Geçtiğimiz günlerde AK Parti Sakarya Milletvekili Sayın Lütfi Bayraktar'ın milletvekili maaşlarıyla ilgili sözleri gündemin ilk sırasında yer almıştı. Fakat ülkemizde gündem o kadar hızlı değişiyor ki, Milletvekili Bayraktar’ın söyledikleri kaybolup gitti.

Oysa üzerinde uzun uzadıya konuşmamız, sorgulamamız, analiz yapmamız gereken çok önemli bir konuydu.

Ne söylemişti Sayın Milletvekili bir hatırlayalım: Rabbime hamdolsun fındığımız var. Arka planda bir miktar birikimimiz var. Vesaire yoksa bu maaşlarla vekillerin çalışma yapabilme imkanı yok ya. Az demiyorum, çok iyi para ama yapılan işe göre bunu yapma imkanın yok. Peki niye tartışılıyor bu konu? Muhtemelen vekillerin özgür olmasını istemiyor arkadaşlar.

Sayın Vekil Bayraktar haksız mı, bence çok haklı. Hem de yerden-göğe kadar haklı!  

Ne diyor Sayın Vekil: Az demiyorum, çok iyi para ama yapılan işe göre bunu yapma imkanın yok.

Bakın az demiyor. İyi para diyor. Ama yapılan işe göre az diyor. Yanlış anlamayın!

Vekillerimiz ne iş yapıyor. Her gün onlarca kişiyi Türkiye Büyük Millet Meclisinde ağırlıyor. Yediriyor- içiriyor. (Her ne kadar Meclis lokantasındaki fiyatlar ile dışarıdaki fiyatlar arasında uçurum olsa dahi)  Gerekirse yol parası, hastane giderleri vs. vs. gibi ihtiyaçlarını karşılıyor. Sürekli olarak seçildikleri bölgeye gidip-geliyor. 

Ee Türkiye İstatistik Kurumu’na göre Eylül ayında yıllık enflasyonun yüzde 61,53, Enflasyon Araştırma Grubu'na göre yüzde 130,13. Eylül ayında dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının 43 bin 433, açlık sınırının ise 13 bin 334 liraya yükseldiğini düşünürsek Sayın Vekilimizin haklı olduğunu daha iyi anlarız.

Sayın Vekil Bayraktar’ın enflasyon rakamlarının, açlık ve yoksulluk sınırının böylesine yüksek olduğu bir ülkede Türkiye Büyük Millet Meclisine öyle kolay mı girdi sanıyorsunuz?

Sayın Vekilimiz muhtemelen önce gardırobunu baştan aşağı yeniledi. Sonra aday adayı olmak ve ardından seçilebilecek bir sırada yer bulmak için kendini yırttı. Tüm bunlar yetmezmiş gibi maddi ve manevi gücünü sonuna kadar kullandı. Sonra kapı-kapı dolaşıp miting meydanlarında boy gösterdi ve ayrım yapmadan herkesi can kulağıyla dinledi. Kısacası bu noktaya gelebilmek için gecesini-gündüzüne katarak her türlü fedakarlıkta bulundu.

Şimdi biz kalkmış Sayın Vekilimize kızıyoruz. Sanki ülkedeki bunca sıkıntıyı o yaratmış, emekli maaşlarının yeniden düzenlenmesine ilişkin teklifi o kabul etmemiş, devlet okullarına giden çocuklarımızın aç kalmaması için sabah kahvaltı ve öğlen yemeği verilmesi teklifini o reddetmiş, iyi olan her şeyi o geri çevirmiş gibi algı yaratıyoruz.

Ben Sayın Vekilimize sadece bir iki noktada kızıyorum. Birincisi keşke 16 yıldır Fiskobirlik Yönetim Kurulu Başkanı olduğu için aldığı maaşı bizden gizlemeseydi. Sayın Vekilimiz bugün Fiskobirlik’ten huzur hakkı adı altında 67 bin lira maaş alıyor, iki makam aracı bulunuyor. Milletvekili maaş ile birlikte Sayın Vekilimizin eline geçen sadece 140 bin 379 bin liracık.

İkincisi, Allah daha çok versin ama biraz fındığı malı-mülkü de varmış. Bunları gizlemenize hiç gerek yoktu Sayın Vekilim, bugünkü koşullara baktığımızda bu bile yetersiz kalıyor.

Bence Cumhurbaşkanımızın maaşı 240 bin, Milletvekili maaşı 140 bin lira olmalı.

Asgari ücret 44 bin, en düşük işçi memur maaşı 50 bin, emekli maaşları ise 73 bin lira olmalı.

Türkiye Büyük Millet Meclisine binbir güçlükle giren Sayın Vekillerimizin bunları gerçekleştirmek için arı gibi çalıştığından hiç kuşkum yok. En kısa sürede bizi bu hedeflere ulaştıracaklar. Dolayısıyla Vekillerimize her şey feda olsun.

Bir parantez açarak yazımı noktalamak istiyorum. İsrail ile HAMAS arasında başlayan savaşın önümüzdeki günlerde genişleme ve uzun süreli olma ihtimali çok yüksek. Ortadoğu’nun ateş topu İsrail ve Filistin meselesi daha çok su kaldıracak gibi. 

Asya ve Afrika’nın her tarafında savaşlar, çatışmalar, darbeler yaşanıyor. Emperyalist ülkeler ve onun işbirlikçisi silah tüccarları büyük iştahla avuçlarını ovuşturuyor.

Oldum olası savaşlara karşıyım ve karşı olmaya devam edeceğim. Şu üç günlük dünyada savaşların insanlığa bir yararı yoktur. Barış her zaman güzeldir. Umarım dünya barış gezegenine dönüşür.

Sevgiyle kalın.