Günaydın Türkiye.

Günaydın sevgili Okurlarım.

İmamoğlu değişim değişim diyor ama bir türlü altyapısını sıralamıyor. Ayrıca bu değişimin sırası mı değil mi hala anlamış değilim.

Siz yeni bir seçimden çıkmışsınız. Bunun incelemesini yapmadan, detaylandırmadan, hemen o gitsin ben geleyim veya ben gideyim o gelsin düşüncesiyle partiyi düşünmekten uzak, öte bir düşünce.

Hani derler ya ağacın kurdu içindedir. CHP'de de bugün olup bitenler sanki bir anlamda bu sözü doğrulamaktadır.

Ne değişimi kardeşim ne değişimi. Neyi değiştireceksin niye değiştireceksin.

Eğer kişisel bir değişim olacaksa CHP'yi hiçbir yere götüremez. CHP olduğu yerde de kalmaz, gittikçe geriye düşer.

Derseniz ki

“Sana ne be kardeşim. Biz biribirimizi yiyerek bin doğarız. Çoğalırız.”

Sanmam ama gene de siz bilirsiniz.

Ancak;

Bu seçim liderlik seçimi değil, bu seçim bir yerlerde koltuk kapmak seçimi değil, bu seçim yerel seçim Belediye Başkanlığı ve encümen üyeliği seçimidir.

Öncelik; bu işi başarıyla kazanmak, kazanılan başkanlıkları korumak, yeni yeni başkanlıklara yeni yeni başkanlıklar katmak meclis üyelerini olabildiğince arttırmak olmalıdır diye düşünüyorum.

Özetle herkes torbasındaki ne varsa döksün. Değişim derken neyi kastettiğini kamuoyuna açıklasın. Öyle değişim değişim diyerek, bir yerlere varılmaz. Değişim gerekli, doğru, Değişim lüzumlu, doğru. Değişim olmalıdır. Doğru.

Ancak;

Yerinde, zamanında. Kırmadan, dökmeden.

Yoksa kuru kurusuna değişim diye tutturmakla bir yere varılmaz. Yalnızca zaman kaybına, oy kaybına mal olur.

Bir ikincisi CHP kendin olmalıdır. Yeni yeni katılımlarla kendini güçlendireceğine inancım çok zayıf. Aksine kopmalara neden olur.

 

BİR KAÇ SÖZ DE HDP ÜZERİNE

Ticarette siyaset pardon pardon Siyasette Ticareti çok iyi kullanmak gerekir dediğimde bir kısmınız da olsa bana kızmıştınız.

Arkadaş tekrar diyorum siyaset bir anlamda ticarettir. Onu siz iyi yönlendiremediğiniz, onu siz iyi yönetemediği takdirde o ticaret konkordato ilan etmek zorunda kalır.

O ticaretten hiçbir kazanç elde edemezsiniz.

Halk ağzıyla ortada kalırsınız.

Örnekleri son seçimde ortaya çıkmıştır, diye düşünüyorum.

Bilmem anlatabildim mi?

 

                                              &

 

Bir bakalım kimler ne demiş.

Diyanet, "Duyarlı Müslüman alkol satılan

yerden alışveriş yapmaz" demiş.

Desin ancak;

Duyarlı Müslüman, yalan söylemez,

Duyarlı Müslüman, devletin malını çalmaz,

Duyarlı Müslüman, yetim hakkı yemez,

Duyarlı Müslüman; adaletsizlik yapmaz da demesini beklemek aşırı bir istek olmaz kanısındayım.

                                            …

Birkaç söz de benden

Diyarbekir adına;

Sayın Valim;

Dicle Nehri tehlike altında…

                                      …

Sevgili meslektaşım Güneş Ocağa da yazmıştı.

Bir çağrı da benden. 

Diyarbekir Valiliğine açık çağrım:

Böceklerin, sivrisineklerin ve haşerelerin istilasına dur  diyemezsek, yarın insanlar, önü alınmaz bulaşıcı hastalıklarla boğuşmak zorunda kalır.

Yazık olur insanlara.

Bilmeyenler bu belediyenin işi, valilik ne alaka diyebilirler.

Söyleyeyim; Diyarbekir Valisi aynı zamanda Diyarbekir Büyükşehir Belediyesi başkanvekilidir.

                                              &

Birkaç söz de Diyarbekirli Hemşerilerime ve de Diyarbekir’de yaşayan diğer insanlara

Tarih ve kültür merkezi olan Diyarbakır'ı temiz tutalım, can u gönülden sahiplenelim.

Ziyaretçilerine karşı Diyarbekir’i mahcup etmeyelim.

Aslan yatağından belli olur.

 

                                                       &

 

Türkiye Ne Zaman düzelir?

Her konuda; herkes kapısının önünü temizlerse, Türkiye tertemiz olur.

 

&

Şimdi de sıra haftanın öğüdünde

         Kirveme öğütler

Kendilerine kin ve nefretten bir gelecek kuranlar, gün gelir, yarattıkları o kin ve nefretin içinde kalıp boğulurlar...

Mehmed Uzun

                                      

                                          &

Gelelim “Dilimde tüy bitinceye kadar” yazacaklarıma;         

Anzele, büyük bir balıklı göl haline getirilip, turizme kazandırılsın.

Sur içi DÜNYANIN EN BÜYÜK AÇIK HAVA MÜZESİ haline getirilsin.

Eski stadyumun yeri ŞEHRİN, ÖZGÜRLÜK MEYDANI olsun.

Daha da önemlisi,

Sur içinde, yakılıp yıkılan bölgelerde evler, aslına uygun ve Diyarbekir evlerinin aynısı/tıpkısı bir biçimde yapılsın.

Ve sevgili meslektaşlarım, dernek yöneticileri, STK Yöneticileri; Zerzevan Kalesi, Çayönü, Mitras Tapınağı, Kortik Tepe, Hilar Mağaralarını ve Bırkleyn Mağaralarını koruyalım, tanıtalım, gün yüzüne çıkaranları sahiplenelim.

İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle. 

Dostça kalın.