Günaydın Türkiye. Günaydın sevgili Okurlarım. Son Diyarbekir ziyaretimden arta kalanlar.Son Diyarbekir ziyaretimden arta kalanlar.

Çoğu kez duygu ve düşüncelerimi satırlarda anlatırken zorlanırım. Sevmeyi, aşkı, kızmayı, ilenmeyi, isyan etmeyi, diklenmeyi…
Dizelerde anlatmak daha çok hoşuma gidiyor. Anlatımdamüzikalitenin olmasını istiyorum. Sözler kulağa hoş gelmeli,diyorum. Okuyucu çöl sıcağında susamış bir bedevinin bir bardak suyu içtiği gibi yazılanları okumalı. Ama okurken de dizelerin içinde ‘’Aha işte ben buradayım.’’ diyebilmeli.
Ve ve daha önemlisi üç yazımdan birisi mutlaka
Diyarbekır’imi anlatmalı.  Öyle istiyorum.  Çünkü Diyarbekir, 78 yıldır; yüreğimde, beynimde, tek aşkım tek sevdamdır.
      Aşağıdaki şiirim de yaşları kırkın altında olanlara,
Diyarbekir’imin dünkü yaşam biçiminden enstantaneler vermek istedim.
      Okuyalım.

ELE BİLESEN

Diyarbekir'im
Sevdam benim
Şimdiye kédér héç kimse
Senden şikâyet etti mi bılmiyem
Ama ben şikâyet ediyem.
Anam beni fırına gönderidi
Başımda xamur teşti
Boynum ağridi
Her hafta boxçayı
Hamama götüridım.
Belim ağridi
Hele çixariya gidecaği günler
Çigerim yanidi
Bir elimde bakır semaver
Bir elimde kömür torbasi
 
Belimde bağli kilimlerle
Şemsiler kayalığına tırmanacaxsan
Şex Muhammet Düzlüğünden
Su getirecaxsan
Semaveri de sen yakacaxsan
Sonra fırsat bulursan
Dava'na bir göz atacaxsan
O kalabalıxta
Ya görisen, ya görmisen
Ma bu Allaha hek revadır
Şimdi söyle
Senden nasıl şikâyet etmeyeyim
Söyle Allahın seveyim
Yox ha
Sakın gönül koyma baan
Henek ediyem saan.
İmanıma
Ben İstanbul'da yaşiyam ama
Yüreğim sende ati
Ben İstanbul'da güliyem ama
Çigerim senle yani
 
Ben senin sevdalınam

Bunu da ele bilesen hani. R.Y
Bu şiirde ozan kendini anlatıyor sanmayın sakın. Kırk
yaşın üstündeysen sensin. Eli öpülesiye analarımızdır, babalarımızdır. Ben yaşta ağabey ve ablalarınızdır.
Anlattıklarım tüm canlılığıyla bizim yerel dilimiz ve kültürümüzdür. Fırın kültürümüz, hamam kültürümüz, piknik kültürümüzdür. Yani yaşam biçimimizdir.
      Heyhat o günlerden bu günlere ne kaldı ki zaten…
      Bunları niye yazıyorum diyeceksiniz. Niye mi?
      Yazıyorum.
      Unutmayın, unutturmayın. Bilmiyorsanız ya da
unuttuysanız, anımsayın,  öğrenin ki çocuklarınıza anlatıp, öğretesiniz.
      Diyarbakır,  baki kalsın beyinlerde, hoş bir seda olsun kulaklarda…
 
                                              &
 
Aristo’dan bir deyiş
 
“Bir diktatörün ilgi alanlarından biri de halkını fakir kılmaktır. Böylece insanlar günlük yaşamlarındaki görevlerle o kadar meşgul olurlar ki düşünmeye vakitleri olmaz.”
Anlıyorsunuz değil mi?
 
                                            &
 
 Bir de Che GUEVARA’ dan

“Muhtaç bırakıp, yardım etmek; planlanmış cinayettir.”
 
                                           &
 
Türkiye ne zaman düzelir?
Ah kardeşim ah…
Kendi haline bıraksalar ülkemi, tez zamanda düzelir.
Ama!?.
 
                                          &
 
Ey Halkım;
Surların etrafını,
Tarihi özelliği olan çevreleri
 
Ve
Diyarbekir’i
Temiz tutalım.
 
                                          &
 
Tolstoy’dan hepimize öğütler
 
Herkes insanlığın kötüye gittiğini kabul eder ama hiç kimse kendisinin kötüye gittiğini kabul etmez. Herkes insanlığı değiştirmeyi düşünür ama hiç kimse önce kendini değiştirmeyi düşünmez.
 
                                             &
 
Bir söz de benden
İçimden bir ses ölmeden mutlaka bir kez olsun Diyarbekir’i görün diyor.
 
                                               &
 
Kirveme öğütler
Markus Aurelius’un dediği gibi
“Yaşamın amacı çoğunluğun yanında yer almak değil, bilinçsizlerin saflarından almaktan geçer. “
 
                                            &
 
Ve yazıma çoğu kez olduğu gibi bir şiirimle son veriyorum.
 
Bir de sen
Yedi Kardeş, Ben u Sen 
Ve ben,
Bir de sen olsaydın sen.
Dicle Nehri, On Gözlü Köprü 
Ve ben,
Bir de sen olsaydın sen. RY
 
                                            &
 
Gelelim “Dilimde tüy bitinceye kadar” yazacaklarıma;
Anzele, büyük bir balıklı göl haline getirilip, turizme kazandırılsın.
Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi MÜZEYE dönüştürülsün.
Daha da önemlisi,
Ve sevgili meslektaşlarım, dernek yöneticileri, STK
Yöneticileri; Zerzevan Kalesi, Çayönü, Mitras Tapınağı,
Kortik Tepe, Hilar Mağaralarını ve Bırkleyn Mağaralarını koruyalım, tanıtalım.
İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle.
Dostça kalın.