Meral Akşener, İYİ Parti'yi 25 Ekim 2017'de kurdu. Siyasi Partiler Yasası'nın 36’ncı maddesine göre, (Bir siyasi partinin seçime katılabilmesi için, illerin en az yarısında yani 41 il, seçim gününden en az 6 ay önce teşkilat kurmuş ve büyük kongrelerini yapmış olması veya Türkiye Büyük Millet Meclisi grubunun en az 20 milletvekili bulunması) gerekiyordu. Ayrıca yasa, bir ilde teşkilatlanma koşulu olarak da (Merkez ilçesi dahil o ilin ilçelerinin en az üçte birinde teşkilat kurma koşulu) getiriyordu.
AK Parti ve MHP’de siyaset yapmış biri olarak Meral Akşener, her iki partinin zayıf yönlerini bildiğinden buna göre siyaset belirledi ve alana çıktığı ilk günden itibaren yükselişe geçti. Bu yükseliş, AK Parti ve MHP’yi endişelendirdi için Akşener ve partisini siyaset sahnesinden silmek amacıyla her yol denendi. 24 Haziran 2018'de erken seçim kararı alındığında ise AK Parti ve MHP, Yüksek Seçim Kurulu’na, İYİ Parti’nin ‘Seçime girme yeterliliğinin bulunmadığı’ yönünde açıklama yaptırıldı.
Bu süreçte Akşener ve partisinin imdadına CHP ve lideri Kemal Kılıçdaroğlu yetişti. CHP’den 15 milletvekili istifa ederek İYİ Parti’nin 5 milletvekili ile birlikte 20 sayısına ulaşıldı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grup kurularak seçime girme yeterliliği elde edildi. O gün söz konusu bu transferleri, AK Parti cephesi ‘Siyasi onursuzluk’, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de ‘Çatırdama ve siyasi çürüme hali’ hali olarak niteledi.
CHP ve Lideri Kemal Kılıçdaroğlu sayesinde seçime giren İYİ Parti 4 milyon 993 bin 479 oy alarak mecliste 43 sandalyeye sahibi oldu. Cumhurbaşkanı adayı olan Meral Akşener ise 3 milyon 649 bin 30 oy aldı.
İYİ Parti, CHP’nin bu kıyağı karşısında birlikte hareket etme kararı aldı. Bu işbirliği daha sonra Demokrat Parti, Saadet Partisi, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi’nin katılımıyla 6’lı masa yani Millet İttifakı’na dönüştü. Millet İttifakı, AK Parti'nin 21 yıllık iktidarından, MHP ve Büyük Birlik Partisi ile kurduğu Cumhur İttifakı’ndan kurtuluşun adresi olarak görüldü.
6’lı masa yaptığı çalışmalarla başta ‘Güçlendirilmiş parlamenter sistem’ olmak üzere yeni bir anayasa ve birçok konuda görüş birliğine vararak bunları imza altına aldı. Fakat İYİ Parti ve Lideri Meral Akşener güçlendikçe istekleri bitmek bilmedi. İlk etapta ittifak ortaklarından hiçbirinin görüşünü almadan ‘Ben başbakan olacağım’ dedi. Kulislere yansıyan bilgilere göre ortak adaylarla gidilecek kentlerde daha fazla kontenjan istedi. Son olarak da partisinden bir cumhurbaşkanı adayı önermeden CHP’nin büyükşehir belediye başkanlarını partisine karşı ‘Ayaklandırmaya’ çalıştı.
Tüm bunlar yetmezmiş gibi son toplantıda kararların altına imza atmasına rağmen ve de ‘Altılı masayı devirmem, millete ihanet etmem’ demesine karşın kapris ve kibrine yenik düşerek, seçime iki buçuk ay kala çok sert açıklamalar yaparak masayı devirip gitti.
Bu gidiş, birçok çevre tarafından çok yönlük değerlendiriliyor. Önümüzdeki günlerde bu gidişin nedenini göreceğiz elbette. Ancak herkesin ortak endişesi İYİ Parti’nin aldığı tavizler karşılığında Cumhur İttifakı’na katılması olacaktır.
Aslında İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in ruh halini 23 Eylül 2022 ve 3 Mart 2023’deki konuşmalarında görebiliyoruz, şöyle ki;
‘Biz partiyi kurduk. Kurulamaz dediler, kurduk. 24 Haziran'da seçim kararı alındı ve tam seçime gideceğiz. YSK'dan tersine sonuç çıkacağı söylenmeye başlandı. Sonra bir siyasi partimizin Genel başkanıyla görüştük. Acaba beraber gidebilir miyiz diye maalesef olmadı, şartlar uymadı.
Sonra benim aklıma sayın Kılıçdaroğlu ile görüşmek geldi. Kendisine gittim 15 milletvekili talep ettim. Yani bu neydi? Demokrasiye dair Türkiye'de birçok şeyi değiştirecek bir adım atılmasına yönelik bir talepti. Kendisine herhalde ölünceye kadar şükran duyacağım. Ben sülaleme Sayın Kılıçdaroğlu'nu çocuklarıyla beraber vasiyet ettim. Başlarına bir şey gelirse bendedir, bizdedir. Yıllarca CHP ve sağın renkleri arasında büyük bir mesafe varken o davranış biçimi o aradaki alanı, o uzaklığı kapattı.’
‘Milletimizin ortak iyiliği için, iyi niyetle oturduğumuz bu masa artık potansiyel adayların tartışılabildiği bir ortak akıl platformu olmaktan çıkmış, tüm alternatiflerin kara listeye alınarak tek bir adayın tasdiki için çalışan bir noter masasına dönüşmüştür.
En sonda söyleyeceklerimi en başta söyleyeyim. Geldiğimiz noktada İYİ Parti bir kıskaca alınmış, bir dayatmaya mecbur bırakılmış, tıpkı yıllardır Türk milletine yapıldığı gibi ölümle sıtma arasında bir tercihe zorlanmıştır ve elbette buna boyun eğmeyecektir. Sağduyusunu azme çevirecek, kişisel ikbal hesapları için üretilmiş devşirme bir siyasetin hınk deyicisi olmayacaktır.’
Son söz, ülkede büyük bir deprem felaketi yaşanmışken ve de onca sorun orta yerde dururken, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan ve Cumhur İttifakı’nın imdadına yine muhalefet yetişti. Yani iktidarın bir şey yapmasına gerek yok, bu muhalefet varken.
Sevgiyle kalın.