Dünyada deprem bölgesinde yer alan Türkiye, tarihi boyunca pek çok büyük depremlerle yıkıma uğradı.

Depremi yakın zamanda yaşamış biri olarak şunu söylemeliyim ki; deprem ülkesi olmamıza rağmen depreme dayanıksız yapıların olduğu bu ülkede, depremi nasıl karşılamamız gerektiğini de bilmiyoruz. 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremde birçok canımızı yitirdik. Ölüm Allah’ın emri fakat, ihmallerin olduğu da apaçık ortada.
Depremde yıkılan birçok apartmanda, kolonların kesildiği ortaya çıkmıştı. Bir apartman inşa edilirken, depreme uygun bir şekilde yapılması gerekmez mi? Malzemeyi eksik kullanan müteahhitlerin insan canına kast ettiği gerçeğiyle de yüzleşmedik mi? 

Fahiş fiyatlarla satılan daireleri belki borçla belki de tüm birikimiyle alan insanlar o dairelerin onlara mezar olacağını nereden bilebilirdi ki?

Kolonlar, binaları ve daireleri ayakta tutan en önemli bölümlerden biridir. Bunları kesme ve çıkarma cesaretinde bulunanların hiç mi vicdanı sızlamadı?

Yaşadığım kentte çocukluğumuzda hepimizin en az bir kere gittiği AVM olan Diyar Galeria’nın yıkıldığı haberini alınca bir süre kendime gelemedim.
Art arda olan iki depremin şiddeti büyüktü, ama yıllardan beri dimdik duran galeria nasıl yıkılır? diye düşünüp durdum. Yıkılmadı aslında, yıkılmasına zemin hazırlanmıştı, kolonları kesilmiş ve sadece kolonun kesildiği bloklar yıkılmıştı. 
89 canımızı kaybettiğimiz o sitede yaşayan ve depremde vefat eden bir avukatın daha önce kolon kesme nedeniyle sitenin altındaki dükkanlardan biriyle mahkemelik olduğu da ortaya çıkmıştı. Depremden sonra davalar görüldü, ceza alanlar da oldu. 
Deprem sonrası kimimiz olay yerinde, kimimiz tv ekranları karşısında enkazlardan sağ çıkan canlar için tek yürek olmuşken belki daha önce hiç gitmediğimiz ve bilmediğimiz apartmanların ismini bilinç altımıza kazıdık.

50 kişiye mezar olan İsmet Çoşkun apartmanı Gaziantep’te. Ne yazık ki bu apartmanın da kolonları kesilmişti.
Havuz yapılacak gerekçesiyle kolonları kesilen bir diğer apartmanda, deprem sabahı müteahhit kaçmıştı. Dünya’nın diğer ucuna gitse bile o insanların ahından nasıl kaçacaktı?
36 kişinin hayatını kaybettiği Ezgi apartmanında bilirkişi incelemesi sonucu çıkan raporda zemin katta yine kolonlar kesilmişti.
Ve yakın zamanda davası görülen sosyal medyada yankı uyandıran 51 kişinin öldüğü Furkan apartmanı davasında 1 sanık ceza alırken, 3 sanığa beraat kararı tepkilere yol açtı. 
Acılı aileler gözyaşları içinde adliye kapısında isyan ederken, ölmüş yakınları için artık adaletinde enkaz altında kaldığını düşünüyorlar. İnsan canının paradan, maldan ve hatta her şeyden kıymetli olduğu kanısındayım.  

Olası bir depremde bu senaryoları tekrar yaşamamak için, yapılar gerçekten denetlenmeli, yapının yapılmayacağı yerlere ruhsat verilmemeli, imar affına geçit verilmemeli, malzemeler ihtiyaç olduğu ölçünün altında kullanılmamalı ve en önemlisi dükkanını genişletmek için onlarca insanın günahına girerek ve canına kast ederek o kolonlar kesilmemeli. 
Umarım gerekli kurumlar tedbirleri alır ve insanlarımız yok yere canından olmaz.