Ahmet Türk’ü tanırız. Mardin Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı. Yerine üçüncü kez kayyım atandıktan sonra sıcağı sıcağına yaptığı açıklamada, “Guinness Rekorlar Kitabı’na girmeye hak kazandım” dedi. Bilge insanlar böyledir. En trajik öyküde bile bir cümleleriyle gidişatı ortaya koyarlar.
O Ahmet Türk, Türkiye’nin başı sıkıştığında İmralı’ya gönderildi.
O Ahmet Türk, Türkiye’nin yöneticileri, süreçten memnun olmayınca kodese tıkıldı.
O Ahmet Türk, daha geçen hafta Cumhurbaşkanı Yardımcısı ile son dönemlerin en trajik siyasi cinayetleri husumeti nedeniyle kurulan barış sofrasına katıldı.
O Ahmet Türk, daha bir kaç ay önce ülkenin ilgili kurumlarından iyi hal kağıdı alıp, aday oldu ve halkın büyük desteği ile üçüncü kez belediye başkanı olarak seçildi.
Ama aynı Ahmet Türk, bir gece ansızın, çalan cep telefonuyla görevden alındığını, yerine kayyım atandığını öğrendi.
Üstelik,Kürtler barış elini yeniden uzatmışken.
Temkinle de yaklaşılsa, pek çok soru ve kaygı ile karşılansa da yeni bir çözüm süreci tartışmaları sürerken, Kürt siyasetinin en sembolik isimlerinden biriyle antiçözüm sürecinin başladığı anlaşıldı. Düzelteyim, antiçözüm sürecinin tam gaz devam ettiği ve "kararlılıkla"devam ettirileceği de böylelikle ilan edilmiş oldu.
Ne ki kalemşörleri ve sözcüleri kayyım mekanizmasının kesintisiz olarak süreceğini de alenen söylediler.
*
AKP/MHP Faşist Rejimi ne yapmak istiyor sorusu dönüp duruyor.
Çok değil en fazla iki bilemedin üç yıl sonraki kuvvetle olası CHP’nin iktidar yolunun altına mayın döşemek mi bu yapılanlar?
Belli ki bunlar, iktidar yolculuğunda CHP’ye ve onun Cumhurbaşkanı adayına büyük olasılıkla destek verecek olan Kürt siyasetini şeytanlaştırmayı, CHP’yi de yine ve yeniden terörle işbirliği yapmakla suçlamayı planlanıyorlar.
Şöyle bir söylem geliştirecek bu iktidar:
“Eyyy halkım bakın bu ülkenin milli duyarlılığı en fazla olan siyasetçisi Devlet Bahçeli bile Öcalan’a umut hakkından söz etti. Ama Kandil ve onun Türkiye’deki uzantıları uzatılan barış elini geri itti. Şimdi terörden beslenen bu şebeke ile iş tutan CHP, Türkiye’yi Ortadoğu’daki yangın yerinde emperyalizmin kucağına oturtmak istiyor”
Bu sinsi plan tutar mı göreceğiz.
Ama şunu bu coğrafyada yaşayan herkes çok iyi görüyor.
Kürt meselesi gibi yüz yıllık bir sorunun üzerinde böyle siyasi çıkarlar için tepindikçe, Kürtlerin aidiyet duygusu örseleniyor. Duygu kırılması derinleşiyor.
*
Meslek büyüklerimizden Naci Sapan, kayyımları eleştirdiği bir yazısı nedeniyle 135 günlük adli para cezasına çarptırıldı. Mahkeme bu cezayı HAGB ile ertelemek istese de Sapan, gazeteciliğin gereğini yaparak, yazısının arkasında durup, karara karşı itiraz yolunu kullanmayı seçti. Kendisini bu ilkeli duruşu nedeniyle tesmilcisi olduğum Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) adına kutluyor ve geçmiş olsun dileğimi iletiyorum.