Diyarbakır sadece bir vilayet değil, tarihtir, medeniyettir. Burada yaşayanın başka yere gidemediği, gidenin de kalbinin en derin yerinde hasretiyle yaşadığı şehirdir. Dolmuşlarında her türlü ekonomi ve politikanın konuşulduğu, küçüklerin büyüklere hâlâ yer verdiği samimiyetin ve misafirperverliğin bitmediği nadir kentlerdendir.

10 bin yılı aşkın geçmişiyle Mezopotamya’nın en bereketli topraklarına sahip, hayvanın ilk evcilleştirildiği, yeryüzünde buğdayın toprakla buluştuğu ilk yerdir. Asırlar boyunca Medlere, Asurlulara, Romalılara, Osmanlılara, Bizanslılara ve birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, 33 medeniyetin izlerini hala taşımaktadır.


Ermeniler, Süryaniler, Keldaniler, Kürtler, Türkler ve nice halklar yüzyıllarca bir arada yaşamıştır. Birçok farklı etnik köken ve dini inançlara sahip toplulukların birlikte yaşadıkları, komşuluk yaptıkları kadim bir kenttir.


Tarihi Surları ve Hevsel Bahçeleri, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almaktadır. Diyarbakır Surları, Çin Seddi’nden sonra dünyanın en uzun ve en geniş savunma duvarıdır. Nice destanlara, türkülere konu olmuş Dicle Nehri, bu kentten de geçip Basra Körfezi’ne kadar doğayı yeşertmektedir.


Yeni keşfedilen Zerzevan Kalesi, şüphesiz sadece bölgenin değil dünya uygarlıklarına ve tarihine ışık tutmuştur. Eğil İlçesi, Asur kralları ve peygamberleri bağrında uyutmaktadır.


İslamiyet’te 5. Harem-i Şerif olarak kabul edilen Ulu Cami, bu kentin tam ortasında inşa edilmiştir. Büyük İskender’in ordusuyla konakladığı rivayet edilen Bırkleyn Mağaraları için antik çağda ‘dünyanın bittiği yer’ yine Lice İlçesi’ndedir. Efsaneler ve kutsal kitaplar ise ‘ölümsüzlük suyunun aktığı yer’ olarak tanımlamıştır bu mağarayı. Silvan’da bulunan Hasuni Mağaraları, Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden biridir.


Diyarbakır camileri, kiliseleri, müzeleri, köprüleri, kaleleri, burçları, kervansarayları, hanları, hamamları, tarihi, kültürü ve mutfağıyla bir turizm başkenti olmaya adaydır.


Ne yazık ki Diyarbakır’ı haber ve medya kanalları yıllarca sadece şiddet ve çatışma olaylarıyla lanse etti. Oysa barış, güvenlik ve huzur ortamı sağlandığında yerli ve yabancı turistlerin geldiği ve neredeyse herkesin Güneydoğu’da merak ettiği şehirlerin başında Diyarbakır gelmektedir.


Bu kente gelen birçok kişiden “Biz burayı böyle bilmiyorduk, çok sevdik, iyi ki geldik” cümlelerini duymuşsunuzdur. Kent turizminin ve tarihi değerlerin tanıtılması, kente olan ön yargının kırılması konusunda basın mensuplarının, iş insanlarının, STK’ların, turizm acentelerinin büyük emeği vardır. Bu kentin güzellikleri görülmeye değer. Diyarbakır’ı hak ettiği yere taşımalıyız. Turizmin canlanması, kent ekonomisi içinde oldukça önemlidir. Gelen her turist konaklama, alışveriş, hizmet gibi birçok sektörde harcama yapıyor. Kente ekonomik açıdan katma değer katacak sektör turizm olacaktır.