Çok büyük bir acı! Çok büyük bir yıkım!
6 Şubat günü sabaha karşı saat 04.17’de merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde tam 1,5 dakika süren 7,4 ile 7,7 büyüklüğünde yaşanan iki deprem bölgemizde bulunan 10 ilimiz salladı...
İnsanları sabaha karşı derin uykusunda yakalayan bu acı deprem, çok büyük acıların yaşanmasına neden oldu. İlk alınan bilgilere göre ölü sayısı binlerle ifade ediliyor. Yıkılan bina sayısı binlerce...
Üstelik bu deprem kışın tam ortasında meydana geldi.
Depremin hasar verdiği 10 ilimiz de kar altında. Hava soğuk.
Bölgede dondurucu bir soğuk var. Sıcaklık eski derecelerde...
Kahramanmaraş merkezli deprem ise -1 ile 10 dereceye varan soğukta yaşandı.
Depremde sağ kurtulan ve kendilerini dışarı atan vatandaşlarımız yardımlar gidinceye kadar nerelerde kalacak, dondurucu soğukta nasıl korunacaklar?
Beynimde deli sorular, bu satırları yazarken bile o anı düşünüyorum. Dondurucu soğukta dışarıda olmak o anı yaşamak çok acı bir olay, bizler evlerimizde dışarı fırladığımızda çaresiz insanları gördüğümde o an bu vatandaşları düşünmeye başladım. İnsanlar ne yapacak bu karda kışta, bir yandan yağmur, fırtına, bir yandan kar yağışının bıraktığı dondurucu soğuğun altında titreyen bedenler, küçücük üşüyen minik bedenlerin depremden habersiz ürkek bakışlarının çaresizliğini düşünüyorum.
Bölgede yaşanan depremden ortaya çıkan bu büyük acıyı, insanlarımızın çaresiz halini ve çaresizliklerini en iyi yaşayanlar bilir…
Dondurucu soğukta bu çocuklar nasıl dayanacak!
Bu anı düşününce insanın kimyası bozuluyor. Huzursuz oluyor. Deliye dönüyor...
Bu küçük çocuklar...
Allah böyle tarifsiz acılar bir daha yaşatmasın...
Peygamber efendimiz, bir gün Hz. Ebubekir ile mağaraya sığınmış, mağara birkaç saniye içinde örümcek ağlarıyla kaplanmıştır. Mekkeli müşrikler mağara kapısındaki örümcek ağlarını görünce orada kimsenin olmadığını düşünerek başka yöne gitmişlerdir. Bu mucize sayesinde Hz. Muhammed ve Hz. Ebubekir kurtulmuştur.
Maalesef benzerini görmediğimiz bu felakette binlerce canımız gitti, on binlerce yaralımız var... Her şeye rağmen kısa süre içinde tek yürek olan ülkemizde şimdi tüm gözler enkaz altından gelecek güzel haberlere çevrildi. Yani anlayacağınız büyük mucizelere ihtiyacımızın nitekim rabbim bizlere bu mucizeleri yaşatıyor. Gece gündüz enkaz başında görev yapan ekipler yıkılan binaların enkazından 4 gün sonra sağ olarak kurtulan insanlarımız oldu.
Hayatımın en güzel günleri yaşanan mucizelerdir. Diyarbakır, Kahramanmaraş, Adıyaman, Hatay, Şanlı Urfa, Adana, Gaziantep, vatandaşların çalışmalara büyük katkı sunduğu arama kurtarma çalışmalarında ekipleri, özverili çalışması ile günler sonrası gelen mucizeler hepimizi sevindirdi. Afet bölgelerinde gelecek olan mucizelere ihtiyacımız var.
Ninova kavmine peygamber olarak gönderilen Hz. Yunus'un günlerce bir balığın karnında yaşaması, Ankebut Suresinde, Hz. Nuh'un 950 yıl yaşama mucizesi ile Hz. Nuh'un bu kadar uzun yaşaması en büyük mucizelerini deprem bölgelerinde, enkaz altında kalan vatandaşlarımıza da dayanma gücünü ver ya rabbim.
Evet, “deprem öldürmüyor, bina öldürüyor...”
Kahramanmaraş ve 10 ilde yıkılan binalardan sorumlu müteahhitlerin yargılanması 1999 depreminde yargılanan müteahhitler gibi olmasın. Davalar zaman aşımına uğramasın. Titizlikle bu işin üzerine gidilmeli ve ihmali bulunan her müteahhit cezalandırılmalı...