Sümerler nasıl mı yıkıldı ve de tarihten silindiler? Gerçi bugüne kadar yüzlerce kez anlatıldı. Tehlikeler bir bir sıralandı. Son kez bir acı örnekle anlatmaya çalışayım. Dilerim yararı olur. Arabistan’dan gelen ve Akatlar olarak bilinen kavimler; Sümer kentlerinde çalışmak için akın akın gelmeye başladılar.

Sümerlerin bazıları bu kontrolsüz göçe karşı çıksalar da diğerleri ucuz ve kolay iş gücü olarak baktıkları için bu sessiz işgale göz yumdular.

Ancak 150 yıl içinde işler değişti, örgütlenip silahlanan isyancı gruplar, Sümer Kentlerini yakıp yıktılar. Kendilerine kucak açan Sümer Halkını katlettiler ve sonrada iktidarı ele geçirdiler.

Böylece bu sessiz işgale göz yummanın bedeli, Sümerlerin yaptığı hataların nedeni…

 Bizden sonra gelenler belki de ders alırlar. Ve Sümer Devletinin hakikatleri ile yüzleşirler.

Sümerlerin son günlerinde bir bilge bir kil tablete şöyle yazdı;

“Fark edemedik, geç kaldık. Bu vahşiler hepimizi yok edecek. Tanrım bizi affet.”

Dilerim biz böyle bir serrzenişte bulunacak duruma düşmeyiz.

Kimler ne dedi

Öyle bir zaman gelecek ki bazı ülkelerde bazı yöneticiler halklarını kendi istediği şekil ve inançlara eviremeyeceklerini anlayıp dışardan kendilerine uyan başka toplumları getirip onlara vatandaşlık verecekler.

George Orvell 1984

                                  …

“Zorla dindar yapılan ikiyüzlü gençler değil, inancında özgür ve vatanını, milletini seven, halkını dinli/dinsiz, şu bu diye ayırmayan, çıkarları için kendilerini satmayan, yalan söylemeyen, cesur, ahlaklı; sorup öğrenmeye meraklı gençler yetiştirelim ki ülkemiz yücelsin.”

 Muazzez İlmiye Çığ

                                …

Din para tarafından beslendiği müddetçe, din paranın hizmetinde olacaktır. 

Dr. Ali Şeriati

Bir söz de benden

Gözlerinden başka yerim yurdum yok benim.

                                                        &

 

Kulağa hoş gelen sözler

Türkiye’de temel problem; bilgili olanların yetkisi yok yetkili olanların da çoğunun bilgisi yok.

                                                       &

 

Kirveme öğütler

Kirvem;

“İnsanları tanımak için onları sınamaktan korkmayın; çünkü kaybedilmesi gerekenler, en önce kaybedilmelidirler.”

 

                                                      &

 

Ve yazıma çoğu kez olduğu gibi bir şiirimle son veriyorum.

DİYARBEKİR

Sana Ulu Cami'nin minaresinden baktım

Dün öğlen 

Kadim Şehir Diyarbekir.

Dicle Nehri alışılmışın dışında 

Çatlayacak akıyordu.

On Gölü köprünün üstünde gençler halay tutmuşlar el ele.

Yaşasın özgürlük diye bağırıyorlar hep bir ağızdan.

Hewsel Bahçesinde meyveler bile başkaldırmış,

Keçi Burcu üzerinde öğrenciler,

Pür dikkat çevreyi seyrediyor.

Ve beni görmüyorum oralarda.

İçim yanıyor,  

Yüreğim param parça.

Dağ kapıda yoğun bir kalabalık 

 Gar Katliamının anma gününe hazırlık yapılıyormuş,

Yazığım geliyor o koca yürekli şehitlere.

Şehitler ölmez  sesleri geliyor,

Hep birlikte, gür bir sesle.

Öldürülmesin hiç bir kimse,

Yaşamak hakkı herkesin. R.Y

                                                     &

Gelelim “Dilimde tüy bitinceye kadar” yazacaklarıma;    

Anzele, büyük bir balıklı göl haline getirilip, turizme kazandırılsın.

Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi MÜZEYE dönüştürülsün.

Daha da önemlisi,

 Zerzevan Kalesi, Çayönü, Mitras Tapınağı, Kortik Tepe, Hilar Mağaralarını ve Bırkleyn Mağaralarını koruyalım, tanıtalım.

İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle. 

Dostça kalın.