Neleri abartmayın ki Türküye hiç bir şeyden çekmedi Türkiye Halklarının abartısından çektiği kadar. Dini abarttık, Laikliği abarttık, Atatürk'ü abarttık, İyiliği abarttık, Kötülüğü abarttık, Bildiğimizi abarttık, Duyduğumuzu, bilir bilmez abarttık.
Kim ne derse desin biz ezberlerimizi doğru ya da yanlış demeden abarttık,
Üç kuruşluk bildiğimizi dağlara sığdıramadık,
Daha çırak bile olmadan, ustalığımızdan dem vurduk, abarttık.
Bir dergi okumadan, yüzlerce kitap okuduğumuzdan söz ettik, yani aslı astarı olmayan şeyleri gerçekmiş gibi göstererek bilgiçlik tasladık. Taslamakla kalmadık abarttık beyler abarttık.
Sonuç; olduğumuz yerde bile kalamadan arkalara düştük, ders almadık, abarttık.
Ne yazık ki hala abartmaya devam ediyoruz.
Ondan sonra da; Üstat Tevfik FİKRET’in dediği gibi “Eller niçin semada, biz neden çukurdayız?” diye hayıflanırız.
&
Sakın gene mi Diyarbekir demeyin lütfen.
Belediyelerde kurumlarda bir dünya gereksiz istihdam söz konusu. Bunu kimse inkar edemez.
Yıllardır hep söylerim.
Neden bunlar Turizm polisi, Turizm zabıtası, turizm bekçisi vesaire adı altında surların etrafında görevlendirilip devriye gezdirilmez?
Bu yolla hem surlar korunur hem de vatandaşın güvenle gezmesi sağlanır.
Restore edilen surların sahipsiz bırakılması da bir başka konu. Buraların, bilhassa burçların işletmeye açılmak suretiyle turizme kazandırılması gerekiyor.
Bu vesile ile istihdama da katkıda bulunulmaz mı?
Yani sadece yapmak yetmiyor, devamını da düşünmek gerekiyor!
Önümüz bahar. Gelecek turistlerin güvenle Diyarbekir’de dolaşabilmeleri için bunları yapmak çok mu zor?
&
Bakalım kimler ne demiş
CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'ndan AKP'ye yerel yönetim eleştirisi: "Sizde olmayan belediyenin imar yetkisini merkeze aldınız ve bunu rüşvetle dağıtıyorsunuz."
…
Gelecek bugün ne yaptığına bağlıdır. Gandhi
…
Kimseye kirli ayaklarıyla beynimde gezme fırsatı vermem.
Gandhi
&
Bir söz de benden
Duyacağız, göreceğiz, konuşacağız. Çünkü biz Diyarbekirliyiz.
&
Türkiye ne zaman düzelir?
Hani bir söz var;
Akvaryum balığı gibisin be kardeşim, denizden bi habersin.
Denize olan ilgisizliğimizi üzerimizden atarsak, Türkiye düzelir.
&
Ey Halkım;
Surların etrafını,
Tarihi özelliği olan çevreleri
Özetle
Diyarbekir’i
Temiz tutalım.
&
Kulağa hoş gelen sözler
Para az değil kardeşim, para az değil.
Peki o zaman niye yetmiyor bize?
Hırsız çok kardeşim hırsız çok.
Şimdi anladın mı?
&
Kirveme öğütler
Kirvem;
Dilini tutmayı bil.
Çünkü öfkeliyken sevdikleriniz sarf ettiğiniz sözler, bir bıçaktan daha derin keser.
&
Ve yazıma çoğu kez olduğu gibi bir şiirimle son veriyorum.
HAYDİ, GELECEKSEN GEL
Deniz, kum ve ben,
Keşke bir de sen olsaydın sen.
Çok baktım
Gök ve denizin birleştiği yere,
Belki görürüm diye.
Bir yolcu gemisi, bir şilep
Ve birkaç balıkçı teknesi.
Ama sen yoksun sen.
Dalgalar üstüme üstüme geliyor.
Bakıyorum dalgaların içine;
Birkaç denizanası
Yeşil yeşil yosunlar
Ve beyaz köpükler,
Ama sen yoksun sen.
Ayla güneşi birlikte görüyorum,
Gökyüzünün bir tarafı
Loş karanlık
Bir tarafı
İdare eder bir aydınlık
Beklemeye karar verdim
Gökçeada’dan gelen vapuru,
Tekirdağ’a uğrayan feribotu,
Yolcu gemilerini,
Şilepleri,
Bir yığın inen ve binenler…
Ama sen yoksun sen. R.Y
&
Gelelim “Dilimde tüy bitinceye kadar” yazacaklarıma;
Anzele, büyük bir balıklı göl haline getirilip, turizme kazandırılsın.
Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi MÜZEYE dönüştürülsün.
Daha da önemlisi,
Ve sevgili meslektaşlarım, dernek yöneticileri, STK Yöneticileri; Zerzevan Kalesi, Çayönü, Mitras Tapınağı, Kortik Tepe, Hilar Mağaralarını ve Bırkleyn Mağaralarını koruyalım, tanıtalım, gün yüzüne çıkaranları sahiplenelim.
İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle.
Dostça kalın.