Değerli okuyucularım, bugünkü yazımda çocuklarda görülen davranış bozukluklarından bahsedeceğim. Çocuklarda görülen bu davranış bozukluklarının ve uyumsuzluğun altında birçok neden yatmaktadır. Bugün bunlardan birkaçından bahsedeceğiz.
Öncelikle bu davranış bozuklukları nelerdir? Dilerseniz birkaç örnekle açıklayalım. Hırçınlık, sinirlilik,saldırganlık,kuralları çiğneme, sürekli baş kaldırma, sınıf içi uyumsuzluk gibi birçok örnekleri vardır. Peki, çocukları bu duruma getiren alt sebepler nelerdir? Anne-baba çocuğuna karşı ya ilgisizdir ya da aşırı ilgilidir. Bu konuyu biraz açmak istiyorum.
Çocuğunu görmezden gelmek, ilgilenmemek çocuğa kendisini değersiz ve önemsiz hissettirir. Buna bir örnek verelim: Çalışan anne- babanın çocuklarına 1 saatlerini ayırıp onlarla ilgilenip ödevlerine yardımcı olmaktansa özel hoca, özel ders,özel ablalar tutarak birazda kolaya kaçarak hem vicdanen rahatlamış hissederler hem de sorumluluklarını yerine getirdiklerini düşünürler. Oysaki çocuğun anne-babasından göreceği o 1 saat ilgi, dışarıdan gelecek profesyonel ilgiden çok daha mutlu hissettirecektir. Hem de böylece çocuğa kendisinin önemli olduğunu hissettirecektir. Ne kadar yoğun olunursa olunsun bence 24 saat içerisinde çocuğunuza ayıracağınız 1 saatiniz vardır. 1 saat deyip geçmeyin o 1 saatin çocuk üzerindeki etkisini tahmin edemezsiniz.
Ne olursa olsun evde yaşayan bir çocuk olduğunu unutmamak ve onu ihmal etmemek gerekir. Bunun tam tersi aşırı ilgiye örnek verecek olursak; çocuğun rahatça, özgürce hareket etmesine izin verilmemesi. Mesela adım adım çocuğunun peşinden gidip, aman düşmesin, aman biri ona karışmasın diyerek çocuğunun sosyalleşmesine izin verilmemesi yada çocuğunun 1 kaşık daha fazla yemesi için kaşıkla peşinden koşması gibi…
Toplum içerisinde öncelik benim çocuğum diyerek kendi çocuğunu hep ön planda tutup gerekirse diğer çocukları küçümseyerek bencil davranması. Bu durum çocukta hep liderlik ve ön planda olma etkisini yarattığı için aksi durumda hemen bir başkaldırma, itiraz etme, kabul etmeme durumuna yol açacaktır. Başka bir örnek verirsek; çocuğu parkta oyun oynarken 1 saniye çocuğunu tek bırakmayıp her an gözünü üstünde tutması, çocuğu özgürce kendi halinde bırakmaması ve oluşan herhangi bir sorunda çocuğun ne yapması gerektiğini söylemek yerine kendi çabalarıyla o sorundan çocuğunu sıyırması, diğer bir deyişle çocuğunu bir cam fanus içerisine sokması, çocuğun ileriki yaşlarında bir sorunla baş başa kaldığında o sorunla nasıl baş edeceğini bilememesine yol açar.
Aynı zamanda çocuğun hatasında, yanlışında veya yaptığı bir saygısızlıkta bunu dile getirip bir daha aynı hatayı yapmaması için çocuğu uyarmaması da çocuk için yaptığının doğru olduğunu ve desteklendiğini düşündürür. Böylelikle bu saygısızlığı, şiddeti, saldırganlığı sınıf içerisinde ve sosyal hayatında öğretmenine ve arkadaşlarına da sergilemesine yol açar. Bir diğer sebep de çocuğun aşırı ve yanlış cezalandırılmasıdır. Çocuk, hatasında yaptığı bir yanlışta uyarılmalı dedik ama bundan kastımız çocuğumuzu karşımıza alıp ona yanlışını yaptığı saygısızlığı dile getirmekti. Onu cezalandırıp, aşağılamak değil eğer böyle bir tutum sergilenirse, çocukta arkadaş ilişkilerinde bunu böyle görüp böyle yaşadığı için arkadaşlarına aynı tutumu sergileyecek ve yukarıda bahsettiğimiz saldırganlık, kavga etme durumu ortaya çıkacaktır. Bu yüzden çocuğumuza kullanacağımız üslup çok önemli. Şimdilik söyleyeceklerimi noktalıyorum. Bu konuya haftaya da devam edeceğim.