Ukrayna –Rusya arasında, Doğu Ukrayna bölgesi için devam eden kriz derinleşerek Karadeniz’e kıyısı olan ülkeleri etkilediği gibi bölgesel bir boyut kazanarak daha da büyümektedir. Bu kriz, bu nedenle başta Türk-Rus ilişkilerini derinden etkilemektedir. Denge politikası güden Türkiye’nin hem Ukrayna hem de Rusya ile olan ilişkilerini olumsuz yöne kaydırma riskini de beraberinde getirmektedir.
Öte yandan Ukrayna’nın ABD ile olan ilişkileri nedeniyle de bu ülke de Karadeniz’e savaş gemilerini gönderdi. Tabi gemiler Montrö Antlaşması(1936) kapsamında Karadeniz’e girmiş oldu. Fakat iki ABD gemisi antlaşmanın kapsamı dışında bir kapasiteye sahip olduğu için Rusya, bu konuda Türkiye’yi uyarma gereğini duydu.
Buraya kadar çizdiğimiz kısa bir çerçevede Ukrayna Krizi namı diğer Donbaz Krizi bölgeyi bir savaş eşiğine getirmiş bulunmaktadır.
Peki Nedir Donbaz Krizi, kısaca buna bakalım:
Rusya destekli Novorossiya Federal Devleti ile Ukrayna Silahlı Kuvvetleri arasında 6 Nisan 2014'ten beri Ukrayna'nın Donbass bölgesinde sürmekte olan savaştır.Donbass, Ukrayna’nın doğu kısmını ifade etmektedir.
Batımedyasının iddiası,
Batı medyası sık sık Novorossiya milislerinin Rusya tarafından desteklendiğini iddia etmektedir. Ayrıca Çeçen lider Kadirov'un da Rusya'nın yanında savaşması için adam gönderdiği iddiaları gündeme gelmiştir. Bunun dışında da Belarus, Rusya, Sırbistan gibi Slav-Ortodoks ülkelerden Donetsk'te gönüllü savaşmak için giden militanlar olduğu iddia edilmiştir.
Özeti böyle olan bu kriz son günlerde bir çok ülkeyi karşı karşıya gelmiştir. Özellikle ABD ve Rusya hem başkanlar hem de hükümet yetkilileri gerginliği arttırıcı yönde peş peşe açıklamalar yapmaktadır. Tabı açıklamaların bir kısmı hem Montrö Antlaşması hem de Türkiye’nin Ukrayna’ya olan silah satışı boyutuyla ülkemizi ilgilendiren politik hamleler atılmaktadır.
Gündeme ‘Türkiye’yi Uyarıyoruz’ şeklinde bir Rus açıklaması düştü. Haber olarak geçilen açıklamada;
Rus Dışişleri Bakanı bir basın mensubunun sorusu karşısında Türkiye ve diğer ülkeleri suçlayan Lavrov, "Moskova, Türkiye ve diğer ülkeleri Kiev'in militarist eğilimlerinin teşvik edilmemesi konusunda uyarıyor" açıklamasını yaptı. Konuyla ilgili olarak “tavsiyelerde” de bulunan Lavrov “Rusya'nın Türkiye dahil tüm ülkelere Kiev'in açıklamalarını iyi analiz etmelerini tavsiye ediyoruz. Tüm ilgili ülkelere, Türkiye de bunlardan biri, mevcut durumu, Kiev rejiminin ebedi militarist açıklamalarını incelemelerini tavsiye ettiğimizi ve bu militarist eğilimleri teşvik etmemeleri konusunda uyardığımızı belirtmek isterim" dedi. Bir adım daha ileri giden Lavrov şu iddiada bulundu:
“Ukrayna Savunma ve İstihbarat Komitesi Başkan Yardımcısı YuriyMisyagin, Donbass üzerinde ilk uçuşunu gerçekleştiren Bayraktar TB2 SİHA'lar, düşman Pantsir-S1, S-125 ve Tor uçaksavar füzesi mevzilerini tespit etti"
Rusya’nın adı geçen iddia ve Türkiye’nin Karadeniz’de var olma noktasında yürüttüğü politikadan rahatsız olduğu bir gerçek. Bütün bunlar olurken Ukrayna lideri VolodimirZelenskiygeçtiğimiz günlerde Türkiye'ye geldi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü. Ardından iki liderden ortak işbirliği açıklaması geldi.
Enerji alanındaki işbirliğinin altını çizen Zelenskiy sözü askeri alandaki işbirliğine getirerek “nayisi, stratejik ortaklığımızın itici gücüdür. Cumhurbaşkanı'yla uçak yapımı alanında iş birliğimizi de ele aldık. Söz konusu alan her iki ülke için de son derece önemli. Buradaki amacımız net projelerin hayata geçirilmesi, ortak işletmelerin oluşturulması, tecrübe ve teknoloji paylaşımıdır" diye konuşmuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, "Karadeniz'in bir barış, huzur ve iş birliği denizi olmaya devam etmesi temel hedefimizdir. Türkiye olarak Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini güçlü bir biçimde savunduk. Kırım'ın ilhakını tanımama yönündeki prensip kararımızı bir kez daha teyit ettik. Ukrayna ile iş birliğimiz hiçbir surette üçüncü ülkelere karşı bir girişim değildir. Karadeniz'in bir barış, huzur ve iş birliği denizi olmaya devam etmesi temel hedefimizdir" demişti.
Süreç böyle ilerlerken önümüzdeki günlerde Türkiye-Rusya ilişkilerinde daha fazla sıkıntı yaşanabileceği bir gerçek. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasında “Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü savunmak” ve “ Kırım’ın İlhakını Tanımama” gibi her iki argümanın Rusya’ya gönderme olduğu ve Rusya’nın bölgede yürüttüğü politikasıyla çeliştiği anlaşılmaktadır. Türkiye’nin bu açıklamayla aslında “NATO Politikasını” benimsediği görülmektedir.
Türkiye-Rusya arasında bütün bunlar olurken ABD’nin tavrı nasıl olacak. Asıl merak edilen noktalardan bir tanesi de budur. Önümüzdeki yakın gelecekte Karadeniz bölgesi özelinde “Soğuk Savaş Döneminin” iklimi dünyanın geneline tesiri ne olacaktır sorusu da tartışılmaktadır. Ya da dünya soğuk savaştan sıcak bir savaşa evrilecek mi?
Saygıyla…