Akşam vakti çökmüş, televizyon kumandası sahibinin elinde, ustaca kanalları değiştiriyor. Her akşam aynı saatte açılan o kanalda bir es veriliyor, o program bitene kadar kanal hiç değiştirilmiyor.

Çocuk aklımla “bu programı bir tek benim babam seviyor” sanıyorum. Dengbêjler aşkla söyledikçe babamın yüzündeki memnuniyet artıyor. Babamı mutlu eden her şeyi severdim. Dengbêjleri dinlemeyi ilk böyle sevmiştim ama büyüdükçe bunun sadece babamla alakalı olmadığını anladım.


Dengbejler, Kürt kültürünün önemli değerlerindendir.  

Kürtçede “deng” “ses”, “bêj” “söyle” demektir. Dengbêj, sese biçim veren, onu işleyendir. Dengbêjleri diğer ses sanatçılarından ayıran en önemli özellik ise birçoğunun eğitim almadan, sesi bu şekilde işleyip kullanmalarıdır.

Gırtlaklarını çok iyi kullanan dengbêjler, seslerini kontrol etmek için ellerini kulaklarında tutarlar. Dengbêjler aşk, savaş, hastalık, ölüm, acı, güzellik gibi birçok konuya stranlarında yer vermişlerdir.

İşledikleri konuları inanılmaz bir ustalıkla betimleyen dengbêjler, adeta stranları tasavvur etmenizi sağlıyor. Enstrüman kullanmadan bu kadar içe işleyen başka müzik tarzı var mıdır bilmem. Tüm dengbêjler kendi dönemlerinde tanınmış ve dinlenmişlerdir. Ama bazıları var ki; adını yaşadığı coğrafyadan öteye duyurmuştur.


Dengbêj sanatının kurucusu olarak bilinen Evdalê Zeynikê, Kürtler için dengbêjlerin piridir. Yaşar Kemal ise onu; “Kürtlerin Homeros”u olarak nitelendirmiştir. 
Dengbêj Reşo, yaşadığı dönemin sosyal ve siyasal durumunu stranlarıyla ortaya koymuştur. Ağrı İsyanı’ndaki direnişi, stranlarına işlemiştir. Tarihi olaylar açısından sözlü edebiyatın önemini açığa çıkarmıştır. Kendisi aynı zamanda günümüzde dinlenme rekorları kıran Şakiro’nun öğretmenidir.


Şakiro, Kürtler için “Şahê dengbêjan - Dengbêjlerin Şahı”dır. Sesi bir keklik kadar güzeldir, bu yüzden Kürtler ona, “Kewê Ribat - Rabat Kekliği” demiştir. 
Dengbêjleri anlatırken, kadın dengbêjlerden de bahsetmek gerekir.


Sovyetler Birliği’nde yaşamış, sosyalist dengbêj olarak tanınan Sûsika Simo, o dönemde sahneye çıkan ilk Kürt kadın sanatçıdır. Birçok insan onu, sosyalist, devrimci ve politikacı Lenin için yazıp seslendirdiği eserden bilir.


“Siltana Kurda- Kürt Sultanı” olarak anılan Meryem Xan, Kürtçe şarkıları kaydeden ilk kadın dengbêj olarak bilinir.

Bir dengbêj kızı olarak Diyarbakır’da Dünya’ya gelen Eyşe Şan’ı hepimiz acı ve zorluklarla dolu hayat hikayesinden tanırız. Kürtçe ve Türkçe şarkılar söylemiş, konserler vermiş, kasetler çıkarmış önemli bir Kürt sanatçıdır.


Bu geleneğin tarihi çok eskiye dayansa da geçmişten günümüze kadar varlığını korumuştur.

Bu kültürü yaşatmak adına Diyarbakır’da 2007 yılında Büyükşehir Belediyesi tarafından Dengbêj Evi açıldı. Yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeri olan bu mekânda nice ağıtlar, sevdalar ve destanların hikayesi seslendiriliyor. Atalarımızın dinleyip keyiflendiği, hüzünlendiği o hikayeler dilden dile, nesilden nesile aktarılıyor.