Ortadoğu resmen alev alev yanıyor.
Günaydın Türkiye.
Günaydın sevgili okurlarım.
Hamas’ın siyasi büro lideri İsmail Haniye’nin, İran’ın yeni cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın yemin törenine katılmak için gittiği başkent Tahran’da İsrail tarafından düzenlenen suikast sonucu öldürülmesi Ortadoğu’da gerilimin had safhaya çıkmasına yol açtı.
Suikastın ardından İran tarafından yapılan açıklamalarda bu suikastın hesabının sorulacağı ve karşılığının çok sert olacağı söylendi.
Ancak İran’ın karşılık vermeye mecali olmadığı herkesin malumu.
İran verdiği sert demeçlerle hem zevahiri kurtarma, hem de içinde Rusya’nın yer aldığı İsrail karşıtı bir cephe oluşturma çabasında.
İran’ın durumu Aram Tigran’ın “Ay Dilberê” şarkısındaki Feqiyê Teyran’ın çaresiz feryadına benziyor. Ne diyor şarkıda:
Ay dîlberê ne menale
Feqîyê Teyran êdî kal e
Nexweşekî pir bêhal e
İran’ın karşılık verme adına tek umudu Rusya’dan gelecek destekti; ancak Amerika ve Batı ittifakı tam da bunu önlemek için müthiş bir hamle yaparak, 6 Ağustos'ta Ukrayna birliklerinin, Ukrayna sınırındaki Rusya'nın Kursk bölgesine sürpriz bir baskın düzenlemesine vesile oldu.
Ukrayna’nın bu karşı saldırısını Rusya-Ukrayna savaşı kapsamında değil, Ortadoğu’daki gelişmelerde Rusya’nın dizginlenmesi kapsamında değerlendirmek gerekir.
Ukrayna’nın Rusya sınırlarından içeriye otuz kilometre girmesi ve buraları kontrol etmesi tam anlamıyla bir pazarlık hamlesidir. Rusya İran’ın yanında İsrail’e karşı bir cephe oluşturacaksa Batı ittifakının kendi topraklarındaki ilerlemesinin Kursk kentiyle sınırlı olmayacağını öğrenmiş oldu.
Bu yaşanılanlar öteden beri söylediğim gibi “Büyük Ortadoğu Politikası” değil. Resmen Büyük İsrail Politikasıdır.
Suriye’nin önemli bir kısmı, Filistin’in, Lüblan ve Ürdün’ün tümü, Mısırı’n verimli bölgelerini Süveyş Kanalı dahil kendi sınırlarına katma politikasıdır.
Netenyahu’nun Amerikan kongresinde ayakta defalarca alkışlanmasına bu açıdan bakmak gerekir.
Kongrede ayakta alkışlananın ne Netenyahu’nun kendisi, ne de yaptığı konuşmanın içeriği olduğunu sanmıyorum. Kongre üyeleri tarafından alkışlanan şeyin, arka planda Ortadoğu’nun şekillendirilmesi konusunda İsrail’e verilen tam destek olduğunu önümüzdeki dönemlerde görmüş olacağız.
Gerçi görünen köye kılavuza gerek kalmadı ya…
Kongredeki alkışlar İsrail’in Ortadoğu konusunda tam yetkili ve tek yetkili olduğunun göstergesiydi.
Özellikle “tek yetkili” dedim; çünkü Nato ittifakı içerisinde yer alsa da Türkiye’nin Suriye’de cihatçılar üzerinden yürüttüğü vekâlet savaşının Amerika’yı bezdirdiği anlaşılıyor.
Şimdi gelelim madalyonun diğer yüzüne.
Üretilen silahlar depolarda paslanmak üzere. Kaldığı depolarda, hangarlarda koyacak yer bile kalmadı.
O silahlar satılacak ki büyük silah üreticileri kasalarını doldursun. Kaç zamandır işler yaprak kıpırdamayacak kadar kesattı. Yaprağın kıpırdamaması silah bezirganlarının işine gelir mi hiç.
Yalnız silah mı tabii ki hayır. Yakıp yıkmadan, ortalığı ateşe vermeden yapmak olur mu?
Meşhur Kürt atasözüdür:
Xetta xıranabè çe nabe, yani bozulmadığı sürece yapılmaz.
Petrol ve doğalgaz gelirleri artı. Dolarlar birikti.
Bunları eritmek lazım cancağızım, eritmek lazım.
İşi bir diğer yanı.
Ekmek bulamaz çalışanına vermeye, kâh giderim camiye, kâh giderim Sinagoga diyen zihniyete ne demeli.
Otur oturduğun yerde, ülkenin güvenliğini sağlamaya çalış, sınırlarını ne idüğü belirsizlerin girmesine engel olacak şekilde tahkim et, demezler mi insana.
Çok akıllı bir politika güdülmeli.
Biz sınırlarımızın derdinde olmalıyız.
Çünkü ben önce ülkem diyorum.
Önce can demeliyiz cancağızım, önce can…
&
Tolstoy’dan hepimize öğütler
Kimse, kimseyi küçümseyecek kadar büyük değildir, bilmelisin. Küçümsediğin her şey için gün gelir, önemsediğin bir bedel ödersin.
&
Kirveme öğütler
Tarihe yapılacak en büyük ihanet onu anlamamaktır. Bu şekilde geleceğe de ihanet etmiş olursun kirvem.
&
Hoşuma giden sözler
Yılmak yok;
Siz din diyeceksiniz, biz ahlak,
Siz biat diyeceksiniz, biz adalet,
Siz şeriat diyeceksiniz,
Biz laik cumhuriyet…
&
İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle.
Dostça kalın.