Maçkalıyım Maçkalı alırım iki karı,
Biri gider ahıra, biri yıkar kapları,
Maçka maçka ee maçka beni düşürdün aşka,
Bi karıdan ne çıkar, iki karı bambaşka,
Delikanlı karısı, iki tane olacak,
Birisi darıldımı öteki sarılacak,
Maçka maçka ee maçka beni düşürdün aşka,
Bi karıdan ne çıkar, iki kari bambaşka
Diskotek kumarhane kıyak hayat yaşadım,
Şükür olsun mevlama o karıyı boşadım,
Maçka maçka ee maçka beni düşürdün aşka
Bi karıdan ne çıkar iki kari bambaşka.
Sosyal medya da dolaşırken sözleri böyle olan bir şarkı videosu izledim. Şarkının sözleri, söyleyen kişi Tarık Tüfekçi’ye aitmiş. İlginçtir bu videoyu neredeyse bir milyona yakın kişi izlemiş ve yine ilginçtir ki, alttaki yorumlarda erkeklerin ağızları kulaklarına gelecek şekilde memnuniyetlerini dile getiren yorumlarla doluyken, bazı kadınların tepkisinin yanı sıra ne yazık ki, bazı kadınların da hızını alamayarak, ‘Maçkalıyım maçkalı alırım 20 karı’ diye yazabildiğini görebiliyorsunuz.
Ha bu tür şarkılar ilk mi, elbette ki hayır, son olur mu? Bu tartışılır. Çünkü bizim gibi toplumlarda gözünü açtığından itibaren kadın ve erkeğe biçilen roller hemen ortaya konuyor. Kadına doğuştan itibaren cinsiyetçi ve ötekileştirici yaklaşım ve davranış sergileniyor. Dolayısıyla bunlar şarkılara, şiirlere söylemlere, hatta yasalara yansıtılarak çizgi daha da belirginleştiriliyor. ‘İstanbul Sözleşmesi’ ile ilgili tartışmalarda böyle değil midir?
Bugün Tarık Tüfekçi’den bu şarkı sözlerini dinlerken, dün aydın dediğimiz Cem Karaca;
At bizim avrat bizim silah bizim şan bizim,
At bizim avrat bizim silah bizim şan bizim,
Namus belasına kardaş yatarız zindan bizim,
Namus belasına kardaş yatarız zindan bizim.
Diye ataerkil sözler yazabiliyor ve bunu da birçok sanatçı reddetmeden okuyabiliyor. Yani cinsiyetçi sözler ve ötekileştirici dil ne ilerici ve gerici, ne aydın ve yobaz, ne sağcı ve solcu dinliyor. Toplum olarak doğuştan itibaren beyinlerde oturan anlayış şarkı sözlerine, şiir dizelerine, sinema filmlerine, reklam tanıtımlarına ve kitap satırlarına bilerek veya bilmeyerek, isteyerek ya da istemeyerek bir şekilde yansıtılıyor.
Şarkılar sözlerinin kadınlar üzerine olumsuz etkileri konusunda 2015’de Munzur Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi’nin 8. sayısında Huriye İrem Kalaycı Kırlıoğlu, Mehmet Kırlıoğlu, Beraat Akpınar, Dilara Şenel ve Raziye Demirel’in bir araştırması yer alıyor. ‘Toplumda Kadın’, ‘Cinsellik’, ‘Kadına Yönelik Uygunsuz Söylemler ve Davranışlar’ ile ‘Kadının Dış Görünüşü’ başlıkları altında yapılan araştırmanın dergideki özeti şöyle:
‘Bu araştırmanın amacı kadınlara yönelik olumsuz tutumların şarkılar üzerinden incelenmesidir. Çalışma nitel araştırma desenine göre dizayn edilmiştir. Örnekleme yöntemi için amaçlı örnekleme yönteminden ölçüt örnekleme ve maksimum çeşitlilik örnekleme yöntemi izlenmiştir. Ayrıca verilerin toplanmasında basit rastlantısal örnekleme yöntemi de kullanılmıştır. Televizyon müzik kanalları ve şarkı sözleri sitelerinden elde edilen, anlamında ve içeriğinde kadına yönelik olumsuz yargı bulunan 300 şarkı 17.04.2015 – 27.04.2015 tarihleri arasında dört araştırmacı tarafından nitel araştırma desenine uygun olarak analize tabi tutulmuş ve şarkılar sözlerine uygun çıkarımlar yapılarak 4 ana tema altında toplanmıştır. Kadına yönelik olumsuz yargıları içeren 300 şarkıya ilişkin temalar ve alt temalar sıralanmıştır.’
Bu güzel araştırmadan ben çok faydalandım. Mutlaka bir incelemenizi tavsiye ederim. Araştırmaya; https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/560971 adresinden erişebilirsiniz.
Gelelim sonuca; erkeklerin böyle yetiştiği toplumlarda, kadına yönelik her türden şiddet ve kadın katliamları biter mi? 2020’de de bitmedi. 2020’nin son günlerinde de Aylin Sözer İstanbul’da, Selda Taş Malatya’da, Vesile Dönmez Gaziantep’te, Betül Tuğluk İzmir’de öldürüldü.
‘Türban’ ve ‘ Konu Mankeni’ tartışmaları arasında kadın katliamlarında grafik hep yukarı doğru yükseliyor. Ama bir farkla, artık kadınlar daha vahşi yöntemlerle katlediliyor.
Sevgiyle kalın.