Günaydın Türkiye.

Günaydın sevgili Okurlarım.

Diyarbekir’de uyuşturucu kullanımı dün vardı bugün de var. Ancak edindiğim bilgilere göre bugün diz boyu olmuş.

Tabi burda ailelerin sorumluluğu çok ancak kolluk kuvetlerinin sorumlulu daha da çok.

Ben bu olayı geçmişte en az üç emniyet müdürüne bizzat yanlarına giderek anlattım, önünün alınması için adeta yalvardım.

Diyarbekirin geçleri gözlerimizin önünde yok oluyorlar. Sur diplerinde, parklarda sigara içer gibi uyuşturucu kullanıldığını; Ofis civarında, Keçi Burcu etrafında simit satılırcasına uyuşturucu satılıyor, anlattım. Hatta ben bulabiliyor, ben alabiliyorsam bunu polis nasıl bilmez diye sitem ettim.

Uzatmayayım, son olarak; yakın geçmişte Diyarbekir Ticaret ve Sanayi Odası Genel Sekterliğini yapmış kardeşim, dostum araştırmacı Akademisyen Mehmet Aslan’a sözü bırakayım.

Şöyle diyor yakın zaman için;

“Uyuşturucu Diyarbakır'da kronik bir sorun...

Kentin STK'ları ve diğer bileşenlerinin bu konuda bir araya gelmesi ve ortak bir çağrı yapması önemli. 

Diyarbakır Barosu'nun hazırladığı bir rapora göre uyuşturucu kullanımı 1 yılda % 100 aratışla iki katına çıkmış. Görev yaptığım yıllarda da görmüştüm, kolluk kuvvetleri kentteki uyuşturucu ve hırsızlık olaylarına ilgisiz kalıyor. Onlar için önemli olan kentin siyasi açıdan kontrol edilmesi. Diğer konular görmezden geliniyor. Baronun olayı gündemine alması önemli. STK'lar da uyuşturucu meselesini sürekli bir gündem haline getirmeli ve kolluk kuvvetlerini bu tip olaylara müdahaleye zorlamalı.”

Benim de altına imzamı atacağım düşünce.

İlgili ve yetkililerden Diyarbekir çocuklarını bu illetten kurtaracak etkin bir çalışma bekliyorum.

&

Sanatçı katil olamaz.

Hiçbir sanatçı; seti, sinemayı, sahneyi, seyirciyi hapishaneye yeğlemez.

Hele bu işi başarı ile severek, isteyerek yapıyorsa asla cana kıymaz.

&

Derin devlet

Bu güne kadar en anlaşılır ve en açık bir şekilde derin devleti anlatan lider, Putin.

Diyor ki

Başkanlar gelir ve gider ama siyaset değişmez. Neden biliyor musun? Bir kişi seçildiğinde, koyu renk takım elbiseli, bavullu insanlar gelir ve işlerin nasıl yapılması gerektiğini anlatmaya başlarlar. Ve her şey anında değişir... Bu tüm dünyada böyledir. Köklü ülke ve medeniyetlerin devlet aklı vardır. Binlerce yıldır devlet aklı yaşar. Siz başkanı seçerken oy kullandık biz seçtik sanırsınız ama seçildikten sonra görürsünüz işler başkalaşır.

Süleyman Demirel’de benzerini söylemişti ya.

“Siz iktidara farklı ideallerle gelirsiniz ancak bir süre sonra önünüzde bilinmedik birkaç dosya bulursunuz…”

Ya işte böyle…

 

                                                             &

 

Türkiye Ne Zaman düzelir?

          Valilik ve Belediyeler el ele verdiklerinde ancak o zaman Türkiye düzelir.

&

Şimdi de sıra haftanın öğüdünde

         Kirveme öğütler

Kirvem; “Sevgi kusurları yok etmez, onları da kabul eder. “

Erich Fromm

                                           &

Ve siz sevgili okurlarıma minik bir şiirim.

   Ay bir avuç alev

Sitemde sabah olmasın,

Hele güneş hiç doğmasın.

Vay anam vay.

Kala kalsın karanlıklar arasında

Bu kızıl rengiyle ay…       R.Y

                                        &

Gelelim “Dilimde tüy bitinceye kadar” yazacaklarıma;

Bir an önce hafif raylı sistem başlanıp, bitirilsin.       

Anzele, büyük bir balıklı göl haline getirilip, turizme kazandırılsın.

Diyarbekir 5 nolu cezaevi geleceğe ibret olsun diye gerçeğine uygun bir şekilde müzeye dönüştürülsün.

Sur içi DÜNYANIN EN BÜYÜK AÇIK HAVA MÜZESİ haline getirilsin.

Eski stadyumun yeri ŞEHRİN, ÖZGÜRLÜK MEYDANI olsun.

Daha da önemlisi,

Ve sevgili meslektaşlarım, dernek yöneticileri, STK Yöneticileri; Zerzevan Kalesi, Çayönü, Mitras Tapınağı, Kortik Tepe, Hilar Mağaralarını ve Bırkleyn Mağaralarını koruyalım, tanıtalım, gün yüzüne çıkaranları sahiplenelim.

İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle. 

Dostça kalın.