Ülkede üç kalıbın kırılması gereklidir. “Ben devletim” Hayır değilsin. Sen bir personelsin kardeşim. Bunu derken bu kurumu yöneten, yönlendirenleri kast ediyorum. “Biz Osmanlı torunlarıyız.” Hayır değilsin. Osmanlı bir hanedanlıktı. Sen onun asker ve vergi aldığı yoksul köylünün torunusun. Böyle bilesin. Anca bunu derken Osmanlı Hanedanlığını küçültmek gibi bir niyetin yok tabi. Ha bir de “Bu devletin ekmeğini yiyenler” diye başa kalkılan bir söz var.

Devletin ekmeği falan yoktur, kardeşim. O ekmek dediğimiz şey, alın teriyle çalışıp kazanan halkın ekmeğidir. Yani senin alın terindir, emeğindir.
Tabi çalıp çırpanları, devletin hazinesinden keyif çatanları konumuzdan ayrı tutuyorum.
Bir de; “vatandaş bir milletvekilini ya da bir bakanı gördüğünde önünü ilikliyor, boyun eğiyor, ezilip büzülüyor.”
Hayır kardeşim hayır aslında o senin önünde önünü iliklemeli, seni saygıyla selamlamalı. Çünkü onu sen seçtin. Senin oylarınla milletvekili ve de bakan oldu. Yani onu sen meclise gönderdin. Sen o makamı ona verdin.
Böyle bilesin.
Ancak yaş olarak senden büyüklere saygıda kusur etmeyesin.
Hele hele küçükleri koruyup kollamada eksik kalmayasın derim.
 
                                       &
 
Tolstoy’dan hepimize öğütler
İnsanların çoğu onu yapıyor diye yanlış, yanlış olmaktan çıkmaz.
 
                                        &
Bakın Karl Marks ne diyor. Kulak verelim.
Cehalet, ayrıcalıklı sınıfların elinde ustaca kullandığı bir silahtır.
                                    …
Cehalet asla sorgulamaz, daima yargılar.
Ve cehalet asla hoş görmez, hep katleder.
                                     …
Ayna benim en iyi arkadaşımdır. Çünkü ben ağladığımda o asla gülmez.
Charlie Chaplin
                                     …
Bir okul fazla yapın. Bir hapishane eksiltmiş olursunuz.
                                          …
Hayatın özetidir bu.
Yamuğa kimse vurmaz.
Ama ok gibi doğru olursan, tepene tepene vururlar.
 
          &
 
Kulağa hoş gelen sözler
Bilge kişiler hayatın dertlerine çareyi kitaplardan bulurlar.
Victor Hugo
 
                                               &
 
Bir söz de benden
Asla kimseye vazgeçilmez olduğunu hissettirme.
Aldatılırsın.
 
             &
 
Kirveme öğütler; 
Kirvem; Ben varken bir şey olmaz demiyorum ama bir şey olursa ben yanındayım diyebilecek, bir dostu olmalı, insanın kirvem.
 
                                        &
 
Ve yazıma çoğu kez olduğu gibi bir şiirimle son veriyorum.
P İ S L İ K

Beşeriyet
Ne kadar uzak dursa da senden.
Yine de bulaşıyorsun insanlara aniden.
Bir ara bırak
Pislik pisliğin beyninde kalsın dedim.
Dayanamadım yine
İki satır sana yazdım ithafen:
Benim kim olduğumu alem bilir
İnsanoğlu insanım ben.
Ya sen…
Lağımlarda dolaşan
İnsanoğlunun def-i hacetisin  sen... R.Y
 
                                                    &
 
Gelelim “Dilimde tüy bitinceye kadar” yazacaklarıma;    
Anzele, büyük bir balıklı göl haline getirilip, turizme kazandırılsın.
Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi MÜZEYE dönüştürülsün.
Daha da önemlisi,
 Zerzevan Kalesi, Çayönü, Mitras Tapınağı, Kortik Tepe, Hilar Mağaralarını ve Bırkleyn Mağaralarını koruyalım, tanıtalım.
İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle. 
Dostça kalın.