Küresel ve bölgesel belirsizliklerin arttığı, çatışmaların her geçen gün derinleştiği bir çağda, diplomasinin gücünü bu sene de Türkiye’nin ev sahipliği yaptığı platformda izledik.

İşte tam da bu gerçekliğin ışığında, bu yıl dördüncüsü düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu, uluslararası aktörlerin katkı sağladığı ve tüm gözlerin Antalya’da olduğu dikkat çeken bir buluşmaya sahne oldu.
“Ayrışan Dünyada Diplomasiyi Sahiplenmek” temasıyla 11-13 Nisan tarihleri arasında gerçekleşen forum, sadece oluşturulan panellerle fikir alışverişi değil aynı zamanda diplomasinin kriz dönemlerinde nasıl bir köprü kurabileceğini somut örneklerle gösteren küresel bir alana dönüştü.
Türkiye’nin dış politikada en önemli stratejik hamlesi olan arabuluculuk rolü, bu toplantıyla birlikte daha bir önem kazandı.
Forumun çarpıcı yönleri ve noktaları vardı.
Katılımcı yelpazesinin genişliği ve bölgesel çeşitliliğin fazla olması ile birlikte, 155 ülkeden 21 devlet ve hükümet başkanı ile 64'ü bakan olmak üzere 6 bini aşkın kişi hazır bulundu forumda.
Bu forum sadece sayısız diplomat ve basına açık değildi. Aynı zamanda akademisyenlere ve üniversitelerin başarılı genç öğrencilerine de kapı açan bir buluşmaydı.
Avrupa ve Amerika’dan katılım sınırlı sayıda iken; Afrika, Ortadoğu ve Balkanlar ve Asya-Pasifik’ten gelen temsilcilerle ilerleyen bir platforma dönüşmesi açısından dikkat çekiyordu. 
Antalya Diplomasi Forumu’nun sunduğu bu bölgesel çeşitlilik sayesinde ikili görüşmelerin ön plana çıkması da ayrı bir gündem yarattı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açılış konuşmasında Suriye’nin istikrarı vurgusuyla birlikte foruma katılım sağlayan Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’ya büyük bir ilgi vardı.
Şara, sadece Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile değil aynı zamanda Azerbaycan, Katar, Libya, Suudi Arabistan, Kosova lideriyle ikili görüşme yaptı.
Diğer önemli katılım sağlayan Kürt lider ise Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani idi.
Türkiye’nin terörle mücadele kararlığı ve nasıl tanımlarsak tanımlayalım ‘yeni açılım süreci’ ile birlikte bölgesel ilişkiler, IKBY açısından da önem teşkil ediyor.
Bu sayede pek çok ülke karşılıklı diplomatik ilişkilerin tesis edilmesi adına diplomasinin dönüştürücü gücünden yararlandı.
Forum boyunca ele alınan başlıklar; Suriye-İsrail-Filistin, Rusya-Ukrayna savaşı vurgusuyla kuşatıcı bir şekilde masaya yatırıldı. İklim değişikliğinden göçe, yapay zekadan uluslararası güvenliğe, ekonomik eşitsizliklerden din ve kültürler arası diyaloga kadar pek çok konuda derinlemesine tartışmalar yürütüldü. 
Antalya’dan dünyaya yükselen bu diplomasi çağrısı, sadece bugünü değil, geleceği de şekillendirme potansiyeline sahip. 
Türkiye, bu yeni diplomatik mimarinin kurucu unsurlarından biri olmaya devam ediyor.