2019’un sonunda Çin’de ortaya çıkan ve kısa sürede yayılarak Dünya Sağlık Örgütü tarafından salgın olarak ilan edilen koronavirüs ile birlikteliğimiz üçüncü yılında da devam ediyor. Aşının mucidi Türk asıllı Alman bilim insanı Uğur Şahin’e göre sürekli mutasyon geçiren virüs, 10 yıl daha bizimle olacak.
Johns Hopkins Üniversitesi’nin verilerinde, dünya genelinde 444 milyon 352 bin vaka, 376 milyon iyileşen, 6 milyon 13 bin ölüme neden olan koronavirüsten resmi rakamlara göre ülkemize düşen pay, 14 milyon 284 bin vaka, 13 milyon 636 bin iyileşen ve 95 bin 205 ölüm oldu. Bu rakamlarla dünya sıralamasında sekizinci durumdayız.
Ekonomiden siyasete, çalışma ve sosyal hayattan turizme kadar her alanda insanlığın yeni bir düzene geçişine neden olan koronavirüs, hepimize çok acı yaşattı ve yaşatmaya da devam ediyor. Koronavirüs aynı zamanda ülkeleri yönetenler için sınav niteliği taşıdı. Bu süreçte kimi ülke yöneticiler tüm imkanları halkının refahı ve sağlığı için kullanırken, kimileri de basiretsiz yönetimlerinin sorumluluğunu virüse bağladı.
Koronavirüs dünyanın her yerinde halen çok etkili ve her gün binlerce insanın ölümüne ve hastalanmasına neden oluyor. Bilim insanları, sürekli çeşitli varyantlarla kendini yenileyen virüsten korunmanın yollarını bilimsel olarak açıklamalarına rağmen bazı ülke yöneticilerinin kendi istikballeri için tedbirleri gevşettiğine veya tamamen kaldırdığına şahitlik ediyoruz.
Ülkemizde de Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu son toplantısında üyeler arasında tam mutabakat sağlanmadan vaka sayısının 40 bin, ölüm sayısının 200’lerde olduğu bir süreçte HES kodu sorgulama, maske kullanımı, PCR testi sonucu ibrazı uygulamalarını kaldırdı.
İçişleri Bakanlığı valiliklere gönderdiği genelgede maske kullanımı, HES kodu sorgulaması ve negatif PCR test sonucu ibrazı istenilmesi uygulaması sonlandırıldığını bildirirken, Sağlık Bakanlığı’nın aksine okul, hastane, sinema, tiyatro gibi kişiler arasında gerekli sosyal mesafenin sağlanamadığı kapalı yerler ile otobüs, minibüs, servis, tren, metro, vapur, uçak gibi her türlü toplu ulaşım araçlarında maske kullanımı zorunluluğunun devam edeceğini duyurdu. Yani iki bakanlık bile kararlarda ters düştü. Bu kararlara bilim insanlarından ise sert tepki geldi.
-Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, ‘salgınla mücadelede yeni bir yol deniyoruz, önlemsiz dönem. Önlemleri azaltan ülkeler vaka sayısında ciddi azalmaya ve aşılama oranının yüksekliğine güveniyor (Hollanda gibi) veya yanlış yapıyor (İngiltere gibi). Umalım denk gelsin ve iyi olsun.’
-Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Kayıhan Pala, ‘hatırlatma dozu oranı yaklaşık yüzde 30, günlük ortalama vaka sayısı 60 binin, ölümler ise 200’ün üzerinde iken Sağlık Bakanlığı’nın Covid-19 pandemisine ilişkin aldığı kararların dayandığı epidemiyolojik ölçütler nelerdir? Bilime dayanmayan kararlar risk grubunu yıkıma götürebilir.’
-Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, ‘bilançoyu kırılgan gruplar öder. Ekonomik yükü ağır olan, sağlık yükü ağır olan, devlet tarafından korunması gereken, devlet tarafından korunması emek isteyen kişiler öder en çok. Ama bir süre sonra herkes öder. Çünkü bu, salgında hiç nefes almayacağız demektir. Yazın işler hafiflemiş gibi görünse de sonbaharda bizi yine bir dalganın bekleyeceği anlamına gelir ki her şey çok kırılgan.’
-Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, ‘kararları halk sağlığı bakımından kaygı ile karşılıyoruz. Tamamlanmış aşı oranının halen toplumsal bağışıklık için gereken düzeyden çok uzakta. Bu daha fazla ölüm anlamına geliyor.’
Bilim insanları alınan kararlar nedeniyle bugüne kadar kendini koruyanlara haksızlık yapıldığını söylüyor ve haklı olarak olayın insanı boyutunu ön plana çıkarıyor.
İktidar ise, salgın öncesi başlayan, salgında ağırlaşan, Rusya-Ukrayna savaşı ile derinleşen ve bu ortamda zamanında bir seçime kadar dayanamayacaklarını bildiklerinden en azından turizm gelirlerinden olmamak adına salgına turizm arası verdi. Yani mesele tamamen duygusal…
Sevgiyle kalın.