Geçtiğimiz günlerde Van’da meydana gelen zincirleme trafik kazası, hepimizi derinden üzdü. Yine can kayıpları, yine yaralılar ve yine benzer bir manzara: Siren sesleri, panik ve acı dolu haberler… Ancak bu tür olaylar, yalnızca istatistiklerde yer alacak soğuk rakamlardan ibaret değil. Her kaza, ardında bir yaşam hikayesi, bir hayal ve bir ailenin yasını bırakıyor.

Trafik kazaları genelde "şoför hatası" ile özetlenip geçiştirilir. Ancak zincirleme kazalar, sadece bireysel hatalardan kaynaklanmaz; sistemsel eksikliklerin de payı büyüktür. Zincirleme kazaların en önemli nedeni, sürücülerin diğer araçlarla güvenli takip mesafesini korumaması. Yüksek hızda seyreden bir araç, aniden durduğunda arkadaki araçlar yeterli mesafe bırakmamışsa felaket kaçınılmaz oluyor. Trafik kuralları ihlal edildiğinde caydırıcı yaptırımların eksikliği, sürücülerin dikkatsiz davranmasına zemin hazırlıyor. Hız limitlerine uyulmaması veya kış lastiği kullanımının kontrol edilmemesi zincirleme kazaları artırıyor. Bozuk yollar, eksik tabelalar ve yetersiz aydınlatma gibi altyapı sorunları, kazaların bir diğer perde arkası. Özellikle kış şartlarında yolların zamanında tuzlanmaması veya kar temizleme çalışmalarının gecikmesi büyük tehlike yaratıyor. Türkiye’de sürücülerin çoğu, teorik sınavları geçip ehliyet alıyor; ancak pratikte güvenli sürüş konusunda yetersiz kalıyor. Hızlı araç kullanmanın sadece kendi hayatını değil, başkalarının yaşamını da riske attığını çoğu kişi unutuyor.

Bu kazalar önlenebilir, yeter ki bireyler ve yetkililer sorumluluklarını yerine getirsin.

Kamu spotları ve kampanyalar aracılığıyla sürücülerde güvenli sürüş alışkanlıkları oluşturulmalı. Hız limitlerine uyulması, takip mesafesinin korunması ve kış şartlarına uygun araç hazırlığı konularında daha sık eğitim verilmeli. Özellikle yoğun kış aylarında, kış lastiği kullanımı gibi zorunluluklar sıkı bir şekilde denetlenmeli. Ayrıca, hız limiti ihlalleri daha caydırıcı cezalarla karşılanmalı.

Karayolları düzenli olarak kontrol edilmeli, tehlikeli bölgeler belirlenip önlem alınmalı. Kış aylarında yolların tuzlanması ve temizlenmesi gibi çalışmalar aksatılmadan yapılmalı.

Akıllı trafik sistemleri, zincirleme kazaların önlenmesinde büyük rol oynayabilir. Hız ölçer kameralar, yol durumu uyarı sistemleri ve sürücüleri bilgilendiren dijital tabelalar daha yaygın hale getirilmeli.

Unutmamalıyız ki, trafik kazaları sadece bireysel hatalardan kaynaklanmıyor; bu, toplumsal bir sorumluluk meselesi. Her sürücü, yola çıktığında sadece kendi hayatını değil, diğer sürücülerin ve yolcuların yaşamını da koruma yükümlülüğü taşıyor. Yollar bizi bir yerlere ulaştırmalı, hayatlarımızı yarım bırakmamalı. Bu yüzden artık kayıplar değil, çözüm yolları konuşulmalı.