Cahit Sıtkı Tarancı şiirinin iki dizesinde der ki; “Bir Dicle farzederdim hayatı, etrafı saz; / Ömrümü, bahar yüklü zincir gibi kelekler”. Boşuna mı Cahit kadim Dicle nehri üzerindeki uzun yolculukların mekânı “Kelek”lerden söz ediyor.

Oturmuş Celal bey geçen yüzyılın bir tarihinde Dicle’ye nazır Gazi Köşkünün altındaki bahçelerde sesi cümle aleme aşikâr;

“Buy-i vahdet almışam bus-i lebi peymaneden
Hangi zalim men eder meyden beni, meyhaneden
Dil-şikestem mey-perestem aşıkam
Sağer bê destem oğul yandım
İçmişem mest-i elestem nergiz-i mestaneden
Oğul yandım kibar yandım zalım yandım
Hasretle yanaram suzi her dem
Deruni aşıkam oğul aman
Lutfi kıl bize de gel kurtar beni naleden
Oğul yandım kibar yandım zalım yandım”

Derler ki Celal üstadı dinleyen bülbül, ağacın dalından süzülüp kanat çırparak iner, önüne konar ve dinler.
Cumartesi günü 1 şubattı, Celal Güzelses üstadın vefatının (1959) 66. Ölüm yıldönümüydü. DİTAV’ın suriçindeki kadim mekânında hayli ilgili bir katılımla Güzelses’i andık.

Şeymus Diken Yazar Kapak Web Kopya2-2

Udi Yervant, “Celal beyin yarattığı musiki tedrisatından bugünlere geldik. O, bizim hüznümüzün gözyaşıdır. Hep akan, durmayan” dedi.
Bedri Ayseli, “Celal bey, bu kentin ruhudur” dedi.
Ferat Üngür; “Celal amca, Ahmed Arif ağabeyin dediği gibi bu şehrin abisiydi. Ruhu şad olsun” diyerek vurgu yaptı.
Müzisyen-Akademisyen Alişan Budak, Celal Güzelses ve bölge musikisi üzerine yaptığı tez çalışmasında üstadın kırk plağı ve seksen eseri üzerine detaylı analiz yapmış bir akademisyen. Udu ile güne güzel bir katkı sundu.
Ve hikâyenin sonunda benim söylediklerim de şudur:

Celalî sese…
Diyarbekir deyince,
deyince Diyarbekir…
Alır başımı giderim.
Giderim alır başımı da
Şemsiler’de bir kayabaşına oturur
Celal’i düşünürüm…
Celal’i düşünür
Celallenirim.
Bir güzel ses olurum
Adilefendice
gel kıyma bana derim…
Diyarbekir deyince,
deyince Diyarbekir
Celal’i düşünür
Abdo olurum
şarkının sözlerindeki gibi…
Abdo olur
mezarımın kayadan oyulmasını isterim
üzerine mermer bir de taş konulmasını
hiç ihmal etmem.
Celal’i düşünür
dibi nergiz üzeri buz bağlayan
çayın öteyüzünde oturur
hüzünle ağlarım
cümleâlem bilsin isterim
beni bi’gelin vurur
yaramı da bi’kız bağlar
o kızın geldiğini
birileri muştulasa
çifte kurbanlar kesmek
bi’tek bana düşer
o kız görsün diye
illa ki bi’çaket isterem,
bi’çaket isterem beli darola
hangi terzi dikerse diksin
ol çubuğun biri yeşil öbürü de al ola
Celal’i düşünürüm
hiçbiri olmaz
neyleyim ki!
ben şehid-i badeyem
size mêvan olamam
mendilimde kare,
yüreğimde yare var
bu sebepten
elele verip gidemem pirotxanaya
dinsiz,
imansız,
mürvetsiz,
yar engeldir
Celali düşünüyorum
felek gayet dönek dünya celladım
bu baptan
Celal’iyim,
Celalîyiz,
Celalî…