Diyarbakır, Mardin ve Şanlıurfa.
Tarihi geçmişi ve barındırdığı turizm potansiyeli ile sadece Güneydoğu’nun değil Türkiye’nin turizm cenneti olabilecek kentler.
Camiler, kiliseler, medreseler, hanlar, hamamlar… Millat’tan Önce’ye uzanan tarihi yolculukta derin izler var bu üç kentte.
Mardin’in Dara’sı, Diyarbakır’ın Surları, Zerzevan Kalesi, Şanlıurfa’nın Göbeklitepesi…
Bunlar sadece kamuoyunda bilinenlerden sadece bir kaçı.
Sadece göze değil lezzetiyle damaklarda nefis tat bırakan gastronomide de bir numara…
Şimdi bu üç kent için altın değerinde bir tanımlama ve proje hazırlandı.
Diyarbakır Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Sayın Münir Karaloğlu, bu üç kentteki turizm potansiyelinin açığa çıkması için “Mezopotamya Altın Üçgeni” tanımını yaptı ve projesini hazırlattı.
Şanlıurfa ve Mardin Valiliği ile birlikte koordineli çalışmada kısa adı TURSAB olan Türkiye Seyahat Acentaları Birliği de yer alacak.
TURSAB Güneydoğu Bölgesel Temsil Kurulu Başkanı Mehmet Akyıl, geçtiğimiz günlerde düzenlenen çalıştayda bu projenin tur operatörleri ve acenteler açısından bir heyecan oluşturduğunu söylüyor.
Öyle ki tur firmaları şimdiden bu üç kent için organizasyon yapmaya başladı bile.
Peki bu projede amaçlanan ne?
Onu da TURSAB Güneydoğu BTK Başkanı Sayın Mehmet Akyıl şöyle anlatıyor:
“Artık GAP Turları gibi Mezopotamya Altın Üçgeni Turları destinasyonu başlayacak. Biz özellikle kentin tanınması için gündüz ve geceyi bu kentlerde geçirmelerini teşvik edeceğiz. Genelde bir kentte gündüz, bir kentte de gece geçiriliyor. Bir kent 3-4 saatle tanınmaz diyoruz. Bir kentte kahvaltı yapmakla, iki-üç mekanı gezmekle o kent tam anlamıyla tanınmaz diyoruz. Biz bu anlayışı değiştireceğiz. Bir ili tam anlamıyla gezilmesi için en az 24 saati o kentte geçirmesini sağlayacağız.”
Bu proje, pandemi nedeniyle 2020’yi “kayıp yıl” olarak geçiren turizme can suyu olacaktır.
Saygılarımla