
Peki yarın seçim olsa o kan kaybına bir tampon yapıldı mı diye sorulsa sanırım her ne kadar inandırıcı bulunmasa da seçim anketleri önemli bir kriter.
Pandemi gibi tüm dünyayı etkisi altına süreç, ülkemizde de ciddi tahribatlar bıraktı.
İşletmeler üretemez oldu, bunun yansıması olarak işsizlik arttı, alım gücü düştü.
Sonrasında, özellikle de bu yıl TL’nin değer kaybetmesi, zamlar, yoksulluğun tavan yapması en belirleyici unsur olacaktır seçimlerde.
Cumhur İttifakı’nın olası erken seçim kararı öncesi atacağı tüm adımlar, açıklayacağı tüm projelerin karşılık bulacağını düşünmüyorum.
AK Parti’nin ciddi oy kaybı, MHP’nin her geçen gün erimesi Cumhur İttifakı’nı yüzde 40’lı rakamlardan yüzde 30 bandına çekeceği düşüncesindeyim.
Batıda milliyetçi ve muhafazakar oylar İYİ Parti’ye, Doğu’da ise CHP ve DEVA’ya geçmesi muhtemel.
Gelenler-gidenler hesaplamasına bakıldığında HDP’nin oy oranının ise sabit kalacağı aşikar.
Bu durumda “6’lı Masa İttifakı” ile HDP’nin ayrı bir masa etrafında buluşması da kuvveti muhtemel.
Cumhur İttifakı bu durumun elbette ki farkında.
Önümüzdeki yakın süreçte toplum adına, fahiş zamlara müdahale, asgari ücrete ve memur maaşlarına zam gibi atılacak çokça adımları da göreceğiz.
Saygılarımla