Devlet makamlarında devamlılık esastır.
Koltuk boş kalmaz; biri gider bir başkası gelir.
Devletteki bu mekanizmaya karşı toplumun da belleği vardır.
Megabayt, Gigabyte, Tarabayt GB yetmez bunları kaydetmeye.
Bu kez gidenin adı Münir Karaloğlu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla geçen hafta Resmi Gazete’de yayınlanan “Cumhurbaşkanlığı Valiler Atama Kararnamesi”nde ismi yer aldı.
Kararnameye göre Karaloğlu, Diyarbakır Valiliği görevinden alınarak merkeze Mülkiye Başmüfettişi olarak çekildi.
Oysa Vali Karaloğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hem hemşehrisi, hem de güvendiği bir bürokrattı.
Cumhurbaşkanı her ne kadar İstanbul’da dünyaya gelmiş olsa da Rize’nin Güneysu, Karaloğlu ise sadece 23 kilometre ötesindeki Çayeli ilçesi nüfusuna kayıtlıydı.
12 Haziran 2020’deki Valiler Kararnamesi’yle Diyarbakır’a atanınca, herkes “Cumhurbaşkanı’nın güvendiği bir isim, deneyimli bir bürokrat, kimse kendisini kolay kolay görevden alamaz” diyordu.
Nitekim o günlerde “AK Parti İl Başkanı ile Valilik binasında yaşanan bir kriz”le test edilmiş oldu.
O dönemde “Belediyede ithal bürokrat” haberleri gündemdeydi ve kentte ciddi rahatsızlık yaşanmıştı.
Bu konu, yeni göreve gelmiş AK Parti İl Başkanı M. Şerif Aydın’a “1. Basın Buluşması”nda sorulunca kendisi aynen şu yanıtı vermişti:
“İl Valisi bu şehirde bürokrasi anlamında Sayın Cumhurbaşkanımızın temsilcisidir. Biz de siyasi anlamda temsilcisiyiz. Kulvarlarımız farklı. Birbirimiz arasında alt üst ilişkisi yoktur. Bunu da zaten sahada çalışarak herkese göstermiş olacağız. Belediyelerdeki daire başkanlıklarıyla ilgili olarak evet şehirde bir algı var. Biz bu konuda Büyükşehir Belediyesi’nden liste istedik. Mevcut daire başkanlıklarının kaçı Diyarbakırlı, kaç tanesi dışarıdan getirildi. Bunların tümüne bakacağız. Eğer getirilen kişi layıkıyla işini yapıyorsa ve başka hesaplar içerisinde değilse başımızın gözümüzün üstünde yeri var. İster Edirne’den gelsin, ister Muğla’dan. Fakat sistem olarak ben buna karşıydım, şimdi de karşıyım. Bir daire başkanlığını yapma konusunda Diyarbakır’ın kendi çocuklarından olması iyi olurdu. Tabi liyakat anlamında bu coğrafyanın çocuğu var ise ve görevini iyi yapıyorsa olmalı. Ama sırf vali değişti diye bu kadronun değişmesi, devamlılığın ortadan kaldırılması ve daha liyakatsiz birinin getirilmiş olmasına biz karşı idik, bundan sonra da karşı olmaya devam edeceğiz.”
Basın toplantısından kısa bir süre yeni yönetimiyle İl Valiliği’ne giden Şerif Aydın, açıklaması nedeniyle ters düştüğü Vali Karaloğlu ile buz kesen havada bir araya gelmişti.
Valilik makamına gelene dek de basında çıkan “Valilikte protokol krizi. AK Partililer Valiliğe üst aramasından geçirilerek alındı” haberlerini tekzip etmemiş, dolaylı olarak da doğrulamıştı.
Diyarbakır’da biz basın mensuplarının ve kentte diğer siyasilerin alışık olmadığı bu gerilim karşısında Vali Karaloğlu’nun “Ankara’dan güçlü” söylemlerini de “haklı” çıkarmıştı.
Ancak bu kez böyle olmadı.
Vali Karaloğlu, Ankara’nın talimatıyla görevden alındı.
Detaya gelmeden önce Karaloğlu’nun kentte geldikten sonra neler yaptığına bir bakalım.
Karaloğlu, 12 Haziran 2020’deki Valiler Kararnamesi’yle bu kente atandı.
Atanır atanmaz da Emniyet’in, MİT’in, daire amirlerinin önüne koyduğu dosyalara ve tozlu raflardaki raporlara bakmadan bu kentin sorunlarını önce vatandaşa sordu.
Twitter hesabından “Bu kentin öncelikli sorunlarını lütfen yazın” başlıklı bir tag açtı ve kentin sorun ve taleplerine ilişkin gelen paylaşımları not etti.
