Günaydın Türkiye. Günaydın sevgili Okurlarım. Bir ara sizden ayrı kalmak zorunda kaldım. Dilerim beni hoş görürsünüz. Sizinle ayrı kaldığım günlerde boş durmadım. Dedelerimin, babamın mezarlarının olduğu, benim doğup büyüdüğüm, tüm tahsilimi tamamladığım, aşığı olduğum, sevdalandığım AMED’i, Diyarbekir’i ziyaret ettim.

Gönlümce dolaştım. Dolu dolu özlem giderdim, Dağ Kapıda, Urfa Kapıda, Mardin Kapıda. Dicle’de Hewsel’de, Alipar’da.

Gittim ilkokulda, ortaokulda lisede saatlerce yüzdüğüm Küpeli ve Dıngılhava havuzlarını gezdim. Fis Kayasını gittim. Camlı terastan Dicle Nehrini seyrettim gözlerim dolu dolu.

Gezmedik müze bırakmadım.

Özlem giderdim Dostlar özlem…

Çocukluğumu, gençliğimi yaşadım yetmiş sekizinden sonra.

Özetle keyifli bir on gün geçirdim.

Keyfimi az da olsa esnafın pahalıya papuç bırakması bozdu.

Hal bu ki bir gelen bir daha gelsin diye fiyatları az da olsa insaf ölçülerinde tutmaları gerekirdi diye düşünüyorum.

Orta halli yerlinin bile lokantaya gitmeye cesaret etmediklerini gördüm.

Niye mi yazdım bunu?

Çünkü İstanbul’da Laleli esnasının düştüğü duruma düşmemelerini istiyorum.

Bugünlük bu kadar.
 
         &
 
Bakalım kimler ne demiş

Bir insan treni kaçırırsa, başka tren gelir onu alır. Bir ulus treni kaçırırsa, başka bir ulus gelir onu alır.
                                      …
"Diyanet Kurumunun kapanması halinde her yıl Anadolu’da 200 fabrika açılabiliyor "

Namık Kemal Zeybek.
 
&
 
Bir söz de benden

Çözüm, çözüm, çözüm. Çözüm iki gözüm.
 
                                       &
 
Türkiye ne zaman düzelir?

Türkiye’de yönetenler, ülkede yaşayanları, yasalar önünde eşit gördüğünde ülkede düzelme başlar.
 
&
 
Ey Halkım;

Surların etrafını,

Tarihi özelliği olan çevreleri

Özetle

Diyarbekir’i

Temiz tutalım.

Mevsim Turizm mevsimi.
 
&
 

Kulağa hoş gelen sözler

Yüksek insanlar, adalet için, alçak insanlar ise menfaat için çaba gösterir.
 
&
 

Kirveme öğütler

Kirvem; “Sebebi olmadığın soruların muhatabı olma. Bırak döken toplasın.”
                                        &
 

Ve yazıma çoğu kez olduğu gibi bir şiirimle son veriyorum.
         Kİ SEVEYİM SENİ

Gökyüzünün dünyayı sardığı gibi,

Surların Diyarbekiri çevrelediği gibi

Sar beni gülüm.

Ilık ılık yağ üstüme ıslat beni

Çiseleyen yağmur altında kalmış

Bir kedi mahsuniyetiyle.

Sana söylemeden es yüzüme

Diyarbekirin Temmuz sıcağında.

Palto ol, mont ol, kazak ol ısıt beni,

Kadim kentin kara kışında, zozanda.

Sevgi ol dol yüreğime

Mardin Kapıda değirmenlere akan sular gibi.

Dicle’de bir balık ol tutayım seni.

Dıngılavada gürül gürül akan su ol, içeyim seni.

Yediveren gül ol dereyim seni.

Dağ Kapı ol, Saray Kapısı ol,

Dört Ayaklı minare, Melik Ahmet ol.

Kurban Diyarbekir ol,

Diyarbekir ol ki seveyim seni

Recep YILMAZ
 
                                                    &
 
Gelelim “Dilimde tüy bitinceye kadar” yazacaklarıma;        
Anzele, büyük bir balıklı göl haline getirilip, turizme kazandırılsın.
Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi MÜZEYE dönüştürülsün.
Daha da önemlisi,Ve sevgili meslektaşlarım, dernek yöneticileri, STK Yöneticileri; Zerzevan Kalesi, Çayönü, Mitras Tapınağı, Kortik Tepe, Hilar Mağaralarını ve Bırkleyn Mağaralarını koruyalım, tanıtalım, gün yüzüne çıkaranları sahiplenelim.
 
İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle. 
Dostça kalın.