Günaydın Türkiye.
Günaydın sevgili Okurlarım.
1960'lı Yıllarda İlkokullarda Âdâb-ı Muaşeret Dersi okutulurdu.
Ben yaşım itibarı ile bu dersi okulda okudum. Rahmetli Vahit Öğretmenim vardı, nur içinde yatsın.
Bize şu beş yılda bu kuralları ezberler ve de ezberlemekle kalmayıp yaşamınızda uygularsanız; beni dünyanın en mutlu insanı yaparsınız. Ayrıca sizlerin de toplumda bir saygınlığınız olur, takdir edilir ve tercih edilirsiniz.
Bugün hala geçerli olan ama ne yazık ki toplumun kahir çoğunluğunda geçerli olmayan kurallar neydi?
Hemen yazıyorum.
1. Emanet eşyalar fazla geciktirilmez.
2. Başkasının kusuru ile dalga geçilmez.
3. Ayakta bir şeyler yiyip içilmez.
4. Eller pantolon cebine sokulmaz.
5. Telefon eden kişi önce kendisini tanıtır.
6. Pazarlık yapılırken mal kötülenmez.
7. Kusurlar yüze karşı açık açık söylenmez.
8. Kalabalık yerlerde sakız çiğnenmez.
9. Sigara ile bir yere girilmez.
10. Alay ve kötüleme imâ ile bile yapılmaz.
11. Sokak ortasında durarak konuşulmaz.
12. Yerlere tükürülmez ve çevre kirletilmez.
13. Aksırırken, öksürürken el veya mendille ağız kapatılır.
14. Bencillik ancak çocuklarda ayıplanmaz.
15. Uzun zaman kalan misafire oda ayrılır.
16. Toplu yerlerde yüksek sesle konuşulmaz.
17. Başkasının yanında ayakları uzatarak oturulmaz.
18. Yemek davetinde yemekler geciktirilmez.
19. Sıra olan yerlerde sıraya geçilir.
20. Başkasının lafı kesilmez, devamlı da konuşulmaz.
21. Bir konuyu reddederken terbiyeli ve ciddi olunur.
Sevgili okurlarım siz de yalnızca okumakla yetinmeyin. Ne olursunuz uygulayın.
Uygulayın, siyasilere nispet,
Uygulayın okumuşlara nispet,
Uygulayın yönetenlere nispet,
Uygulayın bilmişlere nispet,
Uygulayın her gece televizyon ekranlarına çıkıp akılınca toplumu aydınlatmaya çalışanlara nispet,
Uygulayın meclistekilere nispet,
Ve uygulayın benim şu an aklıma gelmeyip sizin aklınıza gelenlere nispet.
Yüz defa, bin defa diyorum uygulayın yarınlarımız için,
Uygulayın çocuklarımız için,
Uygulayın dünyadaki itibarımız için,
Uygulayın kendiniz için.
Bence kişiye ve topluma hiçbir yararı olmayan dersler kaldırılsın onun yerine tekrar “Adab-ı muaşeret bugünkü Türkçeyle nezaket, terbiye ve görgü kuralları dersi konsun.
Çünkü nezaket, terbiye ve görgü diye bir şey kalmamış diye düşünüyorum.
Söylenecek çok şey var ama bugünlük bu kadar.
&
Bir bakalım kimler ne demiş.
Bu konuda kimsenin bir şey diyeceğini sanmıyorum. Söylenmiş olsaydı Türkiye bugün bu halde olmazdı.
Ama ben diyorum, kim ne derse desin yeter ki bu 21 maddeyi uygulasın.
&
Türkiye Ne Zaman düzelir?
Biraz iddialı olacak ama yine de söyleyeyim. Türkiye insanı bu adab-ı muaşeret kurallarını uyguladığında Türkiye düzelir, diyorum.
&
Şimdi de sıra haftanın öğüdünde
Kirveme öğütler
Kirvem sanırım sana da ayrıca söylememe gerek var mı? Yine de söyleyeyim;
Uy gu la…
&
Gelelim “Dilimde tüy bitinceye kadar” yazacaklarıma;
Anzele, büyük bir balıklı göl haline getirilip, turizme kazandırılsın.
Sur içi DÜNYANIN EN BÜYÜK AÇIK HAVA MÜZESİ haline getirilsin.
Eski stadyumun yeri ŞEHRİN, ÖZGÜRLÜK MEYDANI olsun.
Daha da önemlisi,
Sur içinde, yakılıp yıkılan bölgelerde evler, aslına uygun ve Diyarbekir evlerinin aynısı/tıpkısı bir biçimde yapılsın.
Ve sevgili meslektaşlarım, dernek yöneticileri, STK Yöneticileri; Zerzevan Kalesi, Çayönü, Mitras Tapınağı, Kortik Tepe, Hilar Mağaralarını ve Bırkleyn Mağaralarını koruyalım, tanıtalım, gün yüzüne çıkaranları sahiplenelim.
İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle.
Dostça kalın.