O notlara tek tek baktı, yeni notlar aldı.
Kurumları tek tek ziyaret etti, öncelik bellediği işsizlik sorunlarına karşı “Bir kentin tüten bacaları olmalı” diyerek önceliği işsiz genç nüfusa istihdam yaratmaya ayırdı.
Gittiği her işletmeden yeni yatırım ve istihdam sözü almadan da çıkmadı.
Kentin tarihi ve kültürel değerlerine de sahip çıktı.
Örneğin twitter hesabından “Diyarbakır’ın Bülbülü”, Dengbêj Seyitxanê Boyaxçi için taziye mesajı yayınladı ve bir klam bıraktı askıya…
Dengbêj Evi’ni zaman zaman ziyaret ederek, Meclis’te “anlaşılmayan bir dil” olarak kayda geçen Kürtçe klamları dinlemeye gitti.
Belediye’de Kürtçe dil kursu açtı ve kaydını ilk yaptıran kişi oldu.
“Kerem Ke” diye bir tag açtı ve her fırsatta bu ifadeyi kullandı.
Bir dönem “Mezopotamya” lafını kullandığı için DGM koridorlarında soruşturmalık olunmasına aldırmadan bu coğrafi terimi sıkça kullandı ve Fuar alanının adı olmasında büyük emeği geçti.
Zaman zaman açılışlarda ve sosyal hesaplarında Kürtçe “Rojbaş”, “Şevbaş” ifadelerini kullandı.
Ehmedê Cezeri, Feqiyê Teyran ve Ehmedê Xanî’nin eserlerini ve düşüncelerini konu alan “Faqi’den Tuale Resim Sergisi”nde “Amacımız Kürtçeyi yaşatmak ve geliştirmek, Kürtçenin klasik eserlerini gençlik ve bugünün gençliğiyle buluşturmaktır” dedi.
Bakımsızlıktan yıkılmak üzere olan Dünya Mirası Surlarda “Sur’larda Diriliş” adıyla çok önemli projeyi başlattı.
Yine Ramazan Bayramı nedeniyle Valilik bahçesinde düzenlenen programda CHP Milletvekili Sevgin Tanrıkulu ve İYİ Parti İl Başkanı Vejdin Ensarioğlu ile samimi sohbetleri objektiflere samimi pozlar verdi.
AK Parti iktidarında yelpazeyi geniş tutan bir profil çizen Vali Karaloğlu’nu koltuğundan eden gelişme 24 Mart 2022 tarihinde yaşandı.
O tarihlerde Turizm Fuarı nedeniyle kente gelen Erbil Valisi Omed Xoşnaw ve beraberindeki heyet, Vali Karaloğlu’nu ziyaret ederek, kendisine “Kürdistan” isimli albümü hediye etti.
Vali albümdeki isimden gocunmadı, çekilen resmi Valilik hesabından da paylaştı.
İşte ‘kıyamet’ de burada koptu.
Başta MHP olmak üzere milliyetçi kesimler, kentte daha önce gündem olan ancak askıya alınan “Devlet Bahçeli Hatıra Ormanı”nı da gerekçe göstererek, durumu MHP Lideri Bahçeli’ye iletti.
Sosyal hesaplardan da Şehit ve Gazi Aileleri Vakfı, ülke genelinde “Vali görevden alınsın” çağrısı yaptı.
Bu süreçte sürpriz gelişme oldu ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Vali Münir Karaloğlu’nu “özel” olarak Ankara’ya çağırdı.
İşte ne olduysa burada oldu ve Münir Karaloğlu, milliyetçi kesimlerin baskısı ve İçişleri Bakanı Soylu’nun oluruyla görevden alınmış oldu.
Görevde kaldığı süreçte her ne kadar getirdiği kadrolarla negatif algı oluşturan Karaloğlu, bu kente ve kentin değerlerine de sahip çıktı.
Yiğidi öldür ama hakkını da teslim et derler.
Gidenin arkasından maya çalmak kolay.
Kim ne derse dersin Ankara’nın almış olduğu kararla Diyarbakırlıların sempatisini kazanan bir Vali de gitmiş oldu.
Dün veda zamanıydı.
Vali Bey; “Yıl dediğin nedir ki! Ay olur, gün sanırsın, yıl olur dün sanırsın. 2 gün gibi geçen 2 yıl süresince; evim, yurdum, ocağım olan Diyarbakır’a bugün veda ettim. Diyarbakır’daki Diyarbakırlılar arasına, kerem edin beni de yazın. Elveda Diyarbakır” dedi.
Yine Kürtçe konuştu…
Verdiği mesajla Ankara’nın kararına, “Ser seran ser çavan” dedi.