Hele bir gazeteci yazar öğretmenlik geleneğinden geliyorsa, üstüne üstlük üzerine çökmüş ne idiğü belirsiz bir hastalıkla cebelleşiyorsa okuyucusunu öğrencisi gibi görür. Şu an olduğu gibi… Yazdıklarımdan dolayı affınıza sığınıyorum sevgili okurlarım. Çünkü farkındayım biraz öğütleyici bir yazıya doğru gidiyorum.

Ey etkili ve yetkililer gerçekten bu ülkeyi seviyor ve kalkınmasını istiyorsanız;

Her köye en az bir öğretmen ve bir ziraat mühendisi atamalısınız.

Kalkınma ancak bu şekilde olur.

Çünkü okumayan ve üretmeyen bir toplum asla gelişemez.

Şu anda biz bu durumdayız.

Ne yazık ki her köye en az bir imam atamakla yetiniyoruz.

Yetmiyor dostum yetmiyor.

Kalkınma yalnızca imam sayısını çoğaltmayla olsaydı şu an biz Japonya’yla yarışır durumda olurduk.

Sanıyorum bizim dışımızda hiçbir Müslüman ülkesinde bizim kadar imam ve müezzin yoktur. Çoğunda da bunlar maaşsızdır ve bu görevleri Allah için yaparlar.

ANLAMIYORUM

Anlamıyorum bu insanları. Nuh’un aşuresini, İbrahim’in kurbanını kutluyorlar da günü yakınlaşan İsa’nın doğum gününü neden kutlamazlar.

Sanki İsa üvey evlatmış gibi.

Bir de bizler 1 Ocak’ta İsa’ın doğum gününü değil, yeni bir yıla girdiğimiz için, hatta eski yıldan kurtulup yeni yıla aydınlık, mutlu, sağlıklı günlere adım atmak dileğiyle 31 Aralık 1 Ocak akşamlarını bir umut içinde kutluyoruz.

Ayrıca bu akşamlarda insanlar kendi olanaklarına, geleneklerine, inançlarına göre kutlarlar. O gece için kimsenin kimseye niye diyecek bir şeyi olamaz. Olmamalı da “İyi yıllar”, ya da “Yeni yılınız kutlu olsun” ve benzeri iyi dilekler dışında…

Ayrıca da herkes kutlamak zorunda da değil tabi.

ALSANA BİR KAYA…

Yugoslav asıllı Pomat bilim kadını, Birgül Ayman Güler TBMM Genel Kurul Salonunda yaptığı konuşmada:

'Türk ulusuyla Kürt milliyetini eşit, eşdeğerde gördüremezsiniz', 'Türkiye'de Kürt sorunu yoktur', 'Bundan sonra biz savunmadayız, bundan sonra meşru müdafaa hakkı için saldırıdayız.” dedi.

Ne demekse?

Ayrıca; CHP’de kendine yer bulan anayasa profesörü Süheyl Batum: “Kimse bize kaba Kürt milliyetçiliğini, solculuk diye yutturmasın.” diyor.

Bence kimse ona bir şey yutturduğu yok.

Nereden çıkarıyorsa anlamış değilim.

Ve büyük düşünür, Mevlana Celaleddini Rumi’den bir deyiş. “Kim seviyorsa bilsin ki; seviliyordur.”

Al sana bir kaya, nereni dayarsan daya…

                                           &

Kimler ne demiş

“”Tedirginlik ve endişe, zeki insanlara özgüdür. Bir aptalın endişelendiğini göremezsiniz.  Geothe

                                          …

“Kimseye kirli ayaklarıyla beyninizde dolaşmaya fırsat vermeyin.”  Gandhi

                                     …

“Cehalet; ayrıcalıklı sınıfın elinde ustaca kullandığı bir silahtır.”   Karl Marx

                                     …

                              

Bir söz de benden

Bence, kişiler ve olaylar hakkında daha az konuşmak gerekir. Ne olur ne olmaz.

                                        &

 

Kulağa hoş gelen sözler

Sorunlara üzülme, aksine çözüme odaklan oğlum.& 

Kirveme öğütler

Kirvem; İnsanlar önce kendini, sonra haddini, daha sonra ne istediğini bilse hiç problem yaşanmaz bu dünyada.

                                        &

Ve yazıma bu kez Nazım Hikmet’in bir şiirinden bir kıta aktararak son veriyorum.

“Deeeert çok,
         “Hemdert yok.
         “Yüreklerin kulakları sağır.
          “Hava kurşun gibi ağır...”

                                       &

Gelelim “Dilimde tüy bitinceye kadar” yazacaklarıma;    

Anzele, büyük bir balıklı göl haline getirilip, turizme kazandırılsın.

Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi MÜZEYE dönüştürülsün.

Daha da önemlisi,

 Zerzevan Kalesi, Çayönü, Mitras Tapınağı, Kortik Tepe, Hilar Mağaralarını ve Bırkleyn Mağaralarını koruyalım, tanıtalım.

İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle. 

Dostça kalın.